Yalakalık Ve Taklacılık Üzerine

Yalakalık ve taklacılık her ne kadar meslek olmasa da, günümüzün en çok rağbet gören "mesleklerinden" biri hâline geldi.

Yaşım ilerledikçe görüyorum ki, yalakalar her dönemde, her iktidarın çevresinde var olmayı başarmışlar.

Geçmişe dönüp baktığımızda; Demirel’in, Özal’ın, Erbakan’ın, Ecevit’in, Türkeş’in ve diğer siyasi liderlerin etrafında da bugün gördüğümüz gibi yağcılar, yalakalar, taklacılar, dalkavuklar eksik olmazdı.

O dönemlerde de bakanların, vekillerin, başkanların yanında boy boy poz verenler, liderlerin arkasında eğilenler vardı.

Bugün de aynı sahneyi izliyoruz, sadece oyuncular değişti.

Düşünmeden, sorgulamadan “Siz haklısınız efendim, siz ne emrederseniz o olur” diyenlerin şimdi nasıl da ortadan kaybolduğunu görüyoruz.

Çünkü iktidarın gücü el değiştirdiğinde onlar da yön değiştirir.

Yeni güçlü kimse, onlar onun yanındadır artık.

Gerçek şu ki, yağcının da, taklacının da siyaseti olmaz.

Ahlakı olmayanın duruşu da olmaz.

Bugün sosyal medyada seçilmiş vekillere, başkanlara yapılan yorumlara baktığınızda, yalakalıkta sınır tanınmadığını görebilirsiniz.

Herkesin yapabileceği bir şey de değildir yalakalık.

Bir tür “sanat” gibidir bu.

Sahibini ayakta tutar, yükseltir, hep göz önünde kılar.

İnsanlığın var oluşundan beri bu “sanatın” müşterisi hiç eksik olmamıştır. Ama yine de Allah kimseyi bu sanatın erbabının yanına düşürmesin.

Bazıları, bu durumu “Nokta kadar menfaat için virgül gibi eğilenlerin hali” diye tarif eder.

Bazıları içinse yalakalık bir yaşam biçimidir.

Ahlaklarına işlemiştir.

Makamı, mevkii fark etmeksizin; uyanık olan bazı seçilmişler ve yöneticiler de bu yalakalardan sonuna kadar faydalanır, onları kullanır, küçük menfaatlerle besler.

Sonuçta her iki taraf için de utanç verici bir durumdur bu.

Türkçedeki yalakalıkla ilgili kelimelerin çokluğu bile, toplumun bu konuya ne kadar ilgisi olduğunu gösteriyor aslında:
Yağcı, yağdanlık, dalkavuk, taklacı, şakşakçı, şaklaban, kemik yalayıcı, yalpak, hulûskâr, omurgasız, yanardöner...

Liste uzayıp gider.

Yalakalığın dini, dili, ırkı, mezhebi, dostluğu arkadaşlığı olmaz.

Geçen gün birisiyle ayaküstü muhabbetimizde birlerine ver yansın ediyor dedim yahu daha geçen güne kadar yücelttiğin, övdüğün, üzerine toz kondurmuyordun bugün en oldu da tam tersini söylüyorsun.

“Dün övdüğüne bugün sövenlerin” var olduğu bir dönemdeyiz.

Bugün seçilmişlerin yanında “emredersiniz” diyenler, yarın bir başkasının eteğini öper.

Ahlak yoksa duruş da olmaz.

Yalakalık ne yazık ki bir karakter zaafıdır; geçici menfaatler için eğilip bükülmenin, omurgasızca yaşamanın adıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi