Türkiye'de su kaynaklarının günden güne azalması, özellikle de büyük şehirlerde hissedilen bir sorun haline geldi. Başkentte barajların doluluk oranlarının düşmesi, bu durumun en somut göstergelerinden birisidir. Son yıllarda yaşanan kuraklık, yağışların mevsim normallerinin altında seyretmesi, su sıkıntısını daha da derinleştirmeye yetiyor.

Başkent'in su ihtiyacını karşılayan barajlardaki su seviyeleri, endişelendirici boyutlara ulaştı. Yağışların yetersizliği, bu sorunu her geçen gün daha da ciddileştiriyor. Barajlardaki su miktarının azalması, sadece su kesintileriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda suyun kalitesini de olumsuz etkiliyor. Musluklardan akan suyun zaman zaman bulanık, sarımsı ve kötü kokulu gelmesi, bu durumun bir sonucu.

SU KALİTESİ VE SAĞLIK

Suyun kalitesinin düşmesi, beraberinde ciddi sağlık risklerini de getiriyor. Bulanık ve kirli su, başta ishal, dizanteri gibi sindirim sistemi hastalıkları olmak üzere, çeşitli enfeksiyonlara yol açabilir. Çevremde bir çok kişiden bu tarz duyumlar almaya başladım. Bu durum, özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olanlar için büyük bir tehlike oluşturuyor. Su kaynaklarının kirlenmesi, sadece musluk suyunu değil, aynı zamanda tarım ürünlerini ve yer altı sularını da etkiliyor.

FARKINDALIK VE SORUMLULUK

Bu tablo karşısında yapılması gereken en önemli şey, suyun bir lüks değil, sınırlı bir kaynak olduğu gerçeğini kabullenmek. Su israfı, bu krizin en büyük tetikleyicilerinden biri. Açık bırakılan musluklar, gereksiz yere kullanılan sular ve bilinçsiz tüketim…

PEKİ, NE YAPMALIYIZ?

Diş fırçalarken, tıraş olurken musluğu kapatmak, Bulaşık ve çamaşır makinelerini tam doldurmadan çalıştırmamak, Sızdıran muslukları ve boruları tamir ettirmek, Bahçe sulamasını en az su tüketimini gerektirecek saatlerde yapmak, Meyve ve sebzeleri akan su altında yıkamak yerine, bir kap içinde bekletmek gibi gibi.

Bunlar, basit gibi görünen ancak büyük fark yaratabilecek adımlar. Unutmayalım ki, suyun her damlası değerli. Yarınlarımızın suyu, bugün göstereceğimiz özen ve sorumlulukla şekillenecektir.

Dediğim gibi su zengini olmayan bir coğrafyada olduğumuzun farkına varalım ve suyumuzu tasarruflu kullanmakta mümkün olduğu kadar özenli davranalım…