Aysel Ayşe Aygün Özer
Gökyüzünde parçalanan sadece bir uçak değildi
Bir sabah uyanıyoruz, haber kanallarında aynı soğuk cümle: “Gürcistan sınırında kargo uçağımız düştü.”
İçinde 20 askerimiz. “Şehit oldular” deniyor. Nokta.
Ama bu ülkede artık hiçbir şey o kadar basit bir noktayla bitmiyor.
Bir uçak, hiçbir arıza belirtisi vermeden gökyüzünde ikiye, üçe ayrılıyorsa… orada ya büyük bir ihmâl, ya da daha büyük bir sır vardır.
Bize “araştırılıyor” diyorlar.
Ama biz biliyoruz: araştırmaların çoğu, sonuçlardan çok sessizlik doğurur. Çünkü bizde sessizlik, bazen gerçeği gizlemenin en yumuşak hâlidir.
Bu topraklarda “şehit” kelimesi, her şeyi affettirir sanılır.
Affettirmez.
Bir insan, görevi başında can veriyorsa, biz sadece onun ardından dua etmekle değil, neden öldüğünü sormakla da yükümlüyüz.
Çünkü vatan sevgisi, sorgulamadan körü körüne bağlılık değildir; doğruluk istemektir.
Devlet sevmek, yanlışını da yüzüne söyleyebilmektir.
Bu ülkenin her evinde bir asker fotoğrafı vardır. Her annenin kalbinde bir endişe, her babanın gözünde bir gurur. Ama her düşen uçakta, o fotoğrafların altına gölgeler düşüyor artık. Çünkü bir gün biri sormalı:
Bu çocuklar neden öldü?
Uçak neden havada parçalandı?
Kim kontrol etti, kim göz yumdu, kim sustu?
Biz bunları soruyoruz çünkü artık susmak da bir suç.
“Acı olay” deyip geçmek, onların ardından adalet istememek demek.
Adalet olmadan yas tutulmaz; sadece alışılır.
Ve hiçbir millet, ölümlerine alışarak ayakta kalmaz.
20 askerimiz…
Her biri bir umut, bir aile, bir gelecekti.
Onları korumak devletin görevi, onlara sahip çıkmak bizim görevimiz.
Ama gerçeği bulmak işte bu ikimizin ortak sorumluluğu.
Bugün o uçak gökyüzünde ikiye ayrıldıysa, bilin ki sadece metal değil, halkın güveni de parçalandı.
Eğer bu parçaları yeniden birleştireceksek, süslü açıklamalara değil, dürüst cümlelere ihtiyacımız var.
Çünkü biz yalanlara değil, gerçeğe tahammül etmek istiyoruz artık.
Bu yazı bir suçlama değil. Ama bir uyarıdır.
Hiçbir sistem, evlatlarının kanı üzerinden sessizliğe gömülerek ayakta kalmaz.
Bu milletin gökyüzüne baktığında içi yanıyorsa, o yangını söndürecek olan şey açıklamalardan çok, adalettir.
Biz yas tutuyoruz.
Ama aynı zamanda hatırlıyoruz.
Ve bir daha böyle haberler duymamak için sormaya devam edeceğiz:
Bu uçak neden düştü?
Gerçek nerede?
Ve bu kez, kim susacak?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.