
İsmet TAŞ
“Direk dansı” kepazeliği
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlama törenleri bütün yurtta kutlandı. Öyle bir yerde, öyle bir kutlama oldu ki, hangi siyasi fikre, hangi ideolojiye, hangi kültüre sahip olursa olsun, bütün vatandaşlarımızı (en azından öyle olduğunu tahmin ediyorum) derinden sarstı.
Gözümüzden bile sakındığımız, ellerini hiç bırakmadığımız, okula bile kendimiz götürüp getirdiğimiz, çocuklarımızın beyinlerinin nasıl iğfal edildiğini, elimizden nasıl kayıp gittiğini, çocuklarımızın kendi kültürlerine, kendi inanç ve değerlerine nasıl yabancılaştırıldığını, hangi değerlerin o minnacık körpe beyinlerine sokulduğu, bütün Türkiye’nin gözleri önünde sergilendi.
Ağızımız açıldığında, çocuklarımızın geleceği konusunda mangalda kül bırakmıyoruz. Çocuklarımız bu ülkenin geleceği, onlar en iyi şekilde yetişmeli, bilgi ve bilimle donatılmalı, Türk Kültür ve Medeniyetine yakışır şekilde hayata atılmalı, vatanına, milletine, devletine, ailesine hayırlı bir evlat olmalı, ülkesini ve milletini muasır medeniyetler seviyesine çıkartmak için mücadele etmeli, ülkesini ve milletini en iyi şekilde temsil etmeli vs. vs. vs. bütün bunları her anne-baba büyük bir inanç ve titizlik söylüyor öyle değil mi?
Peki sizlerin, bizlerin düşündüğü gibi mi yetiştirilmek isteniyor? Veya birileri çocuklarımız üzerinde akıl almaz oyunlar, tezgahlar kurarak, onları, kültür ve değerlerine ailesine, vatanına, milletine yabancılaştırmak için mi uğraşıyor?
Balıkesir’de Altıeylül Belediyesi öyle bir 23 Nisan şenliği düzenledi ki, ancak bar, pavyon ve benzeri eğlence mekanlarında bile zor rastlayacağınız, ahlaksızlığın, kepazeliğin, müstehcenliğin diz boyu olduğu bir etkinlikle. Hem de çocuklarımızın, velilerin, öğretmenlerin, ilçe yönetiminin gözleri önünde, müstehcenlikte zirve yapıldı, “direk dansı” ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlandı. Eğitimcilerin, çocuk hakları savunucularının uyukladığı bir sırada.
Ahlaksızlıkta, edepsizlikte, kepazelikte, sınır tanınmadığı bu kutlama nerede oluyor, Anadolu’nun bir ilçesinde. Yani milli ve manevi değerlerimizin yaşandığı bir Anadolu kasabasında.
Daha vahimi, daha korkuncu, gösteriyi izleyenlerin tepkisizliği! Vurdumduymazlığı, normal bir halmiş gibi görmeleri. Biz toplum olarak ne ara bu hale geldik. Yer yerinden oynamalıydı. O Belediye Başkanı derhal istifa etmeliydi. İlçe halkı demokratik protestolarını göstermeliydiler. Kültür müdürü görevden alınmış, olay tasvip edilmiyormuş. Belediyenin özet açıklaması bu. Olay olmuş bitmiş geçmiş olsun. Çocukların şimdi o güne dair kafalarında sizce ne kaldı?
Kendi kültürümüze, milli ve manevi değerlerimize, örf, adet, gelenek ve göreneklerimize bu kadar mı yabancılaştık? Beyinlerimiz bu kadar mı istila edildi? Bu kadar mı kendi değerlerimizden kopuk yaşıyoruz? Dünya da bana öyle bir ülke gösterin ki kendi değer yargılarına bu kadar ahlaksızca, edepsizce saldırı olsun. Gösteremezsiniz.
Her zaman olduğu gibi yine aptal yerine, salak yerine konulduk. Belediye Başkanı, “görmedim, duymadım, haberim yoktu, bizim dışımızda gelişti, kültür müdürünü görevden aldım” diyerek kendi istifası yerine memurunu harcıyor. Adama sorarlar sen orada niye oturuyorsun bostan korkuluğu musun? Haberin olmaması mümkün mü?
Olayın neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Ve suskunluk. Ne siyasilerden ne de medyadan ciddi bir tepki gelmedi. Özellikle CHP Genel Başkanından, Belediye Başkanına, “Derhal istifa et” demesini beklerdik ama maalesef üç maymunu oynadı.
Çocuklarımıza yapılan bu saldırıyı şiddetle, nefretle kınıyorum.
Belediye Başkanı derhal istifa etmeli ya da görevden alınmalıdır. Aksi halde bu olay bundan sonra yapılacak bu tür hadiseleri meşru hale getirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.