İsmet TAŞ
Haniyye'nin şehit edilmesi olayları ters mantıkla okumak
Son bir kaç ay içinde Orta Doğu'daki olaylara baktığımızda, ABD-İsrail savaşı bölgeye yaymak istiyor, bunun içinde başta İran olmak üzere bazı ülkeleri kışkırtıyor. ABD- İsrail kendilerine karşı savaşan güçleri yavaş yavaş yıpratarak etkisiz hale getirmeye çalıyor. Bunun yanı sıra İran-İsrail ile kayıkçı kavgası yapıyor.
Özetle düz mantıkla baktığımızla olanlar bunlar.
Peki, ters mantıkla baktığımızda neler görebiliyoruz?
Süper güçler arasında dünyanın paylaşımında Orta Doğu, ABD nin hâkimiyet alanına terkedildiği için, ABD burasının babasının malı gibi kullanma hakkını kendinde görüyor. Bunun içinde etkinliğini pekiştirmek için İsrail'i kullanıyor. Elbette bu da İsrail'in işine geliyor.
Şimdi düşünelim siz, sizden cüsseli en ağır silahlarla donatılmış biri ile kavga etmek ister misiniz? İsterseniz neyi göze almışsınızdır yok olmayı. Ve en az onun kadar güçlü oluncaya kadar sabırla beklersiniz. Öyle ki sizin arkanızda sizi destekleyecek herhangi bir güç yoksa beklemeyi tercih edersiniz.
Ne demek istiyorum?
Hamas, samimi bir şekilde, yıllarca katledilen, sürgüne gönderilen, evleri, ocakları, çocukları ellerinden alınan, her türlü zulmü ve mezalimi gören, Filistin Halkının hürriyeti için mücadele eden, Müslüman Filistin Halkının yılmaz savaşçıları olmuşlardır.
Şimdi ters mantıktan hareket edelim. Hepimiz biliyoruz ki İran ve ABD görünürde kavgalı ama ne ABD İran'a zarar vermek ister ne de İran ABD'ye.
Ne demiştik ABD, Orta Doğu'da tam hâkimiyet istiyor ve gerektiğinde kendine bağlı devletçikler kurmak. ABD, İran'ın veya İran'ın içinde bulunan adına derin devlet deyin, paralel devlet deyin ne derseniz deyin onların kulaklarına bir şeyler üflüyor. Onlarda, yıllarca zulüm gören Filistin Halkının temsilcisi Hamas'a diyor ki, "yürü arkandayım, İsrail'e yönelik savaşında her türlü desteği vereceğim". Ve tabi bunu diyen sadece İran değil, ABD ye bağlı peyk ülkeler. Hamas bu vaat üzerine 7 Ekimde İsrail'e saldırıyor.
Yıllarca canından vaz geçmiş Filistin Halkı Hamas'a tam destek veriyor. Fakat ne hikmetse Hamas'a destek vaat eden ülke veya ülkeler üç maymunu oynamaya başlıyorlar. Hamas yalnız kalıyor. Ve tabi ki başta Hamas'ın saldıracağı dahil İsrail her şeyi biliyor ve ona göre pozisyon alıyor. Hatta Hamas'ın saldırısına göz yumuyor. Çünkü ABD nin ve kendi emellerini gerçekleştirmek için kendine bir bahane lazımdı. Ve malum sonuç; Gazze de 40 bin şehit, 100 bin yaralı, yakılmış yok edilmiş bir devlet...
ABD ye göre birinci aşama tamamlanmıştı. Dünyanın tepkisi, masum çocukların, kadınların silahsız insanların katledilmesi, soykırıma tabi tutulması kimin umurun da. Netanyahu'ya her türlü en modern silahlar veriliyor, İsrail Ordusu bu silahlarla teçhiz ediliyordu.
ABD bir taraftan İsrail'e kamuoyun önünde dur, yapma, tamam çekil derken, kapalı kapılar arkasında neler yapacağı talimatını veriyordu. Nasıl olsa uluslararası hukuk güçlülerin hukukuydu. Kim ne diyebilirdi ki size. Sıkıysa desin ya ambargoyu yer ya ülkesinde ihtilal olur ya da iç savaş çıkar.
İkinci safha savaşın yaygınlaşmasıydı. Vekalet savaşı veren örgütleri savaşa dahil ederek bulundukları ülkeleri ele geçirmekti. Öyle de oldu. Lübnan'da Hizbullah, Yemen de Husiler (ki iki örgütte İran destekli) İsrail'e saldırmaya başladılar. İsrail'in hafif hafif sakalını traş ettiler. Gazze de 40 bin kişi şehit ölürken, İsrail'de kaç kişi öldü?
Sıra ateşi yakılan savaşa odun atmaktı. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere en üst seviyede, en modern silahlarla İsrail'i korumaya ant içmişlerdi. Öyle de oldu.
Ateşe odun atmak için örgütlerin en sevilen, en başarılı, özgül ağırlığı en yüksek liderlerini yok etmekti. Hizbullah'ın ikinci adamı ve Hamas'ın lideri.
Ülkeler savaşta tam istihbaratı almadan asla hareket etmezler. Savaş demek istihbarat demektir. Ve dünyanın en güçlü istihbarat örgütü, kabul edelim veya etmeyelim, her türlü modern teçhizatla donanımlı ve hemen hemen bulundukları ülkelerde de kendilerine hainlik, alçaklık yapacak kişi ve kişileri bulan, CİA ve MOSSAD tır.
Düşünün bir kere, İsmail Haniyye savaşın merkezi İran'da. İran'ın Haniyye'ye bir suikast yapılmasını bilmemesi mümkün değil. Bunun içindir ki en üst düzeyde koruma sağlaması gerekir. Bırakın koruma sağlanmasını, koca binada sadece Haniyye'nin dairesi havaya uçuruluyor ve Haniyye şehit ediliyor. Soru basit İran'ın içindeki güçlerden yardım almadan böyle bir süikast asla mümkün değil. Oturulan daire tespit edilecek, üstelik Haniyye o saatte orada olacak ve nokta hedefle şehit edilecek. Bunu ABD-İsrail’in sadece kendi istihbarat örgütlerinin bilgileri doğrultusunda olma ihtimali sıfır.
ABD-İsrail hedefine ulaşmıştı. Ateşe odun atılmıştı. Vekâlet savaşı veren örgütler İsrail'e saldıracak İsrail'de güya kendini koruma hakkını! Kullanarak malum ülkeleri ele geçirecek. Bir taşla iki kuş. ABD-İsrail, "bakın biz istediğimiz zaman, istediğimiz ülkede, istediğimiz insanı tere yağdan kıl çeker gibi öldürürüz, kimsenin de ruhu duymaz". Aynen öyle oldu.
Şimdi İran, İsrail'e saldırsa ne olur saldırmasa ne olur. Sonuç değişecek mi? Tabi ki hayır. Bu savaş ABD-İsrail'in Orta Doğu'da tam hâkimiyetini gerçekleştirilinceye kadar devam edecek.
Ülkemize gelince, hamaset nutukları bırakıp yani bize kimse bir şey yapamaz, kimse bize saldıramaz, kimse bizim topraklarımızı işgal edemez gibi söylemleri bırakıp güçlü en güçlü daha nasıl oluruzun hesabını yaparak hareket etmemiz herkes tarafından kabul görmüş bir gerçek.
Ve tabi ki öncelikle içimizde ki, ABD-İsrail ajanlarına fırsat vermemiz gerekiyor.
İsmet Taş –İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türk Dünyası Akademisyenler ve Bürokratlar Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.