
Zafer Çam
“Dindar nesil” projesinin sessiz çöküşü
Yıllardır süregelen “dindar nesil” hedefi artık şekil değiştiriyor.
Dönüp okullara bakarsanız, bunun sancılarını açıkça görebilirsiniz.
Eğitim sistemimizin geldiği noktayı merak edenler, sadece çocuklarını dinlesinler.
Onları gönderdikleri okulları, o okullarda eğitim veren öğretmenleri yakından tanısınlar.
Bir zamanlar okul, sadece dört duvar arasında ders öğrenilen yer değildi. Karakterimizin yoğrulduğu, disiplinin içselleştirildiği, saygının nefes gibi alındığı kutsal alanlardı.
Herkesin aynı önlüğü giydiği, sınıf farklarının silindiği o yıllarda; öğretmen kelimesi sadece bir mesleği değil, bir duruşu temsil ederdi.
Şehirlerin her mahallesinde ilkokul, ortaokul, lise vardı.
Lise, ortaokul, sanat okulu ya da imam hatip fark etmezdi; herkes eşit mesafedeydi.
Lüks sınıflarımız yoktu belki ama içinde bilgi, ahlak ve saygı vardı.
Sobalı sınıflarda büyüdük ama içimiz sıcacıktı; çünkü eğitim gerçekten vardı.
Şimdi her mahalleye birden fazla lise açıldı. Özellikle imam hatip liseleri...
Sayıları arttıkça nitelik kayboldu. Eskiden imam hatip okuluna kayıt yaptırmak bir bilinç meselesiydi.
Ailenin ve öğrencinin tercihi, dini bir eğitimi içselleştirme arzusu olurdu. Bugünse bu okullar, çoğu zaman sadece başka bir seçeneği olmayan çocukların mecbur bırakıldığı kurumlara dönüştü.
Her okulun kendine özgü bir duruşu vardı. Sanat okuluna giden de, liseye başlayan da, imam hatipte okuyan da bu duruşun farkındaydı.
İmam hatiplerin geleneksel bir disiplini vardı. Daha kurallı, daha tutucu ve bir o kadar da kararlı bir çizgileri olurdu.
Ama ne oldu? Geçtiğimiz günlerde Adana'nın Çukurova ilçesindeki Hümeyra Ökten Kız Proje İmam Hatip Lisesi'nde mezuniyet töreninde yaşananlar aslında sürecin özeti gibi.
“Man kurtlaşmayacağız” pankartı taşıyan imam hatipli kız öğrenciler, “Bizi köleleştiremezsiniz” diye haykırıyorlardı.
Kıyafetleriyle gündeme geldiler; çünkü artık imam hatipler bile diğer okullardan ayırt edilemiyor.
Ne giyimde, ne tavırda, ne bilinçte. Eğitim yalnızca diploma vermek değildir.
Ahlak kazandırmayan, fikir üretmeyen, soru sordurmayan bir sistem, mezunlar veriyor olabilir.
Ama yetiştirdiği bireyler, içi boş bir kalabalıktan ibaret kalıyor.
23 yıldır bu ülkede imam hatiplerin sayısını artırarak “dindar nesil” hayali kuruldu.
Ama görünen o ki sayı değil, nitelik meseleymiş.
Bu okullardan mezun olan gençlerin mezuniyet törenlerinde haykırdıkları sözler, bu projenin artık iflas ettiğini açıkça gösteriyor.
Bizler sobalı sınıflarda büyüdük. Ama sıcacık bir eğitimle yetiştik. O yüzden hâlâ geçmişe özlemle bakıyor, bugünü sorguluyoruz.
Bugünün gençleri ise ne yazık ki hem geçmişi unuttu hem de geleceğe güven duyamıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.