
Zafer Çam
Amerika'nın vicdanına sığınanlar
Bir zamanlar kıbleye yönelen yüzlerin, bugün Washington'a çevrildiğine tanıklık ediyoruz.
Dua elleri semaya değil, Beyaz sarayın kapısına açılıyor adeta.
Adaleti Allah'tan değil, emperyalist mahfillerden bekleyen yeni bir “ümmet” türedi: Amerika’nın vicdanına sığınan sözde Müslümanlar.
Bu insanlar, kendilerini "ılımlı", "çağdaş" ve "diyalog yanlısı" olarak tanıtıyor.
Ne güzel etiketler değil mi?
Ama tüm bu kavramların ardında, teslimiyetin, edilgenliğin ve esasen teslim alınmış bir zihniyetin yattığını görmek zorundayız.
İslam’ı ABD’nin çıkarlarıyla uyumlu hale getirme çabası, dinin özüne ihanetten başka bir şey değildir.
Filistin Ağlarken Sessiz Olanlar
Gazze bombalanırken, çocuk cesetleri molozların altından çıkarılırken, Amerika’nın sözde vicdanına umut bağlayanlardan tek bir ses yükselmedi. Neden?
Çünkü "stratejik ortaklık" zedelenmesin, fonlar kesilmesin, vizeler iptal edilmesin diye.
Hâlbuki gerçek bir Müslüman, mazlumun kimliğine değil, zalimin zulmüne bakar.
Unutmayalım, bu ülkede camiler kuran, sözde İslam üniversitelerinde görev alan birçok isim, İsrail'e sessiz kalırken, ümmetin acılarına da kulaklarını tıkıyor.
Onlara göre İslam, sadece bireysel bir inanç; sosyal adalet, ümmet bilinci ya da direniş ruhu bu anlayışta yok.
Amerika Merkezli İslam Tasarımı
Bu yeni Müslüman profili, Amerika’nın dizayn ettiği bir “proje Müslüman” modelidir.
Sorgulamaz, direnmez, emir alır.
Kadim medeniyetimizin direniş geleneğinden nasibini almamış, Batı’nın onayına muhtaç bir kimliktir bu.
Aslında mesele sadece Amerika değil.
Bu zihniyet, kendi coğrafyasına yabancı, kendi tarihine kör, kendi halkına mesafeli bir anlayışı temsil ediyor.
İslam’ı Batı’nın kabul edeceği şekilde yeniden “ambalajlama” çabası, inancı sulandırma projesinden başka bir şey değildir.
Bugün ümmetin Amerika’ya değil, Allah’a sığınmaya ihtiyacı var. Direnmeye, susmamaya, zalimin yüzüne hakkı haykırmaya…
Çünkü İslam bir duruştur.
Ve o duruş, Beyaz Saray'ın gölgesinde değil, Hira’nın nurunda, Kerbela’nın toprağında, Kudüs’ün taşlarında yeşerir.
Sözde Müslümanlara tek bir şey söylemek yeterlidir:
Siz, Amerika’nın değil, Allah’ın rızasını arayın.
Vicdan Washington’da değil, kalbinizde olsun.
Yoksa ne bu dünyada huzur bulursunuz ne de ötekinde hesap verecek yüzünüz kalır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.