Hürriyetin birinci yılında Suriye

Öncelikle Suriye biçim için niye bu kadar önemli? Bu soruya doğru bir şekilde cevap verebilirsek bu günü çok daha iyi anlamış oluruz.

900 km sınırımız olan Suriye, dini ve kültürel bağlarımızın en sıkı olduğu, dört milyona sakın Suriyeli vatandaşın ülkemizde barındığı, her türlü terör örgütünün cirit attığı, bunların ülkemize ciddi zararlar verdiği, dolayısıyla sürekli kontrol altında tutulması gereken, ülkemizin menfaati ve selameti için zaman zaman müdahale ettiğimiz bir ülke.

Onun için de diyoruz ki, “Suriye’nin güvenliği, Türkiye’nin güvenliğidir.”

İşte tam bu nokta da, 8 Aralık 2024 günü Suriye halkı hürriyetini kazanmak için ayağa kalktı. 60 yıllık Baas rejimini devirerek kendi hürriyetlerine sahip çıktılar.

Ahmed al-Şharaa Suriye devlet başkanı olarak atanmasından sonra, çok farklı alanlarda mücadele etmek zorunda kaldı. İsrail’in saldırılarından tutunda, ülkedeki muhalif grupların kışkırtılması iç savaş tehdidine varıncaya kadar. Bir yanda iç güvenlik, ekonomik sorunlar diğer yanda mezhep çatışmaları, ülkenin kalkınma sorunları, silahlı çetelerin raptı-zap altına alınması, birlik ve beraberliğin sağlanması, uluslararası konular ve daha birçok alanlarda Şharaa mücadele etti.

Suriye’de uzun süren açlık ve gıda krizi ayrı bir sorun oluşturdu. Alt yapı, barınma, su, elektrik, eğitim, ulaşım gibi konular başlı başına problemler olmuş olmasına rağmen, Suriye halkı inatla, büyük bir dirayet göstererek sorunların üstesinde gelmeye çalıştılar.

Bu süre içerisinde Suriye uluslararası arenada kendine yer bulmaya çalışarak dış politikada ciddi başarılar sağladı. Şhara’nın Birleşmiş Milletlerde konuşma yapması dönüm noktası oldu. Ülke normalleşmeye başladı ama tam olarak elbette bu sağlandı diyemeyiz.

Ve bu gün 8 Aralık 2025 de bütün Suriye halkı özgürlüğün tadını çıkartırcasına bunu kutluyor. Halk sokaklarda bayram yapıyor. Birçok sorunların halen olmuş olması, hapishanelerde işkence görerek öldürülenler, toplu mezarlar, korku, panik ve tedirginlik onların bu mutlu günü kutlamasına engel olamadı.

Tahmin edileceği gibi Suriye’nin bugünkü duruma gelebilmesi için Türkiye olağanüstü bir gayret gösterdi. Bu sadece Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için değil, kendi güvenliği içinde gerekli olan bir çabaydı. Elbette bunun arkasında ülkemizde misafir olarak barınan Suriyeli vatandaşlarımızın bir an evvel ülkelerine dönmeleri de yatmaktaydı.

Suriyeli vatandaşlarımız kesinlikle en kısa zamanda ülkelerine dönmeli ve oranın imarına, gelişimine, modernleşmesine bir an evvel normalleşmesine katkı sunmak zorundalar. Şhraraa’nın açıklamasına göre dört yıl sonra yapılacak olan seçimlerde, demokratik haklarını kullanmak durumundalar. Resmi rakamlara göre bu sürede dönem Suriyeli sayısı bir milyon yüz elli bin dir. Bu son derece yetersiz bir sayısıdır.

SURİYE’NİN KALKINMASI İÇİN, SURİYELİLERE İHTAYAÇ VARDIR.

Bu gerçekler ışığında Suriye halkı, devrimin birinci yılını değerlendirmeli. Suriyeli kardeşlerimiz ellerini taşın altına koymalı. Hiçbir kardeşimiz, “bana ne” deme hakkına sahip değildir.

Her birimiz TV lardan izlemişizdir. Halk sokaklarda bayram yapıyor, kutlamalar büyük bir şenlik havası içerisinde gerçekleşiyor güvenlik kaygısı taşımadan. Türkiye’nin eli Suriye’nin üzerinde olduğu müddetçe (ki sürekli olmalı) Suriye en kısa zamanda çok daha hür, güvenilir, ekonomisi gelişmiş, toplumsal hayat normale dönmüş olarak diğer ülkeler arasında yer alacaktır.

Dolayısıyla ülkemize Suriye’den gelecek olan tehditler de son bulmuş olacak.

Özetle, her iki ülkenin, ekonomi, güvenlik konusunda gerekse modernleşme konularında birbirlerine ihtiyaçları olduğu unutulmamalıdır.

Tekrar ediyoruz; “Türkiye’nin güvenliği, Suriye’nin güvenliğinden geçer”…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmet TAŞ Arşivi