Bir milli siyaset belgesi: Misak-ı Milli (6)

GENEL

Toplam altı bölümden oluşan 28 Ocak 1920 tarihinde son Osmanlı Mebusân (Yasama) Meclisi tarafından kabul edilen ve 17 Şubat 1920 tarihinde de kamuoyuna duyurulan Türkiye'nin barışa yönelik temel ilkelerini ifade eden beyannâme ve resmî belge olan Misak-ı Millî süreci ve önemini içeren bu yazı dizisi kapsamında bugün okuyucularla yazı dizisinin altıncı ve son bölümü paylaşılmaktadır.

MİSAK-I MİLLÎ BEYANNÂMESİNE GÖRE…

Altı maddeden oluşan Mîsâk-ı Millî Beyannâmesi’nin girişinde Osmanlı Mebusan Meclisi üyelerinin devletin bağımsızlığı ve milletin geleceğinin, haklı ve sürekli barışa kavuşmanın aşağıdaki esaslara tamamen uyulmasıyla mümkün olduğu ve bu esaslar dışında Osmanlı saltanatını yaşatmanın imkânsız bulunduğunu kabul ettikleri vurgulanmaktadır.

Barış şartlarını da içermekte olan Misak-ı Millî metninde şu hususlar yer almaktadır:

1. Osmanlı Devleti’nin sadece Arap çoğunluğunun yaşadığı ve 30 Ekim 1918 tarihli mütârekenin imzalanması sırasında işgal altında kalan kısımlarının mukadderatı ahalisinin serbestçe vereceği oylara göre belirleneceğinden adı geçen Mütâreke hattının içinde ve dışında dinen, ırken, emelen birleşmiş, karşılıklı sevgi ve fedakârlık hisleriyle dolu, örfî ve sosyal haklarıyla yerel şartlara tamamen riayetkâr Osmanlı-İslâm ekseriyetiyle meskûn bulunan kısımların tamamı hakikaten ve hükmen hiçbir sebeple ayrılma kabul etmez bir bütündür.

2. Ahalisi ilk serbest kaldığı zamanda genel oylarıyla anavatana katılmış olan Kars, Ardahan, Batum için gerektiğinde tekrar genel oya başvurulmasını kabul ederiz.

3. Türkiye barışına bağlanan Batı Trakya’nın hukukî durumunun tespiti de orada yaşayanların serbestçe beyan edecekleri oylara göre belirlenmelidir.

4. İslâm hilâfetinin, Osmanlı saltanatın ve hükümetinin merkezi olan İstanbul şehri ile Marmara denizinin güvenliği her türlü tehlikeden korunmuş olmalıdır. Bu esas saklı kalmak şartıyla Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve taşımacılığına açık kalması hakkında bizimle diğer bütün ilgili devletlerin müttefikan verecekleri karar geçerlidir.

5. İtilâf Devletleri ile düşmanları ve bazı ortakları arasında kararlaştırılmış olan antlaşma hükümleri çerçevesinde azınlıkların haklarına -civar ülkelerdeki Müslüman ahalinin de aynı haklardan faydalanması şartıyla- riayet edilecektir.

6. Millî ve ekonomik gelişmemizin imkân dairesine girmesi ve daha modern bir idareye kavuşmamız için her devlet gibi bizim de gelişme araçlarımızın temininde tam bağımsızlığa ve serbestliğe sahip olmamız hayat ve bekamızın temelidir. Bu sebeple siyasî, adlî, malî ve diğer gelişmelerimizi engelleyici kısıtlamalara karşıyız. Tahakkuk edecek borçlarımızın ödenme şartları da bu esaslara aykırı olmayacaktır.

MİSAK-I MİLLÎ’NİN ÖNEMİ…

Altı maddelik bu stratejik belgenin esasları Amasya Tamimi’ne dayandığı gibi, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin yayınladıkları beyannâmeler de kayıtlı ayrıntıları içerir.

Heyet-i Temsiliye Başkanı Mustafa Kemâl Paşa’nın, Müttefiklere karşı yeteri kadar dik duruş sergileyemeyen Hükûmete reğmen, Mebûsan Meclisi’nde Misak-ı Millî’yi yayımlatması büyük bir cüretti. Çünkü İtilaf Devletleri, Talat Paşa’dan sonra kurulan Ahmet İzzet Paşa Kâbinesinden beri işbaşına gelen Osmanlı Hükûmetlerini sadece kendileri tarafından ileri sürülen her isteği kabul etmeye mecbur bir oluşum olarak düşünmüşlerdi. Hâlbuki Mebûsan Meclisi, bu kararıyla istenilenleri değil, ancak kendi istediğini yapmış oluyordu. Bu itibarla Misak-ı Millî, Anadolu’nun gerçek zaferidir.

Misak-ı Millî, İslam dünyasına ve mazlum milletlere yeni bir dönemin açıldığını haber verirken, sömürgeciliğe karşı mücâdelenin yöntemlerini de belirleyip çerçevesini çizmiştir. Millî Mücâdele’de de bu hedeflere ulaşmak için gayret gösterilmiştir. Diplomatik görüşmelerde de TBMM’nin hedefini oluşturmuştur. Mustafa Kemâl Paşa, Misak-ı Millî’nin sınırlarıyla ilgili sorulan bir soruya “Misak-ı Millî’mizde muayyen ve müspet bir hat yoktur. Kuvvet ve kudretimizle tespit edeceğimiz hat, hudut hattı olacaktır.” açıklamasında bulunmuştur. Millî vatan ve millî devlet düşüncesinin oluşturulmasını sağlayan ve Türkiye’nin doğal sınırlarını belirleyen Misak-ı Millî isimli bu tarihî millî siyaset belgesi sadece o dönemde Mebusan Meclisi’ndeki mebusların değil, aynı zamanda bizzat Türk milletinin yeminidir.

İTİLAF DEVLETLERİNİN MİSAK-I MİLLÎ’YE TEPKİLERİ…

Misak-ı Millî’nin kabulü ve ilânı, İstanbul’u yarı işgâl altında tutan İtilâf Devletleri’ni huzursuz etmiş ve çeşitli tepkiler göstermelerine sebep olmuştur. Paris Barış Konferansı’nda İngiltere tarafından mağdur edildiğine inanan ve Osmanlı Devleti’nin parçalanmasından beklediği payı alamamış olan İtalyanlar, Misak-ı Millî’yi bütün dünyaya duyurur. Diğer yandan Yunanistan’ın bu kararı protesto etmesi İngilizleri harekete geçirmiş, Lloyd George ve Clemanceau, Wilson’un da onayını alarak Osmanlı coğrafyasında işgâllere devam edilmesine karar vermişlerdir.

© 2025. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

KAYNAKÇA

Feridun Ergin, K.Atatürk, Duran Ofset Matbaacılık, İstanbul 1978; Erol Kaya, “Son Osmanlı Meclis-i Mebûsanı”, Türkler, Cilt 3, 7. Baskı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002; Utkan Kocatürk, Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Kronolojisi 1918-1938, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1988; Ercüment Kuran, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kuruluşu”, Türkler Ansiklopedisi, Cilt 16, 7. Baskı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002.Küçük, Cevdet; “Misak-ı Millî”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt: 30, İSAM, İstanbul 2020; İrfan Paksoy, Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2018; İrfan Paksoy, “Cumhuriyete Giden Yol”, 29.10.2021, https:// www.millidevletgazetesi.net/KoseYazisi/cumhuriyete-giden-yol-4536, Erişim Tarihi: 20. 01.2020; Zekeriya Türkmen, “Misak-ı Milli”, https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/misak_i_milli, Erişim Tarihi: 20.01.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Paksoy Arşivi