Liderlik denince aklına ne geliyor? Güçlü bir vizyon, etkileyici konuşmalar, stratejik hamleler… Evet, bunlar önemli. Ama gel bir de işin gerçek yüzüne bakalım. Liderlik her zaman alkışlar ve zaferlerle dolu bir yol değil. Bazen uykusuz geceler, zor kararlar ve kabul etmesi güç gerçekler de bu paketin içinde.
İşte tam da bu noktada, şirket kültürü devreye giriyor. Bir lider olarak nasıl bir ortam yarattığınız, başarıya giden yolda en kritik faktörlerden biri. Çünkü bir şirketin kültürü, o şirketin ruhudur. Kültür sağlam değilse, en parlak stratejiler bile boşa gider. Bunu hafife almak, temeli çürük bir bina inşa etmek gibidir: İlk fırtınada yıkılır. Stratejiniz ne kadar mükemmel olursa olsun, çalışanlarınıza anlatamıyorsanız maalesef bir anlamı yoktur. Sonuçta insanlar PowerPoint sunumlarıyla değil, onları gerçekten anlayan ve harekete geçiren liderlerle motive oluyor.
Lider olarak çalışanlarınıza yatırım yapmazsanız, başkası yapar. Bu kadar basit! Ekibinizin gelişmesine destek olmazsanız, yeni fırsatlara yönelmeleri kaçınılmaz olur. Bugünün dünyasında çalışanlar sadece maaş için değil, gelişim ve değer görmek için de çalışıyor. Bu yüzden “Bize sadık ol” demek yerine, “Biz sana nasıl destek olabiliriz?” diye sormak daha mantıklı.
Yine şirket içinde çalışma sistemini bozan çalışanlar varsa ve bu durumu lider görmezden geliyorsa, ekip ruhu çok hızlı bozulur. O negatif enerjiyi kesip atmadan sağlıklı bir çalışma ortamı yaratamazsınız. Toksik bir çalışanı tolere etmek, çürük bir elmayı meyve kasasında bırakmak gibidir; farkına varmadan her şeyi bozar.
Ekibine geri besleme yapmamak, çalışanları karanlıkta bırakmaktır. “Harika gidiyorsunuz” ya da “Daha iyisini bekliyorum” demek yetmez. Spesifik, yapıcı ve samimi geri bildirimler vermezseniz, ekip gelişmez. Ama dikkat edin, geri bildirim “Sana bir şey söyleyeceğim ama alınma” diye başlamaz! Açık, dürüst ve destekleyici olun. Liderlik, sözlerle değil, eylemlerle ölçülür. Söylediklerinizle yaptıklarınız uyuşmuyorsa, kimse sizi ciddiye almaz. Çalışanlarınız, dediklerinizi değil, yaptıklarınızı örnek alır. Eğer ekibinizin çalışkan, motive ve disiplinli olmasını istiyorsanız, önce kendiniz öyle olmalısınız.
Çalışanlarınıza nasıl davrandığınız, müşterilerinize nasıl davranacaklarını belirler. Mutlu ve değer gördüğünü hisseden bir ekip, müşterilere de aynı enerjiyi yansıtır. Eğer çalışanlarınıza değer vermezseniz, onların da müşterilere değer vermesini beklemeyin.
Liderlik hiçbir zaman kolay olmadı, olmayacakta. Konfor alanının dışına çıkmayı, zor kararlar almayı ve bazen rahatsız edici gerçekleri kabul etmeyi gerektirir. Peki, bu gerçeklerle yüzleşmeye hazır mısınız?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.