Abdulkerim SOLAK
Yapay Zekaya İnanmak
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte; iyilik ve kötülük birbirine karışmış durumda. Deyim yerindeyse; at izi, it izine karıştı misali bir durum söz konusu diyebiliriz. Özellikle yapay zeka üretkenliğinin gölgesinde yaşananlar insanların doğru bilgiye inanmamalarına yol açtığı gibi, yanlış bilgiye de inanmalarına neden oluyor.
Geçmiş dönemde, yapay zekanın oluşturduğu etkiye inanan ve inanmayan kesimin daha çok emekliler ve 65 yaş üzeri kesim olduğu söylenebilirdi. Ancak, günümüzde bu durum daha karmaşık bir hal almış ve görünen köy kılavuz istemiyor. Çünkü durum daha vahim ve bir o kadar da işin içerisinden çıkılmaz bir hal almış konumda.
"Bütün ümidim gençliktedir." sözüyle, gelecek nesillerin daha mantıklı, daha sağlıklı kararlar verebilen, daha çalışkan ve daha üretken olmasını ümit eden Mustafa Kemal Atatürk’ün gençleri bu durumdan çok uzak.
Her seferinde dile getirilen ve sürekli olarak söylenen “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sözlerine bağlı kalan nesiller; mantıklı değil, sağlıklı kararlar veremiyor, daha az çalışkan ve daha az üretken.
İşte tüm mesele burada başlıyor. Söylenen ile yapılan arasında oluşan fark, hayat mücadelesinin averajını kapatmaya yetmiyor.
Özellikle sosyal medya üzerinde paylaşılan yalan yanlış bilgilere inanma potansiyeli artmış ama ne artmış. Her bir haber paylaşımının altında yazılan onlarca yorumun “sözde” komikliği gerçeklikten uzak ve her yorumda ve her paylaşımda sadece goy goy yapılması da pastanın çileği.
Bu durum nasıl düzelir bilmiyorum ama yapay zekanın sosyal medya üzerinde bıraktığı etki gerçekten çok kötü konumda. Üretilen her bilgiye doğru diye atlayan bir nesil, bu bilgiyi pekiştirmelerine vesile olan ebeveynler ve eşittir “ne yapacağı, ne olacağı” konusunda hayat planlaması bile yapılamamış bir gelecek.
Tüm süreç aslında böyle işliyor diyebiliriz. Bu konu sadece yapay zeka veya günümüz gerçekleriyle de kıyas edilemez. Her anlamda böyle, en basitinden bir “kavga” içeriği paylaşıldığını düşünelim. Altında binlerce yorum; “asarım, keserim, ben olsam vururdum” v.s örnek uzar gider.
Yapay zeka ile oluşturulan içeriklere de “doğrunun doğrusu” gözüyle kör kütük inanan bir nesil. Kimse doğruluğunu sorgulamıyor, kimse bu nasıl yapılmış diye sorgulamıyor kısacası kimsenin umurunda değil.
Çünkü, bu durumun verdiği memnuniyet ile yaşam savaşı tüm hızıyla devam ediyor. Aynı süreci Instagram kapatıldığı dönemde de yaşadık. Sanki tüm doğru bilgi internet ortamında yayınlanıyormuş gibi; Instagram açılsın eylemlerini bile gördü bu gözler.
Ama yalan hayatlar, yalan bilgiler, yalan hayaller ve dahası daha fazla ilgi gördü çünkü. Biz böyle bir nesil değildik, olmamalıydık. Bu konuda ailelere daha çok görev düşüyor diyeceğim ama üst kısımda da bahsettiğim gibi; yanlışı pekiştiren ebeveynler olmazsak eğer, aslında zincirin bir halkasını kırar ve belki bir nebzede olsa doğru adımlar atabiliriz diye düşünüyorum. Sevgiler…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.