İrfan Paksoy
Normalleşme
Giriş…
Bugünkü makalemin konusu Sivas Kongresinin ardından Temsil Heyetinin kararlılığı sonucu Damat Ferit Paşa Hükûmetinin istifa etmesi üzerine yeni kurulan ve Millî Mücâdele’ye de kısmen destek veren Ali Rıza Paşa Hükûmeti ile Anadolu’daki millî hareketin temsilcisi ve yürütme organı Temsil Heyeti arasındaki normalleşme ile ilgilidir. Bu bakımdan bu makale Ankara Ulus gazete ve haber sitesindeki son üç makalemin devamı olarak da addedilebilir.
Yakın Geçmişteki Gelişmeler…
Millî Mücâdele’nin programını içeren Amasya Genelgesi (22.06.1919) kararları gereği Sivas’ta toplanan millî bir kongre mâhiyetindeki Sivas Kongresi’nde (04-11.09.1919), kongre kararlarını takip edecek ulusal bir icrâ organı olan ve başkanlığını da Mustafa Kemal Paşa’nın yaptığı bir Temsil Heyeti seçilmiş, ülkenin toprak bütünlüğünü temin etmek üzere millî direnişin bir elden ve güçlü bir şekilde sürdürülebilmesi için ülke genelindeki Müdafaa-i Hukuk dernekleri ve direniş yapıları Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti altında toplanmış, Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar genelleştirilmiş, manda ve himâye reddedilmiş, işgâlci güçlere karşı da silahlı mücâdele kararı da alınmıştı.
Bu süreçte Temsil Heyetinin kararıyla Anadolu’nun İstanbul ile haberleşmeyi kesmesi sonucu millî harekete düşman olan Damat Ferit Paşa Hükûmeti istifa etmiş (01.10.1919), böylece Anadolu’daki millî hareket İstanbul’a karşı bir politik zafer kazanmış, bahse konu istifanın ardından kurulan Ali Rıza (Sedes) Paşa Hükûmeti tarafından millî hareketin temsilcisi olan Temsil Heyeti de tanınmıştır (04.11.1919).
Tanı(n)ma Sonrası Tıkanıklık…
Temsil Heyetinin Hükûmete gönderdiği yazılı taleplere karşı Hükümetin bu taleplerin bazılarını yerine getirmeyeceği ve bazı isteklerine ilişkin gönderdiği telgrafın imzasız olması nedeniyle Temsil Heyeti bu telgrafta yazılı olan hususları kabul etmemiş, yeni Hükûmet ile anlaşma sağlanmadan Eylül ayı ortasında başlatılmış olan İstanbul ile resmî haberleşmenin kesilmiş olması hâlinin devam ettirileceği konusunda ve Trakya’daki ilgili birimlere bir genelge göndermiştir.
Yunus Nadi’nin Aracı Rolü…
İstanbul ile Anadolu arasında anlaşmazlıklar giderilemeyince Harbiye Nâzırı (Bakanı) Cemal (Mersinli) Paşa 6 Ekim’de Millî Mücâdele’ye sıcak bakan ve Yeni Gün gazetesinin sahibi Yunus Nadi (Abalıoğlu) Bey'i çağırarak Temsil Heyetini yumuşatmasını ister. Yunus Nadi de Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemâl Paşa ile irtibat kurarak ondan İstanbul’a karşı anlayışlı olunmasını ister; Hükûmetin geçici olduğundan bahisle (Temsil Heyetinin talebi olan) eski idarecilerden bir kısmının cezalandırılması isteğinden vazgeçilmesini ister. Mustafa Kemâl Paşa ise Yunus Nadi Bey’in bu taleplerine verdiği karşılıkta İstanbul-Ankara arasındaki mevcut anlaşmazlığı Hükûmetin çıkardığını ileri sürer, Temsil Heyetinin istekleri kabul edilmediği için bir süredir İstanbul ile kesilmiş durumda olan bağlantının da açılmayacağını bildirir. Mustafa Kemâl Paşa, Anadolu ve Trakya’ya da bir genelge yayımlayarak Hükûmetle telgraf başında görüşüldüğünü ve İstanbul tarafından yayımlanacak olan bildiri konusunda da henüz haberdar olmadıklarından bahisle ikinci bir bildirime kadar Hükûmet bildirisinin (Anadolu’daki) telgrafhânelerce alınmamasını emreder.
Hükûmetin Bildirisi…
Temsil Heyeti tarafından Hükûmetten beklenen bildiri 7 Ekim’de İstanbul gazetelerinde yayımlanır, İçişleri Bakanı tarafından da telgrafla illere bildirilir. Bu bildiride kesin kararlılıkla işe başlayan Hükûmetin hiç bir partiye bağlı olmadığı ve eğilim duymadığı, ancak hepsinden yardım ve destek istediği anlatılmış, Anadolu'da ortaya çıkan tepkisel durumun İzmir işgâli ve Doğu illerinin geleceği hakkındaki söylentilerden doğduğu, Hükûmetin de aynı duyguları paylaştığı, bu konudaki küçük anlaşmazlıkların üzerinde durulmaması gerektiği bildirilmiş, seçimlerin yakında yapılacağı, millî iradenin de yakında açılacak Meclis'te kendini belli edeceği, herkesin Anayasa'ya uyması gerektiği, cins ve mezhep ayırımı gözetilmeyerek herkese adaletli davranılması ve kamu düzeninin bozulmaması gerektiği bildirilerek geçmiş hükûmet döneminde kanuna aykırı işler yapılmışsa bunların yasal çerçevede düzeltileceği vadedilmiş, Wilson İlkeleri gereğince devletin birliğinin korunması için çalışılacağı belirtilmiştir.
Uzlaşılan Bir Diğer Konu…
Temsil Heyeti, Harbiye Nâzırının Bakanının, Hükûmet'te “Temsil Heyeti” adına bulunmasını kararlaştırır ve bu konuda da Hükûmet ile uzlaşılır. Harbiye Nâzırı, Hükûmet olarak Temsil Heyetinin hemen hemen bütün isteklerini kabul ettiklerini ve ona dayandıklarını bildirerek ayrıntılarda diretilmemesini, Temsil Heyetinin de Hükûmete yardımcı olmasını ister. Mustafa Kemâl Paşa, buna verdiği cevapta; Temsil Heyetinin Hükûmet'e zorluk çıkarmayacağını ve iktidara ortak olmayacağını bildirir; haberleşmenin yeniden başlayabilmesi için kırk sekiz saat süre ile Temsil Heyetinin da Anadolu’daki millî teşkilatla eskisi gibi haberleşmeye devam etmesinin tanınmasını ister.
Millete Bildirisi…
Temsil Heyeti, millete bir bildiri yayımlayarak Hükûmetle tam bir anlaşma sağlandığını, Ali Rıza Paşa Kabinesinin kurulması ile devletin genel birliğinin de tamamlandığını, Temsil Heyetinin yeni Hükûmete yardımcı olacağını, hiç bir yerde Hükûmet işlerine karışmaya izin vermeyeceğini, genel müdafaa-i hukuk teşkilatlarının güçlendirilmesi ve millî amaçlar yönünde çalışmaya devam edileceğini bildirir.
Bürokrasideki Değişiklikler…
Harbiye Nâzırı 7/8 Ekim gecesi Temsil Heyetine göndermiş olduğu telgrafta seçimlerin bir ay içinde yapılacağı bildirir.
Hükûmet tarafından 9 Ekim’de, (Damat Ferit Hükûmeti döneminde işbaşına getirilen) millî harekete karşı yöneticilerin görevden uzaklaştırılmasına ve millî duyarlılığa sahip yöneticilerin göreve getirilmesine başlanarak Posta Telgraf Genel Müdürü Refik Halit (Karay) Bey görevinden alınır, daha önce Harbiye Nâzırı da yapmış olan Cevat (Çobanlı) Paşa üçüncü kez Gnkur. Başkanlığına getirilir, Albay İsmet (İnönü) Bey de Harbiye Nâzırlığı Müsteşarı olur. Bürokrasideki bu atamalar sonrasında da artarak devam eder.
Sonuç…
Millî harekete düşman Damat Ferit Paşa Hükûmetinin istifasının ardından kurulan ve millî harekete kısmen destek veren Ali Rıza Paşa Hükûmeti ile birlikte önemli gelişmeler yaşanmış, bu çerçevede İstanbul ve Anadolu arasında tekrar irtibat sağlanmıştır. Ancak 13 Kasım 1918 tarihinden beri fiilen işgâl altında olan İstanbul’daki İtilaf güçleri, Ali Rıza Paşa Hükûmetinin icraatlarına ne zamana kadar tahammül edeceklerdi? Bu suallerin cevabı da uygun vesilelerle Şanlı Millî Mücâdele’yi anlatmaya devam edeceğimiz diğer makalelerimizde ele alınacaktır.
© 2025. Bu makalenin / yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
KAYNAKLAR
Bernard Lewis; Modern Türkiye’nin Doğuşu, (Çev.: Metin Kıratlı), 2. Baskı, TTK Bsmv., Ankara 1984; Celal Erikan, Kurtuluş Savaşı Tarihi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 3. Baskı, İstanbul 2014; Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi (30 Ekim 1918-11 Ekim 1922), TTK Bsmv., Ankara 1970; Kamuran Gürün, Savaşan Dünya ve Türkiye, 1. Baskı, Bilgi Yayınevi, Ankara 1986; Mahmut Goloğlu, Millî Mücadele Tarihi-II, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2006; Sabahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ya Kadar, C. II, MEB Yayınları, İstanbul 1991; Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, C. II, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1994.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.