Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 26 Temmuz 1922’de başlayan ve 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, topraklarımızın işgalden kurtarılması ve Cumhuriyetimizin temellerinin atılması açısından oldukça önemlidir.
Osmanlı Devleti 1. Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılmış ve Mondros Mütarekesi’ni imzalamak zorunda kalmıştı. İtilaf Devletleri, Mondros Mütarekesi’ne dayanarak Osmanlı topraklarını bir bir işgal etmişti. Yunan ordusu ise İtilaf Devletlerinin izniyle önce İzmir’e çıkarma yapmış ve daha sonra Polatlı’ya kadar ilerlemişti.
Mustafa Kemal Paşa "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz." demiş ve 23 Ağustos 1921’de başlayan, 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda 13 Eylül 1921’de Yunanları Sakarya Irmağı’nın batısına çekilmeye zorlamıştı.
Yunanların ilerlemesi durmuştu ancak Yunan ordusu hala Türk topraklarında varlığını sürdürüyordu. Sakarya Meydan Muharebesi’nde alınan zaferden sonra Yunan ordusunu Türk topraklarından tamamen çıkarmak için bir yıllık bir hazırlık süreci başladı. Bu bir yıllık hazırlık sürecinden sonra 26 Ağustos 1922’de Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Büyük Taarruz başladı ve 30 Ağustos günü Dumlupınar’da Yunan ordusu kuşatılarak imha edildi.
Mustafa Kemal Paşa bu büyük zaferden iki yıl sonra bu zafer anısına yapılacak olan anıtın temelini atmak üzere zaferin kazanıldığı Zafertepe’ye geldiğinde şu sözleri söylemiştir:
"Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son parçası olan 30 Ağustos Zaferi, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasıdır. Ulusal tarihimiz çok büyük, çok parlak zaferlerle doludur ama Türk ulusunun burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine yeni bir adım vermekte kesin etkili bir meydan savaşı hatırlamıyorum. Besbellidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırıldı, ölümsüz yaşayışı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu göklerde uçuşan şehit ruhları, devletimizin, Cumhuriyetimizin ölümsüz koruyucularıdır. Türk ulusu burada kazandığı zaferle, açığa vurduğu gücü ve istemiyle, bu belli gerçeği bir kere daha tarihin bağrına çelik kalemle koymuş bulunuyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.