Çocukluk hayalim: Mimarlık

Çocukluğumda mimar olmayı istemiştim. Farklı bir yere gittiğimizde ilgi alanım yapıların mimarileriydi hep. Hayranlıkla izlerdim farklı yapılmış bir yapı gördüğümde.

İlla ki mükemmel olması gerekmiyordu bir yapının ilgimi çekmesi için. Bir köy evinin ortasına hesaplanarak dikilmiş bir orta direk, simetrik yerleştirilmiş kapı ve pencere söveleri, duvarlara yerleştirilmiş el işçiliği gömme dolaplar, el oyması kapılar ve özenli kapı tokmakları yetiyordu gözümü gönlümü güzelleştirmeye.

Çirkinin yanında güzeli, özensizin yanında ince işçiliği görmem, mimarinin bir sanat dalı olduğunu anlamama sebep oldu. 60’lı yıllarda çıkan gecekondu yasasıyla hortlayan çarpık kentleşme, cebine bir miktar para koyanın müteahhit ismini kendine rütbe olarak vermesiyle zıvanadan çıktı yurdumun mimarisi.

Ne kadar büyük, o kadar zenginlik göstergesi görgüsüzlüğü de eklenince, çevremiz mimariden yoksun, işlevsel olmaktan çıkmış, estetikten uzak, zevksiz yapılarla doldu taştı. Gecekondudan apartmana, apartmandan siteye, siteden rezidansa doğru yükselişe geçen yapılar, tekrardan bir ya da iki katlı yatay yapılara dönmeye başladı.

Doğada her şeyin küçüğü makbul ve şirin değil miydi? Minimalizm fakirlik sayıldıkça, devasa zevksizlikler sardı dört bir yanımızı. El sanatlarının yerini alan fabrikasyon malzemeler oldukça, emekten alınan haz azaldı.

Ömürleri 40-50 yılla sınırlı ve tek amaçları barınmak olan binalar, kentsel dönüşüm adı altında kompleks zevksizliklere bıraktılar yerlerini. Usta-çırak ilişkisi ise yerini yazılımlara, lazer kesimlere, 3D yazıcılara, yapay zekâlara bıraktı.

Asırları devirmiş tarihi binaların her biri müze kıymetinde artık. Her şeyi hızla tüketen Z kuşağının bile ilgisini çekmekte asırlık estetik. Sadeliğin sahtelik sevmediği zamansız mekanlar her kuşağın tercihi.

Mimarinin, estetik bakış açısı, işlevsel kullanım ve sağlam yapılarla sunulan bir sanat olduğunun ayrımında olan ve popülarite çılgınlığında boğulmayan mimarların ülkemizde yetişmesi temennisiyle…

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saliha Yazan Arşivi