Mourinho aynı Mourinho

2025-2026 Sezonun ilk resmi maçına Şampiyonlar Ligi 3’üncü Ön elemesinde Holanda’nın Feyenord takımına karşı çıkan Fenerbahçe’de yine pek bir şeyin değişmediğini üzülerek gördük: 2-1

2024-25 sezonuna dünyaca ünlü teknik direktör Jose Mourinho’yu alarak başlayan ve mutlak şampiyon olacağına inanan sarı-lacivertli camia, sezon sonunda Galatasaray’ın gerisinde kalarak yine 2’likle yetinmişti.

Başkan Ali Koç’un her yıl yaptığı gibi bu sefer Teknik Direktör değişikliğine gitmemesi, istikrarlı olmalıyız artık diyerek Mourinho’yu tüm baskılara rağmen göndermemesi, 2025-26 sezonuna da onunla girmeyi tercih etmesi kendisi için bir hayli riskli bir davranıştı.

Fakat yine aynı hastalık devam etmiş, zamanında ve gereken transferler gecikmiş ve sezonun ilk resmi maçına sadece 2-3 yeni isim yetişebilmişti. Bunlardan santrofor John Duran ve sol kanata Kostic’in yerine getirilen Archie Brown hazırlık maçlarında oynatılmış, geçen yıl devre arası alınan stoper Milan Skriniar ile sağ kanada alınan Nelson Semedo ise ancak Feyenord maçına yetiştirilebilmiş, bir iki antrenmanla kadroda yer alabilmişlerdi.

Skriniar bıraktığı yerden devam ediyor, her ne kadar ağır bir stoper olsa da pozisyon bilgisi, tecrübesi ve sezgilerini hırsı ile birleştirdiğinde faydalı işler yapabiliyor.

Brown ise asla bir Kostic etkisi verebilecek bir tarzda gözükmedi, John Duran ise ilk hazırlık maçında 45 dakikada attığı iki gol dışında henüz herhangi iyi bir sinyal veremedi. Görünen o ki zor bir alışma dönemi geçirecek.

Yalnız şunu izledik ki, yeni transferlerden Semedo, Feyenord maçının 58. dakikasında oyuna girmesinden sonra şu ana kadar ki en faydalı transfer olduğunu gösterdi. Topu alışı, kendine güveni, seri ve akıllı hareketleri ile bu takımın bankolarından biri olacağı sinyalini verdi. Ben şahsen 30 dakikalık bu bölümde kendisini diğer transferlere göre daha fazla beğendim.

Sarı lacivertlilerin teknik direktörü Jose Mourinho ise aynı Mourinho. Geçen yıl yaptığı hatalarda ısrar ediyor ve aynı hataları tekrarlayıp duruyor. Maçın yine ilk yarısının 30 dakikasını çöpe attı. Takımı hem iyi motive edememiş, hem de hatlar arasındaki kopukluğu bir türlü giderememiş gözüktü.

Takımın teknik kapasitesi ve akıl gücü taşıyan bir iki futbolcusundan olan İrfan Can Kahveci’ye adam adeta taktı. Geçen yıl doğru dürüst forma vermeyen, oynattığı kısa sürelerde de verim aldığı Kahveci’yi yine tam oyuna ağırlığını koyduğu dakikalarda dışarı aldı ve beraberlik golünün bulunmasına rağmen yenilgiye zemin hazırladı.

Üstelik Oğuz Aydın ile İrfan Can Kahveci’yi sağ kanatta beraber oynatmak ikisini de özellikle Oğuz’u tamamen negatif etkiledi. İkisinin de hemen hemen aynı tarz oyuncular olması nedeni ile her ikisi de sağ kanatta sıkışıp kaldı. İrfan Can zaman zaman içe kat ederek şut atmaya ve değişik varyasyonlar yapmaya çalışsa da kalabalık defans bloğunu aşamadı. Oğuz ise maçın başından beri yerini yadırgadı ve hiçbir varlık gösteremedi. Oğuz’un çıkması yerine Semedo’nun girmesi ne kadar doğru ise İrfan Can Kahveci’nin çıkıp yerine John Duran’ın girmesi o kadar hata idi. Orada çıkması gereken tek oyuncu Youssef En Nesyri idi.

Üstelik En Nesyri bu maç için hiç uygun değildi. Çünkü kalabalık Feyenord defansını çalım ve diripling ile En Nesyri tarzındaki bir oyuncunun aşması mümkün değildi. En Nesyri’nin ceza sahasında bulunması ve kendisine orta yapılması gerekiyordu. Bunu ne Brown yapabildi ne de Oğuz ve İrfan Can Kahveci. Nesyri de gerilere ve kanatlara açılıp top alıp sürmeye çalıştı ve bir kez bile beceremedi. O yüzden John Duran değişikliğinde En Nesyri’nin çıkması daha doğru olacaktı.

Gelelim defans bloğu ve orta saha kurgusuna. Orta sahada geçen yıldan bu yana Fred’de çok büyük düşüş var. Bu çok bariz gözüküyor. Amrabat ile Fred yan yana olmuyor. Çünkü Ambarat geriye çekilip iki stoperin arasına giriyor ve oradan top alıp ileri uzun vuruyor, dolayısıyla Fred aradan çıkmış oluyor ve bu sistem çalışmıyor, ne kanatlar top taşıyabiliyor böyle, ne ileri uç top alabiliyor. Amrabat’ın ileri attığı her top rakibe pas oluyor ve aynen geri dönüyor. Fred de arada şaşkın ördek gibi geziniyor bu durumda. Bu orta saha ile bu iş yürümez. Oraya ya acil İsmail Yüksek monte edilmeli veya yeni bir transfer yapılmalı. Ya da Amrabat bu oyun tarzından vazgeçip, İsmail Yüksek tarzında oynamalı. Zaten görüldü ki Ambarat ileri çıktığında golünü de attı ve daha faydalı işler yaptı.

Defans bloğunda ise Osterwolde sakatlıktan yine iyi dönmüş, hırsı, hızı ve mücadele gücü yine yüksek fakat maç eksiği çok bariz belli oldu, yenilen ikinci golde bu konsantrasyon eksikliği göze hemen çarptı. Skiniar yine iyi ama ağır oluşu, zaman zaman boşluk vermesine ve arkaya sarkmaları önleyemiyor. Her iki kanattaki Mert Müldür ve Brown ise bu maç için uygun isimler değildi. Bence Yusuf stopere çekilmeli ve 3 stoper ile kanatlarda da solda Oğuz, sağda İrfan Can olmalıydı. Szymanski de yerini yadırgadı ve hiç faydalı olamadı. 3’lü sistemde Syzmanski eski yeri olan santrafor arkasında olmalıydı. Santraforda da ilk 11’de Duran yer almalıydı.

Sayın Jose Mourinho bunları nasıl göremiyor ve düzeltemiyor, anlamak mümkün değil. Dünya çapında bir hocanın seyrettiği oyunu okuyamaması ve kadrosunda futbolcuların tarzını, stilini, ne yapıp yapamayacağını iki yıldır anlayamaması olur gibi değil. Hala yanlış oyuncu değişikliği yapması, iyi bir kaleci aldırmaması, stoper ikililerini iyi seçememesi, kanat beklerinin hücum aksiyonlarındaki güçlerini bilememesi, belirli sisteme karar verememesi, bir üçlü, bir dörtlü oynatması kendisi ile son derece çelişir vaziyette.

Sarı Kanarya’nın bu gidişle bu yıl da başarı elde etmesi mümkün değil. Sakatlığı geçince Talisca’nın nerede ve nasıl oynayacağı, kimin takımdan kesileceği de ayrı bir sorun. Biraz daha bekleyip göreceğiz. Birkaç transfer daha yapılırsa, ama gerekli yerlere ve iyi futbolcular alınırsa belki bir şansı var Sarı-Lacivertli taraftarların yüzünün gülmesi için.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Aydos Arşivi