Küçük Asya felâketi

Adlandırma ve Anma…

Yunanlar 1919-1922 yılları arasında Anadolu’da verdikleri mücâdeleyi Küçük Asya Felâketi (Mikrasiatiki Katastrofi) olarak adlandırmakta ve anmaktadır.

Bugünkü yazımda çok kapsamlı bir konu olan bu felâket konusunu, makale köşemin sınırlılıkları kapsamında okuyucularımla paylaşacağım…

Zaferi Kazananın Kim Olduğu…

Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’nın müstesnâ sevk ve idaresinde 26 Ağustos 1922 tarihinde başlatılan Büyük Taarruz’un beşinci günü olan 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da kuşatılan Yunan Afyon Grubu (1. Kolordusu) ezici bir mağlubiyete uğratılmış, Batı Cephesindeki tüm hatlarda 1 Eylül’de başlatılan ve başarılı bir şekilde sürdürülen takip harekâtı kapsamında Batı Anadolu’daki Türk yerleşim merkezlerindeki Yunan işgâlleri peş peşe sonlandırılmış, 9 Eylül’de İzmir’de Hükûmet Konağında Türk bayrağı dalgalandırılmış, ertesi gün Başkumandan, Fevzi ve İsmet Paşa karargâhları ile birlikte İzmir’e girmiş, Başkumandan, Hükûmet Konağının balkonundan yaptığı konuşmada zaferi kazananın Türk milleti olduğunu belirtmişti.

Peş Peşe Sona Erdirilen Yunan İşgâlleri …

Başarılı bir şekilde sürdürülmekte olan takip harekâtında 10 Eylül’de Torbalı ve Menderes vadisine çekilen Yunan birlikleri kısa bir muharebeden sonra teslim olmuşlar, 11 Eylül’de Bursa, Foça, Gemlik ve Orhaneli, 12 Eylül’de Mudanya, Kırkağaç, Urla, 13 Eylül’de Soma, 14 Eylül’de Bergama, Dikili ve Karacabey 15 Eylül’de Alaçatı ve Ayvalık 17 Eylül’de Karaburun ve Bandırma, 18 Eylül’de de Biga, Erdek ve Edincik kurtarılmıştır.

Anadolu’nun Yunan Askerlerden Temizlenmesi…

5. Süvari Kolordusuna ait birlikler 16 Eylül’de İzmir’in Çeşme ilçesine girmişler, aynı gün İzmir civarındaki tüm yerleşim merkezleri Yunanlardan kurtarılmış ve böylece İzmir bölgesinde esir edilenler dışında Yunan askeri kalmamıştı.

Bursa istikâmetine çekilen Yunan kuvvetleri, 3. Kolordu ve Kocaeli Grubu birlikleri tarafından tâkip edilmiş, tâkip harekâtından kurtulabilen son Yunan birliklerinin de 18 Eylül'de de Bandırma batısındaki Edincik ve Erdek’ten gemilerle kaçması sonucu Anadolu’da harp esirleri dışında Yunan askeri kalmamıştı.

Geri Çekilme Esnasındaki Yunan Vahşeti…

1 Eylül’den 18 Eylül’e dek devam eden takip harekâtı boyunca YKAO’ya bağlı Yunan birlikleri çekildikleri kasabaları ve köyleri yağmalamışlar, ateşe verip yakmışlar ve yenilgilerinin hıncını savunmasız ve mâsum halktan çıkarmaya çalışmışlardı. Bu vahşete iştirak eden Rum ve Ermeniler de YKAO ile beraber işgâl bölgesini terk etmişlerdi. Böylece 1919’un 15 Mayıs’ından beri üç yıl, dört ay süren ve bu süre zarfında târifi güç mezâlimler yapan, Batı Anadolu’yu bir harâbeye çeviren Yunan işgâli de sona erdirilmiş oldu.

Yunanların Kayıpları ve Tarihe Gömülen İdeali…

Büyük bir hezimete uğrayan YKAO, Büyük Taarruz’dan itibaren üçü general, 381 subay, 14.381 asker ve 10.527 sivil olmak üzere 25.296 esir vermişti. YKAO, Küçük Asya Seferi’nde ise muharebe alanlarında 19.312, diğer nedenlerle 4.878 ölü, 18.095 kayıp ve 48.880 yaralı olmak üzere toplam 91.215 kayıp vermişti.

Böylece Yunanların, Büyük Yunanistan hayâli olan “Megali İdea” da Küçük Asya Felâketi’ne dönüşerek tarihe gömülmüştür.

Küçük Asya Felâketi İçin Söylenenler…

Yunanlar için savaşın sonucu felâket olmuş, Küçük Asya Seferi de Küçük Asya Felâketine dönüşmüştür.

Kimi Yunan komutanların Küçük Asya Felâketi için dediklerine bakacak olursak…

Albay Konstantios L. Kannellopoulas, “Gördüğümüz rüya sona erdi” der.

Gnkur. Bşk. Korgeneral Viktor Dusmanis; “çürüme, çözülme, kaçma” kelimeleri ile ifade ettiği sonucu “hiç akla gelmeyen ve hesaplanmayan hezimet” olarak tanımlar.

YKAO’da 23. Piyade Alay komutanlığı yapan (ve Küçük Asya Felâketinden çok daha sonra Yunan kara ordusunda general olan) Albay Lufas, Küçük Asya Felâketini, Venizelizmin [1] akılsızca siyasetinin bir sonucu olan görür. Ona göre Türkler en başından beri planlı hareket etmiştir.

YKAO Karargâhında ikmâlden sorumlu 4. Şube Müdürü olarak görev yapmış ve Büyük Taarruz’a kadar bütün harekâtlara katılmış olan Albay Georgios L. Spiridonos cesur bir şekilde Yunanların kaçarken yaptığı insanlık dışı eylemlere de dikkat çeker: “Yapılanlar bizim için utanç” diyerek, tarihe notunu düşer…

Görklü Zaferin Türkiye Açısından Önemi…

Küçük Asya Seferi hem Yunanlar hem de müttefikleri için yenilgi ve felâketle sonuçlanmıştır. Bu durum ise Türkler adına görklü bir zafer olup Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasî tapusu olan Lozan Barış Antlaşması’nı mümkün kılmıştır. Lozan ise Türklerin I. Dünya Savaşı’nın galiplerine indirdiği bir darbedir. Albay Spiridonos’un da işaret ettiği gibi Lozan’da I. Dünya Savaşı’nın galiplerinin saygınlığı yitmiştir. Bunu sağlayan ise Mustafa Kemâl Paşa olmuştur.

Zaferin Mimarı İçin Yunanların Beyanları…

Küçük Asya Felaketine ilişkin Yunan tarafında yazılan anılarda Mustafa Kemâl Paşa hem asker hem komutan hem de siyasî lider olarak takdirle anılmış, Başkomutan olarak aldığı kararların ve askerî stratejisinin Türklerin zafere ulaşmasında büyük etken olduğu kabul edilmiştir. İzmir’in işgâlinin ardından Batı Anadolu’nun her yerinde gazeteci, askerî yazar kimliği ile Yunan ordusu için çalışan, bir ara İzmir’de Yunan Haber Alma Merkezi’nin başkanlığını da üstlenmiş olan ve üstelik Türklerden de nefret eden gazeteci ve yazar Kostas Mihailidis bile “Çanakkale’de Türk halkının saygınlığını yükselten komutan” olarak andığı Mustafa Kemâl Paşa için “Çok iyi ve değerli bir general olmakla beraber büyük bir politikacı idi. Özetle değerli bir liderdi” demekten kendisini alıkoyamamıştır. Yunan Albay Georgos Spiridonos’a göre ise Mustafa Kemâl Paşa “Kaya Adam”dır.

Sonuç…

Yunan gazeteci ve yazar Mihailidis’in anılarında zikrettiği o “değerli lidere”, Yunan Albay Spiridonos’un hatıralarında saygıyla andığı “Kaya Adam”a ya da çok daha bilindik bir ifade ile Şanlı Millî Mücadele’nin dirâyetli aslerî ve siyasî lideri Gazi Mustafa Kemâl Paşa’ya saygı, minnet, şükran ve rahmetle…

© 2025. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.

SONNOT

[1] Venizelizm, Yunanistan’da Elefterios Venizelos’un görüşlerini esas alan bir siyasî hareketti. 1920’lerden 1970’lere kadar Yunan siyasetinde etkinliğini sürdürmüş olan bu siyasî hareket genel olarak, Yunan milliyetçiliğini, liberal demokrasiyi, Batı yanlılığını ve cumhuriyetçiliği savunur. Venizelos, günümüzde Yunanistan’da her ne kadar popüler bir kişilik olsa da Venizelizm Yunan siyasetindeki eski etkinliğini yitirmiştir

KAYNAK

Makale, İrfan Paksoy’un “Büyük Taarruz Destanı” (Alka Yayınevi, Trabzon 2023) isimli eserinden derlenmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Paksoy Arşivi