Bizim sosyal medyamız… Kendi nefesimiz, kendi ruhumuz

İçinde bulunduğumuz çağ, teknolojik araçların ve yapay zekânın yön verdiği bir döneme dönüşmüş durumda. Bilgiye erişimin baş döndürücü bir hızla gerçekleştiği ve dünyanın adeta bir avuç içi kadar küçüldüğü bu çağda; zamanın ruhunu okuyamayan, gelişmelere ayak uyduramayan kişi ve toplumlar hızla bu yarışın dışında kalmaktadır.

Bilim ve teknolojideki baş döndürücü ilerlemeler, küresel rekabeti daha da keskinleştirmiştir. Bu hızlı dönüşüm, bireylerde ve toplumlarda uyum sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Bu süreçte, ulusal kimlikler ve kültürel dokular, küresel sosyal medya uygulamalarının dayattığı "tek dil, tek kültür, tek yaşam tarzı" anlayışıyla ciddi bir tehdit altına girmiştir.

Oysa kendi sosyal medya platformlarını ve dijital mecralarını üretebilen toplumlar, bu baskıya karşı daha dirençli hale gelmektedir. Örneğin, daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi; TikTok'un üreticisi olan Çin, uygulamanın kendi ülkesi için farklı, yurt dışı için farklı sürümlerini geliştirmiştir. Bu yaklaşım, dijital bağımsızlık ve kültürel koruma konusunda bize önemli dersler sunmaktadır.

Sosyal medya mecralarında sunulan içerikler, çoğu zaman topluma “zehirli bal” gibi sunulmaktadır. Cazip görünümlü ama içeriği zararlı bu içerikler, farkında olmadan toplumların değerlerini ve yapısını aşındırmaktadır. Bu tehlikenin bilincinde olmak ve ona karşı sağlam bir duruş sergilemek zorundayız.

İşte tam bu noktada, ülkemizde geliştirilen ve bir umut ışığı olarak ortaya çıkan NEXT|www.sosyal.teknofest.app adlı yerli sosyal medya uygulaması bizleri heyecanlandırmaktadır. Yayınlandığı ilk günlerde hemen üye oldum ve uygulamasını indirerek deneyimledim. Kısa sürede 250 bin kullanıcıya ulaşması, toplumun da bu platforma büyük bir ilgi ve sahiplenme gösterdiğinin açık bir göstergesidir.

Ancak bu yolculukta hem kullanıcılar hem de geliştirici ekip için önemli sorumluluklar vardır. Kullanıcı olarak bizim görevimiz; bu platforma sahip çıkmak, onu yaygınlaştırmak ve gelişimine katkıda bulunmaktır. Geliştirici ekipten ise bazı temel beklentilerimiz bulunmaktadır:

• Platformun her türlü düşünceye açık ve özgür bir tartışma alanı sunması,

• Paylaşımların çok sesli ve çok renkli bir yelpazeye hitap etmesi,

• Her yaş grubunun rahatlıkla erişebileceği esnek ve güvenli bir yapı sunması,

• Paylaşımlarda kelime sınırının daha özgür hale getirilmesi,

• Bot hesaplara karşı etkili güvenlik önlemlerinin alınması,

• Reklam içeriklerinin kullanıcı deneyimini boğmaması,

• Farklı işletim sistemlerinde kolay kurulum ve yüksek performans sağlaması.

Elbette bu liste geliştirilebilir. Ancak unutmamak gerekir ki bu uygulama henüz emekleme döneminde olan bir “Dijital Bebek”tir. Rakiplerine göre yıllarca geriden başlıyor olabilir; ancak deneyim kazandıkça, toplumun desteğiyle güçlenecek ve kendi yolunu daha sağlam adımlarla yürüyecektir.

Bu büyük adımda emeği geçen başta Sayın Selçuk Bayraktar olmak üzere, tüm geliştirici ekibe gönülden teşekkür ediyoruz. Umudumuz, dileğimiz ve inancımız odur ki; NEXT, sadece bir uygulama değil, aynı zamanda dijital bağımsızlığımızın sembolü olacaktır.

Nice başarı hikâyelerinde buluşmak dileğiyle

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Öztürk Arşivi