
İrfan Paksoy
İstanbul’un işgâline giden süreç-3
GENEL
Geçmişi bilmeden bugüne dair sağlıklı kararlar almak mümkün olmadığı gibi geleceğe dair sağlıklı öngörülerde bulunmak da mümkün olmayacaktır. 105 yıl önce 16 Mart 1920 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul, İtilaf Devletleri tarafından işgâl edilmişti. Bugünkü makalem ise altı bölümden ibaret makale dizisinin üçüncü bölümü olacak.
SİVAS’TA MİLLÎ BİR KONGRE…
Erzurum Kongresi’ni (23.07-07.08.1919) tâkiben çeşitli vilâyet temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen Sivas Kongresi’nde (04-11.1919), Erzurum’da alınan kararlar, burada da aynen kabul edilir.
Sivas Kongresi’nin önemi, Erzurum’da sadece Anadolu’nun Kuzey ve Doğu Bölgeleri temsilcileri tarafından alınan kararların vatanın tamamı için hukuken geçerli hâle getirilmiş olmasıdır. Ayrıca Mütâreke’den sonra ülkenin ve milletin kurtuluş ve esenliğine yönelik olarak kurulmuş dernekler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (AvRMHC) adıyla birleştirilir. Bu kongrede de başkanlığına Mustafa Kemâl’in seçildiği Temsil Heyeti artık millî direniş hareketinin yürütme (icra) organı hâline gelir.
AMİRAL ROBECK’İN RAPORU…,
Sivas Kongresi’nden sonra Millî Mücâdele, Anadolu’da daha bir güç kazanmıştır. Milliyetçiler artık İstanbul Hükûmetini dinlememektedir. İngiliz Amirali John de Robeck, 19 Eylül 1919 tarihinde Lord Curzon’a gönderdiği raporda, Türkiye’deki gelişmelerin bir cumhuriyete doğru yöneldiğini açıklar.
İSTANBUL’DA HÜKÛMET DEĞİŞİKLİĞİ…
18 Eylül'de Mustafa Kemâl Paşa, Paris'teki Müttefikler Yüksek Konseyine, Damat Ferit Paşa başkanlığındaki heyetin halkın iradesini temsil etmediğini bildirerek, Anadolu’daki işgâlleri protesto eder.
Paris Barış Konferansı’nda yaşanan başarısızlık, pahalılık ve yoksulluk ile Anadolu’dan sağlanan vergi gelirlerinin artık İstanbul’a gönderilmesinin Kuvâ-yı Milliye yanlıları tarafından engellenmesi sonucu Damat Ferit Paşa Hükûmeti itibarını ve otoritesini kaybeder.
Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemâl Paşa, milletin Kabineyi istemediğini belirten ve Padişaha iletilmek üzere gönderdiği telgrafın Padişaha aktarılmaması üzerine İstanbul’da meşru bir Hükûmet kuruluncaya kadar Anadolu ile İstanbul arasındaki haberleşmeyi keser.
Mustafa Kemâl Paşa’nın koyduğu bu tavır sonucu Damat Ferit Paşa Hükûmeti 2 Ekim 1919 tarihinde istifa eder. Böylece Kuvâ-yı Milliye politik bir zafer kazanır.
BATILI DEVLETLERİN ANADOLU’YA ARTAN İLGİSİ…
Sivas Kongresi’nden sonra Batılı Devletler de Anadolu’ya giderek artan bir ilgi duymaya başlar. Bu çerçevede Fransa’dan Georges Picot ve ABD’den de General Harbord, [1] Sivas’ta Mustafa Kemâl Paşa ile görüşürler. İngilizler ise bir yandan Anadolu’ya karşı politik kampanyayı yoğunlaştırırken, diğer yandan da sessizce Anadolu’dan askerî kuvvet çekerler.
YENİ KABİNE…
Yeni kabine 3 Ekim 1919 tarihinde Âyan Meclisi (Senâto) üyelerinden Ali Rıza Paşa tarafından kurulur. Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemâl Paşa aynı gün yeni Sadrazama çektiği telgrafta, Hükûmet, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin amaçlarına uyduğu takdirde, Kuvâ-yı Milliye’nin, Hükûmete yardımcı olacağını belirtir.
UZLAŞMA ÇABALARI…
Padişah ve Sadrazam, İstanbul’daki yönetimin meşruluğu üzerindeki tartışmaları durdurmak ve gerginliği azaltmak için Mebûsan Meclisini tekrar toplamaya ve Kuva-yı Milliye ile tekrar diyalog başlatmaya karar verdiler. Bu çerçevede, İstanbul Hükûmeti tarafından Bahriye Nâzırı Salih Hulusi Paşa, Temsil Heyeti ile görüşmeye görevlendirilir. Görüşme yeri ise Amasya’dır. İstanbul Hükûmeti böylece politik bir kuruluş olarak Temsil Heyeti’nin varlığını tanımış olur.
20-22 Ekim 1919 tarihlerinde gerçekleşen Amasya Görüşmeleri, Sivas Kongresi’nde kabul edilen kararlar üzerinde yapılır ve beş protokol üzerinde anlaşmaya varılır. Görüşülen ve uzlaşılan en önemli konu yeni Meclisin Ankara’da toplanmasıydı.
Salih Hulusi Paşa İstanbul’a döndüğünde, Hükûmetin de Padişahın da böyle bir çözüme karşı oldukları anlaşılır. Onlara göre Meclisin İstanbul dışında toplanması, Meclisin, Hükûmetle ilişkilerini çok zorlaştırabileceği gibi, bu durum Osmanlı Devleti’nin İstanbul’u terk etmeye hazır olduğu izlenimini de verebilirdi.
Böyle bir zorluk ortaya çıkınca, Mustafa Kemâl Paşa, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bünyesinde genişletilmiş bir Temsil Heyeti toplantısı düzenler. 16-29 Kasım 1919 tarihlerinde Sivas’ta gerçekleştirilen toplantıya AvRMHC adına Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemâl Paşa ile 3., 12., 15. ve 20. Kolordu Komutanları katılır.
Toplantı sonunda, sakıncalarına ve tehlikelerine rağmen Mebûsan Meclisi’nin İstanbul’da açılması, milletvekillerinin İstanbul’a gitmeden önce mevcut durum hakkında bilgili kılınmaları kararlaştırılır.
Not: Devam edecek
© 2025. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
SONNOT
[1] Bu görüşme Anadolu’da başlatılmış olan Millî Mücadele’nin haklılığı adına da son derece yararlı olur. Görüşmede Mustafa Kemâl Paşa tarafından dile getirilen Millî Mücâdele’nin haklılık ve meşruluğuna ilişkin gerekçeli bilgiler konuk generali oldukça etkiler ve Harbord’un talebi üzerine Türk tarafının bu konudaki düşünceleri yazılı olarak da General Harbord’a iletilir. Harbord da görevi sonunda hazırladığı ünlü Harbord Raporu’na bu hususları bir ek olarak koyar. ABD’nin Anadolu ve Ermenistan için manda görevi almasının uygun olmadığını da içeren bu raporun aslî nüshası Paris’teki ABD Misyonu tarafından Paris Barış Konferansına sunulur, imzasız nüshası da ABD Dışişlerine gönderilir. Daha sonra ABD Kongresinde de incelenen bu rapor, Ermeni yanlısı Başkan Wilson’un elini zayıflattığı gibi ABD’nin Ermenistan ve Anadolu’da mandater olarak sorumluluk almasına ilişkin Kongre’de yapılan oylamada da bu teklifin reddedilmesinde etkili olmuştur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.