Windows’un “Eski Fotoğraflar” uygulamasından tarihte bugün sekmesine bakmaya bayılıyorum. Çok acayip anları hatırlıyor, tebessüm ediyorum. Ara sıra kaybettiklerimin fotoğrafları çıkıyor, hüzünleniyorum. Neydik, ne olduk sözünü de sık sık tekrarlıyorum.
Bugün karşıma ilkokul yıllarımda 23 Nisan kutlamasında çekilmiş bir fotoğrafım çıktı. Üzerimde folklorik kıyafetimle “Çayda Çıra” oyununu oynarken çekilmiş bir fotoğraf. Canı rahmet isteyen babacığımın Kodak marka bir fotoğraf makinası vardı. O makinayla çekmişti bu fotoğrafı. Bayılırdı anları ölümsüzleştirmeye. Kendi ömrü fotoğraflar kadar uzun olamadı maalesef.
O kadar kıpır kıpır bir çocuktum ki hem folklor gösterisine hem de şiir okumaya seçilmiştim. Okulun flüt korosunda da olduğumdan görev sayım üçe çıkmıştı. O yılın 23 Nisan’ında hem şiir okurken siyah önlük beyaz yakamla, hem folklor oynarken folklorik yöresel kıyafetimle, hem de lacivert pilili etek, beyaz gömlek ve yakada lacivert kurdeleden oluşan koro kıyafetimle çekilmiş üç fotoğrafım var.
Sınıfımızın kapısını kilitleyip üzerimi değiştirmem için kendini paralayan öğretmenimin çabası da takdire şayan. Fotoğrafa bakınca, fotoğrafı çeken canım babamı, üzerimi değiştiren ilkokul öğretmenimi kaybetmiş olmanın acısı oturdu yüreğime. Fotoğrafın, beni içimdeki hiç büyümeyen çocukla buluşturması da sevinç unsuru yarattı içimde. 23 Nisan’lar hangi yaşta olursak olsun çok kıymetli. Günün anlam ve önemine istinaden çekilmiş fotoğraflar daha da kıymetli.
Zamanı durduran fotoğraflar zaman geçtikçe hatırlatıyor hatıraları ve hatırda kalanları. Fotoğraflara bakınca anlıyorum yaş almanın güzelliğini. Fotoğraflara bakınca anlıyorum içimdeki çocuğun sevimliliğini. Fotoğraflara bakınca anlıyorum sevdiklerimle güzel anılar biriktirmenin kıymetini.
Güzel anılar biriktirmeniz temennisiyle…
Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.