Mourinho hata yapmaya doymuyor

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho son 5-6 maçtır üçlü savunma ve çift santroforlu bir oyun sistemine geçti ve bunda da ısrar etmeye devam ediyor. Bu sistem Fenerbahçe’nin genlerine aykırı. Geçmişte bunu deneyen tüm hocalar hep hüsrana uğramıştır. Yakın geçmişte, Vitor Peraira, Jorge Jesus bu sistemi denemişler ve Fenerbahçe’nin şampiyonluklar kaçırmasına sebep olmuşlardır.

Şimdi son bir iki aylık maçlardaki dönemde Jose Mourinho da bu sistemi Fenerbahçe’de denemeye başladı. Fakat bu sistemde oynayabilecek elinde yeterli oyuncu bulunmamasına rağmen her rakibe karşı bu şekilde oynamak ise tamamen bir intihar girişimidir. Neden diye sorulacak olursa; bu sistemin gerektirdiği yani 3 stoper ile savunma hattını kurmak için elindeki stoperlerin 3’ünün de süratli, çabuk geriye dönebilen ve oyun kurma kabiliyetlerinin olması gerekmektedir. Üç stoper de oyun boyunu kısaltacak şekilde ileride savunma hattını oluşturması gerekir. Bu bloğun arkasına atılacak topların ve hızlı rakip hücumcularının gol girişimlerini de bu hat çabukluğu ve hızlılığı ve akıllı müdahalelerle önlemeleri gerekir.

Şimdi Fenerbahçe’nin şu anda sahada oynattığı stoperlerin hiç birinde bu özellik yok. En hızlı stoperi Çağlar Söyüncü bile korkak ve geriye sarkarak oynuyor, diğer stoperlerden Djicu ve genç Yusuf Akçiçek ise topu oyuna sokma becerileri biraz daha fazla olmasına rağmen bu ikili de ağır ve geriye çabuk dönemiyorlar. Hal böyle olunca Fenerbahçe defans hattı 3’lü stoper ve 2 santroforlu sistemde oyun boyunu uzatmış oluyorlar. Bu da Fenerbahçe’nin orta sahasında oynayan Fred ve Abramat için oyuna ağırlık koyabilme açısından sıkıntı yaratıyor ve ileri hatta top taşıyamıyorlar veyahut da çok zaman kaybediyorlar.

Fred ve özellikle de Sofyan Abramat’ın topu ileriye taşıyabilmeleri için kendi ceza saha önlerine kadar gelmelerine sebep oluyor, bu da Fenerbahçe’nin hücum özelliğini öldürüyor. Tadiç, Dzeko ve En Nesryi ileri de yalnızları oynuyorlar bu yüzden ve dolayısı ile hatlar arasında bir kopukluk oluyor, iş sadece rakip defansın yapacağı hatalara kalıyor gol bulabilmek için.

Fenerbahçe’nin hücum hattına baktığımızda ise 39 yaşındaki Dzeko ile 36 yaşındaki Tadiç’in fizik-güç kapasitesi süper ligin çok altında. Bu ikilinin her ne kadar hem profesyonellik açısından, hem teknik ve oyun aklı açısından son derece üst düzeyde olsalar da, artık yaş itibari ile oyuna 90 dakika hükmetmeleri mümkün değil. İkisi de çok güçsüzler ve ileride rakip defansa baskı yapacak düzeyde değiller. İçlerinde daha genç olan ve fizik-güç kapasitesi biraz daha yerinde olan Fas’lı oyuncu En Nesyri de fazla bir baskı uygulayabilen bir yapıda değil. Fakat En Nesyri’nin yanlardan gelecek ortalarda çok iyi bir kafacı kimliği var ve şu ana kadar bunu çok iyi kullanıyor ve takımına goller ve puanlar kazandırmaya devam ediyor. Fenerbahçe’nin tek artısı bu bence. Yalnız En Nesryi de yerden oyunda iyi değil ve çok eksikleri var. Top süremiyor, ver-kaç yapamıyor, duvar olamıyor.

Şimdi Mourinho’ya gelince. Oynattığı bu sistem ile ligin sonlarında olan takımlara karşı galibiyetler alabilirsin, Adana Demirspor’u, Konyaspor’u, Hatayspor’u yenebilirsin (bu maçlarda da çok zorlandığını hatırlatalım). Fakat süper ligin Galatasaray’dan sonra, Samsunspor, Eyüpspor ile birlikte en dişli takımı ve fizik gücü tam yerinde olan takımı Göztepe ile oynuyorsun. Her ne kadar kendi sahanda da oynarsan oyna bu takıma karşı bu sistem ve çift santraforla çıkman intihardan farksızdı. İlk yarı birçok maçta olduğu gibi tamamen çöpe atılmış bir 45 dakika izledik yine.

Mourinho’nun Fenerbahçe’nin başında çıktığı 30’a yakın maçın hemen hemen 15-20’sinde hep ilk yarıları abuk subuk kadrolar çıkarması ile çöpe atmıştır. Ancak ikinci yarı başlarında ve bazı maçlarda da 60-70’inci dakikalarda yaptığı değişikliklerle maçları zar zor kurtardığını gördük.

Oyunu iyi mi okuyamıyor, oyuncularına güveni mi tam değil veya bazı oyuncuların özelliklerini hala tahlil edebilmiş değil mi, nedir bilemiyoruz ama sürekli bir arayış içerisinde. Antrenmanda veya hazırlık maçlarında denemesi gereken şeyleri resmi ve çok kritik maçlarda denemeye kalkması akla hayale sığacak gibi değil. Ne yapmak istiyor, neden böyle hareket ediyor, yoksa Türk insanı ve Fenerbahçeliler ile alay mı ediyor, inanın kimse anlayamadı. Fakat şu sözü çok doğru, ne demişti “Sayenizde burada antrenörlüğü öğreniyorum” demişti bir iki hafta önceki bir demecinde. Valla bu şaka değil gerçek galiba. Yaptığı çok fahiş ve üst üste hatalar bu sözünün doğruluğunu kanıtlar gibi. Bu adam Avrupa’da bunca takımda bir yığın kupayı nasıl kazandı inanın hayret ediyorum. Bunun tek bir açıklaması var galiba. O da buraya bizimle dalga geçmeye gelmiş gibi.

Göztepe maçında olası bir puan kaybı Fenerbahçe’nin Galatasaray arasındaki farkın tekrar açılması ile birlikte zaten az olan şampiyonluk şansının tamamen bitmesine sebep olabilirdi, bundan sonraki maçlarda da hala ne yapacağı ve nasıl bir oyun sistemi ile devam edeceği meçhul. Ara transferde gelecek oyuncuların takıma uyumu nasıl olacak, güç katabilecekler mi, yoksa daha mı karmaşıklaşacak Fenerbahçe’nin oyunu. Üstelik Mourinho’nun geçen yıl takımı taşıyan bazı oyuncuları da geriye götürdüğü açıkça görülüyor. Bunlardan biri İrfan Can Kahveci ve Osayi Samuel. Tadiç’i de geçen yılki formundan ve gücünden uzak görüyoruz. Geçen yıl sol kanatta oynayan Tadiç, Ferdi ile birlikte iyi ikili olmuş ve soldan Fenerbahçe’ye çok goller ve puanlar kazandırmıştı. Bu yıl Tadiç’in yeri sürekli değişiyor ve Tadiç bir var bir yokları oynuyor, dün yine yoktu. Halbuki bir hafta önce oyuna girmiş ve takımına galibiyeti getiren anahtar olmuştu.

Bunlar hep Jose Mourinho’ya yazar. Bakalım ilerleyen günlerde Jose Mourinho ve Fenerbahçe kendini toparlayıp tekrar şampiyonluk yarışını sürdürebilecek trendi yakalayabilecekler mi, hep birlikte göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Aydos Arşivi