Soykırımın sessiz ortakları

Gazze’de İnsanlığın İflası…

Müslümanların imtihanı...

Gazze’de yaşananlar artık bir savaş değil, bir soykırım.

Ve bu soykırım, tüm dünyanın gözleri önünde, apaçık bir şekilde, kameralar eşliğinde iki yıldır gerçekleşiyor.

Bombalarla parçalanan bedenlerin, hastanelerdeki yıkıntıların ve açlıktan ölen çocukların görüntüleri gün be gün ekranlara düşerken, bu vahşet karşısında hâlâ susanlar, yalnızca seyirci değildir; onlar da bu suçun ortağıdır.

İsrail’in Gazze’deki saldırıları sadece askeri hedefleri değil, en temel yaşamsal hakları da hedef alıyor.

Elektrik, su, ilaç, gıda…

Bir toplumun nefesini kesmek için gereken her şey sistematik olarak yok ediliyor.

Açlık, bu soykırımın en sinsi ve en acımasız silahına dönüşmüş durumda.

Bütün bir halk, yavaş yavaş açlığa terk ediliyor.

Bu, sadece bir çatışma değil; bu, uluslararası hukukun ve insan onurunun paramparça edildiği bir imha planıdır.

Ancak bu vahşetin sorumluluğu sadece İsrail’e ait değil.

ABD, bu savaşın finansörü.

Milyarlarca dolarlık silah yardımlarıyla bu yıkımın arkasındaki asıl güç konumunda.

Gazze’deki her yıkılan evde, her öldürülen çocukta Amerikan silahlarının izi Yahudilerin eli var.

Mısır, Refah Sınır Kapısı’nı kapatarak Gazze’yi adeta bir açık hava hapishanesine çeviriyor.

Yardımların geçişini engelleyerek, açlığı derinleştiren bir kuşatmanın parçası haline gelmiş durumda.

Adı Müslüman ülkelerin başında Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ve birçok Müslüman ülkelerin çakma kukla başkanları ise “normalleşme” adı altında İsrail’le ilişkilerini sıcak tutarken, Filistin halkını yalnızlığa mahkûm ediyor.

Sözde “İslam İşbirliği” bu acının karşısında koca bir hiç gibi duruyor. Kınamalar, toplantılar, diplomatik ifadeler…

Hiçbiri çocuk cesetlerinin üzerine örtülen beyaz kefenler kadar etkili değil.

Ve belki de en acı gerçek:

Bu soykırımı sessizce izleyen insanlık.

İnsan hakları söylemlerinin arkasına saklanan Batı dünyası, bugün bu katliam karşısında kör, sağır ve dilsiz.

Vicdanı öldürülmüş medya organları, tarafsızlık bahanesiyle gerçeğin üzerini örtüyor.

Akademi, entelektüeller, sanatçılar…

Müslüman aydınlar…

Hemen hepsi bu büyük insani çöküşün bir adım gerisinde durmayı tercih ediyor.

Ancak tarihte bazı sessizlikler vardır ki, en gür çığlıktan daha çok yankı yapar.

Gazze’de işlenen bu insanlık suçuna sessiz kalan herkes, bu çağın utancını sırtlanmış demektir.

Zira sessizlik, burada tarafsızlık değil, suça ortaklıktır.

Gazze’de çocuklar açlıktan ölürken; bu yüzyıl, bir vicdan testinden geçiyor.

Ve görünen o ki, insanlık bu sınavı geçemiyor.

Müslümanlarda ses yok, Yahudi’de insaf yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi