Futbolu kumar çukuruna itenler

Temizliği futbolcudan bekleyemez!

Bu ülkede futboldaki bahis meselesi, bir fosseptik çukurunda yiyecek aramaya benzer.

Nereden el atsak pislik, hangi kapağı kaldırsak çürüme…

Ve yıllardır süren bu çürümenin üstünü örtmek için kim günah keçisi ilan ediliyor?

Genç futbolcular.

Niye?

Çünkü düzen böyle istiyor.

Küçük suçluları asarak büyük günahları aklamak bu ülkenin en eski yöntemidir.

Bugün bahis batağına düşürülen sporun hesabı, sahada teri kurumadan cebinde oran kovalayan birkaç gence kesilmeye çalışılıyor.

Oysa bu çukurun kazmasını futbolcular değil, sporun tepesinde oturan “temiz görünümlü kirli eller” yaptı.

Sporun içine bahis girmedi; spor, bizzat bahse teslim edildi.

Bizzat açıldı o kapılar…

Kulüp yöneticileri, medya patronları, federasyon koltukları…

Bahis reklamlarıyla ekranları, stadyumları donatan kim?

Kulüpler borç batağındayken, “baş destekleyici” diye kapı kapı dolaşıp bahis şirketlerine sarılan kim?

Sonra çıkıp:

“Bu sporcular ne kadar ahlaksız olmuş, ne hale gelmişler!” diyorlar.

Asıl sorulması gereken şu değil mi?

Sporcuyu bu leş kuyusunun kenarına getiren, iten, bırakan siz değil misiniz?

“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” diye bir söz nasıl oldu da sporun içine kumarı, bahis çetelerini, şike kokusunu soktu?

Bugün futbola baktığımızda teknik direktör konuşmuyor, “oran bülteni” konuşuyor.

Hakem konuşmuyor, “canlı bahis” konuşuyor.

Taraftar konuşmuyor, kupon tutturma hayali konuşuyor.

Futbol artık sahada değil, bahis sitelerinin panelinde oynanıyor.

Skoru oyuncu değil, para belirliyor.

Bu mudur spor?

Bu mudur gençlik?

Bu mudur ahlak?

Bugün bir futbolcu bahis oynadı diye kellesi isteniyor.

Ama sistemin tepesinde yıllardır dolaşan o pis para için kimse tek kelime etmiyor.

Bir sporcu disipline sevk ediliyor;

Ama bahis şirketlerinin trilyonluk reklamlarına ses çıkarılmıyor.

Bir genç oyuncu mahkemeye taşınıyor; Ama kulüplerin kapısından çıkmayan “orancı lobiler” elini kolunu sallayarak dolaşıyor.

Sporcuyu korumayan bir sistemden ahlak çıkmaz!

Gence rehberlik etmeyen bir kulüpten disiplin doğmaz!

Bahsin devlet eliyle ekranlara boca edildiği bir ülkede “temiz spor” lafı sadece aldatmacadır.

Sporun kirini futbolculara sürüp, asıl kirli elleri saklamaya çalışanlara açıkça söylemek lazım: Bu pisliğin sahibi sizsiniz!

Peki, spor nasıl temizlenir?

Bahisle ilişkisi olan yöneticiler tasfiye edilmeden, kulüpler denetlenmeden, federasyon şeffaflaşmadan, reklam kapısı kumarın elinden alınmadan, sporcunun çevresi finansal ahlaksızlıklardan arındırılmadan, genç sporculara psikolojik ve etik eğitim verilmeden, Hiçbir şey değişmez.

Her sene birkaç futbolcu harcanır, ama düzen dimdik ayakta kalır.

Bir ülkenin sporu, birkaç gencin suça itilmesiyle kirlenmez.

Bir ülkenin sporu, sistemli şekilde paraya teslim edilince kirlenir.

Bugün önlem almazsak yarın sahaya çıkacak çocuk, formayı giymeden önce oran bakacak.

Taktik konuşulmayacak, kupon konuşulacak.

Tribün değil, bahis ekranı dolacak.

Ve o gün geldiğinde artık spor diye bir şey kalmayacak.

Sadece kumarhanelerin uzantısı haline gelmiş bir “gösteri” olacak.

Bugün spor mu, bahis mi seçeceğimize karar verme günüdür.

Ya sporu kurtaracağız, ya da kumar baronlarının seyirlik oyuncağına dönüşeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi