Kene paniği doğadan koparma propagandası mı?

Son yıllarda sıklıkla “kene vakalarının arttığı” yönünde haberler yapılıyor.

Halkı tedirgin eden bu yayınlar, adeta bir korku renkleri yaratıyor.

Oysa doğayla iç içe yaşayan insanlar; yılan, akrep, kene gibi pek çok canlıyla yıllardır bir arada yaşıyor.

Bu canlıların istedikleri var olduğu, hatta çok çeşitli türlerinin bulunduğu da bilinmektedir.

Kırsalda yaşayan insanlar, bu canlıları tanıyor, ne zaman ve nasıl önlem alınacağını biliyor.

Onlar korkmuyor; asıl korkutulanlar doğayla bağını koparmış olan şehir insanı.

Bahar, Yaz ayları geldiğinde doğa insanı çağırır: kırlar, ormanlar, yaylalar…

Ne var ki, sürekli “kırlara gitmeyin, ormanlardan uzak durun, dere kenarlarında dolaşmayın, çayırlara basmayın” gibi uyarılar yapılıyor.

Sanki doğa bir tehlike alanıymış gibi lanse ediliyor. İnsanlara AVM'lerden çıkmamaları, kafelerde oturmaya devam etmeleri öğütleniyor.

Doğa ile buluşmak isteyen insanlar adeta caydırılıyor. Keneden korkun, ısırsanız ölürsünüz deniyor.

Peki, bu kene yeni mi çıktı? Daha önce yaşananların dağlarında yok muydunuz?

Öldürücü kene bu ülkeye nasıl geldi diyen olmuyor. Doğanın düzeni bozanlar canlıları katil yapanlar konuşulmuyor.

Doğayı katledenler gündeme geliyor. Doğada yaşayan canlılar her geçen gün katledenler konuşulmuyor.

Dağların güzelliğini, ovaların verimini, suların ırmakları dereleri kurutan çevreyi kirleten maden ocaklarını gündem olmuyor.

Bu keneleri canlı dünde vardı, neden bu kadar saldırgan değildi. Doğada yaşayan kenelerin ve canlıların genetiği bozulanlar uyarısı geliyor.

Bizler köyde yetişen hayvanların üzerinde çokça kene olması beklenirdi.

Büyüklerimiz keneleri temizler, hayvanlara zarar vermemesi için önlem alırlardı.

Ama hiç kimse keneden dolayı ölüm yaşandığını duymazdı.

Son zamanlarda bu konunun medya üzerinden planlı bir şekilde büyüdüğü görülüyori doğuyor. Gerçekliği, abartılı haberler dolaşıyor.

Sosyal medya bu haberlerle dolup taşıyor. Keneler, her zaman mevcuttu, bugün neden daha saldırganlar, bu kadar yaygınlaştıkları ise sorgulanmıyor.

Kimse “Bu keneler neden arttı, denge dengesi neden bozuldu?” diye sormuyor Allah'ın sünnetullahı'na kimler müdahale ediyor diyen olmuyor.

Doğada keneyle beslenen kuşlar, sürüngenler, memeliler av adı altında katlediliyor.

Ormanlar talan ediliyor, ekosistem parçalanıyor. Doğadaki canlıların dengesi bozuluyor ama konu hep Kenede kilitleniyor.

Doğadan koparılmak istenen insanlardan buradan sesleniyorum: Korkmayın! Korkutucu propagandalarına inanmayın.

Doğaya geçiş, günün gürültüsünde, kirindeki dağlarda, kırlarda temiz havayı solun.

Çocuklarınızı kırlarla, çayırlarla, ormanlarla tanıştırın. Çocuklara doğayı öğretin kısa olsa da doğayı tattırın.

Tabii ki tedbirli olun, dikkatli olun. Ama unutmayın: doğa düşmanı değil, yaşam kaynağımızdır.

Keneler vardı, var olacak. Ama doğayı bozan biziz. Gerçekleşme devam ettikçe çözüm de bulunamaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi