Kamu-özel sektör dengesi: Gençler neden özel sektörü tercih etmiyor?

Türkiye’de uzun süredir yaşanan ekonomik dalgalanmalar, krizler ve istikrarsızlık, çalışma hayatını derinden etkiliyor. Ekonomi politikasındaki ani değişimler, enflasyon baskısı ve belirsizlik, özellikle genç nüfusun gelecek planlarını doğrudan şekillendiriyor. Bu ortamda, gençler gelecek kaygısı ve iş güvencesi arayışıyla kamu sektörüne yöneliyor. Aileler de çocuklarının “garantili” bir işe kavuşması için kamu istihdamını adeta tek çıkış yolu olarak görüyor.

Bu yönelimin arkasında yalnızca maaş farkı yok. İş güvencesi, düzenli çalışma saatleri, sosyal haklar, emeklilik avantajları, sendikal güvenceler ve uzun vadeli istikrar algısı gibi unsurlar, kamuya ilgiyi besliyor. Özel sektörde ise tablo daha zorlayıcı: düzensiz çalışma saatleri, yüksek performans baskısı, örgüt–kurum ilişkilerindeki uyumsuzluk, sınırlı kariyer ilerleme imkânı, düşük sosyal destekler ve sürekli değişen beklentiler gençlerin motivasyonunu kırıyor.

Kamu ve Özel Sektör Arasındaki Uçurum

Kamu sektörü, ekonomik belirsizlik dönemlerinde “güvenli liman” olarak görülüyor.

  • Çalışma saatleri belirli ve fazla mesai istisnai durumlarda yapılıyor.
  • Maaş ödemeleri garanti altında ve zamanında yapılıyor.
  • Sosyal haklar (kreş, doğum izni, kıdem tazminatı, sendikal haklar) geniş kapsamlı.
  • Emeklilik güvencesi net bir şekilde planlanmış durumda.

Özel sektörde ise durum farklı:

  • Çalışma saatleri esnek görünse de pratikte fazla mesai yükü ağır.
  • İş güvencesi sınırlı; performans, piyasa daralması veya yönetim değişikliği nedeniyle işten çıkarma riski yüksek.
  • Sosyal haklar birçok işletmede minimum düzeyde.
  • Kariyer planlaması net değil; yükselme kriterleri şeffaf olmaktan uzak.

Bu fark, ilginç bir tablo ortaya çıkarıyor: Yüksek gelirli ve nitelikli bir mesleğe sahip gençler bile, daha düşük maaşlı ancak güvence sağlayan kamu görevlerine geçmeyi tercih ediyor. Örneğin; yetişmesi uzun yıllar alan bir makine ustası, özel sektörde yüksek maaş almasına rağmen, kamuya temizlik personeli olarak geçebiliyor. Çünkü maaş farkı kısa vadede cazip görünse de, iş güvencesi ve sosyal hakların eksikliği uzun vadede ağır basıyor.

Gençleri Özel Sektöre Yönlendirmek İçin Somut Adımlar

Sadece maaş teşviki ile özel sektörün cazibesini artırmak mümkün değil. Çalışma şartlarının bütüncül şekilde iyileştirilmesi gerekiyor:

  1. İşsizlik Sigortası Ödeneğinin Artırılması
    İşsiz kalan özel sektör çalışanlarına, geçiş sürecinde daha yüksek maddi güvence sağlanmalı. Böylece işten çıkarılma korkusu, özel sektöre yönelmenin önünde engel olmaktan çıkar.
  2. Çalışma Ortamlarının İyileştirilmesi
    Devlet, işyerlerinin ergonomik, sağlıklı ve güvenli koşullara sahip olması için teşvikler ve denetimler getirmeli. İş sağlığı ve güvenliği yalnızca kâğıt üzerinde değil, pratikte de uygulanmalı.
  3. Psikolojik Destek Zorunluluğu
    Belirli sayıda çalışanı olan işletmelere, ücretsiz psikolog veya işyeri danışmanı desteği sunma zorunluluğu getirilmeli. Bu, işyerinde stres yönetimini ve çalışan memnuniyetini artırır.
  4. Kreş ve Çocuk Bakımevi Desteği
    Çalışan ebeveynlerin en büyük yüklerinden biri olan çocuk bakımına çözüm getirilmeli. Belirli çalışan sayısına sahip işletmelere kreş açma zorunluluğu getirilebilir ya da devlet destekli bakım hizmetleri sunulabilir.
  5. Emeklilik Destekleri
    Özel sektör çalışanlarının emeklilik primlerine devlet katkısı sağlanmalı. Böylece uzun vadeli güvence artar ve özel sektör emeklilikte de cazip hale gelir.
  6. Zorunlu Yıllık İzin ve Tatil Uygulamaları
    Çalışanların ruhsal ve fiziksel sağlığı için asgari tatil süreleri yasayla garanti altına alınmalı, izinlerin kullandırılması zorunlu hale getirilmeli.

Toplumsal Etkiler ve Sonuç

Türkiye’de gençlerin özel sektöre yönelmesi, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik güvence unsurlarına da bağlıdır. Kamu sektörünün sunduğu imkânlar, özel sektörde de kısmen sağlanabilirse, iş gücü piyasasında denge sağlanır.

Aksi durumda, özel sektör “yüksek stres–düşük güvence” algısını kıramaz. Bu da yetenekli iş gücünün kamuda istihdam edilmesine, bazı alanlarda üretim ve verimlilik kaybına yol açar. Özel sektörün daha cazip hale gelmesi, yalnızca işletmelerin değil, ülke ekonomisinin de uzun vadeli istikrarı için gereklidir.

Eğer özel sektör, “daha iyi koşullar, daha çok değer” anlayışını benimserse; gençler geleceklerini inşa etmek için tek adres olarak kamuyu görmeyecek, ülke genelinde iş gücü dağılımı daha dengeli hale gelecektir.

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Öztürk Arşivi