
Zafer Çam
Gazze sessizliğin en karanlık hali
Gazze'de yaşananlar artık bir savaş değil, bir soykırımdır.
7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 18.500’den fazla çocuk hayatını kaybetti.
Her biri bir hayal, bir umut, bir gelecek olan bu masum çocukların isimlerini bilmiyoruz, yüzlerini göremiyoruz, hikâyelerini dinleyemiyoruz. Onları sadece bir sayı olarak duyuyoruz ve ardından sessizlik...
Gazze’de çocuklar ölüyor.
Tüm dünyanın gözleri önünde, çağımızın en acımasız, en sistematik Müslüman katliamı sürüyor.
Bombalar, açlık, susuzluk ve ilaçsızlıkla yürütülen bu kıyım, insanlık tarihinin utanç vesikalarından biri olarak karşımızda duruyor.
İsrail’in politikası açık: Gazze’de yaşayan Müslüman halkını fiziksel, psikolojik ve kültürel olarak yok etmek.
Evleri yıkılan, ailesini kaybeden, tedaviye ulaşamayan binlerce çocuk, dünyanın en büyük açık hava hapishanesinde her gün hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Bu bir işgal değil, bir yok etme harekâtı. Bu bir savaş değil, bir halkı topraklarından koparma girişimi.
Bugün yaşananlar, tarihteki en karanlık örnekleri hatırlatıyor.
Firavun ’un, tahtını tehdit eden erkek çocukları öldürmesiyle İsrail’in Gazze’de uyguladığı çocuk kıyımı arasında bir fark yok.
Firavun döneminde Hz. Musa bir kurtuluş vesilesiydi. Bugün Gazze halkı da bir Musa’yı bekliyor.
Peki ya bizler? Tüm bu yaşananlara rağmen, dünya sessiz.
Sözde medeniyetin temsilcileri suskun. İnsan hakları savunucuları kayıp.
Uluslararası kurumlar, sadece istatistik yayımlamakla yetiniyor. Daha acı olanı ise İslam dünyasının durumu.
Bazı Müslüman liderler sadece göstermelik açıklamalarla halkın öfkesini yatıştırmaya çalışıyor.
Müslüman halkın gazını almaktalar. Yürüyüşler yapılıyor, sloganlar atılıyor, ama gerçek anlamda bir eylem yok.
Bu sessizlik, bu tepkisizlik, bu ilgisizlik, adeta suça ortak olmakla eşdeğer.
İsrail'in uyguladığı bu sistematik Müslüman yok etme planı karşısında artık güçlü bir duruşa ihtiyaç var.
İslam dünyası sadece izlemekle yetinemez. Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır, unutulmamalıdır. Bu sessizlik çağında, Gazze’deki acı haykırıyor.
Gökyüzüne yükselen dumanlar, yerle bir olan evler, yarım kalmış hayatlar ve korkuyla atan kalpler…
Tüm bunlar, tarihin tanıklığında yaşanıyor. Ve en kötüsü: Herkes biliyor ama çoğu görmek istemiyor.
Dileriz ki Allah, nasıl ki bir zamanlar bir Musa’yı Firavun ‘un zulmüne karşı gönderdiyse, Gazze halkına da bir Musa gönderir.
Ve bu karanlık sona erer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.