
Saliha Yazan
Nezakete dair
Toplum içinde huzurlu yaşamamızı, toplumda bizlerin bir arada bulunmasını sağlayan temel kavramlardan birisi nezaket. Doğadaki her canlıya karşı hissettiğimiz hassasiyet ve hoşgörü aynı zamanda.
Zamana karşı kürek çekerken yoruluyoruz hepimiz. Günlük yaşamın sorumlulukları ve bitmek bilmeyen telâşıyla öfkeli bireyler haline geliyoruz. Ne kadar öfkelenirsek, o kadar azalıyor hoşgörümüz.
Hoşgörümüz azaldıkça tahammülsüzlüklerimiz başlıyor maalesef. Hoyratlaşıyor hâl ve hareketlerimiz. Sırf bir yerlere yetişmek uğruna birbirlerini omuzlamak doğal geliyor artık insanlara. Yaşlıya, hamileye, engelliye yer vermek şöyle dursun, telâşımıza verdiğimiz hoyratlığımızla itip kakıyoruz onları da.
Hesapsızca ve çıkarsızca, günaydın, iyi günler, iyi akşamlar diyerek günümüze güzellik katmaya çalışan insanları yadırgar olduk. Ne gerek vardı böyle cümlelere. Bir de bunlara cevap vererek zaman mı kaybedecektik?
Birbirine kardeş anlayış ve empati kelimeleri tamamen çıktı hayatlarımızdan. Tahammülsüzlüğümüz köreltmişti anlayışımızı ve empati yeteneğimizi. Anlayış göstermek ve empati yapmakta zaman kaybıydı nihayetinde.
Eleştirir olduk her şeyi. Saygı duyma zorunluluğumuzu unutarak, zamansız, ölçüsüz, kişilik haklarını gözetmeden yaptık eleştirilerimizi.
Nezaketi unuttukça huzurumuz kaçtı. Bir arada tutunmamızı sağlayan bağlar gevşemeye başladı. Etrafımız sürekli koşuşturan, gülümsemeyi unutmuş, asık suratlı, öfkeli, eleştiren, küçümseyen insanlarla çevrilmeye başladı.
En kötüsü de kendi nezaketsizliğimizi unutup, şikâyet eder olduk toplumdaki nezaketsizliği.
Samimiyetle söylenen bir günaydın, eline sağlık, teşekkür ederim, özür dilerim, iyi günler, buyurun lütfen, hayırlı işler temennileriyle geçen zaman, gün içinde sadece beş dakikamızı alır en fazla.
Nezaketsizlik ve hoşgörüsüzlük çukuruna nazik kelimelerimizle attığımız bir kürek toprak bile o karanlık çukurun dolması için en özverili hareket.
Nezaket, insan olarak her şeyden önce kendimize olan saygımızın göstergesi. İç güzelliğimizin çevremize olumlu yansıması. Aldığımız terbiyenin, içinde bulunduğumuz kültürün, geleceğe aktaracağımız manevi mirasın aynası.
Bilemeyiz, bir günaydınla kimin gününü aydınlatacağımızı, bir hayırlı işlerle kimin işinin hayırlı olmasına sebep olacağımızı.
Unutmayalım ki; hayat, hoşgörü ve nezaketle daha yaşanılır ve daha anlamlı…
Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.