Beş milyon dolara Amerikan vatandaşlığı: Trump ne planlıyor?

ABD Başkanı Donald Trump, beş milyon dolar ödeyen herkese Amerikan vatandaşlığı verileceğini duyurdu. Plana göre, ilk etapta bir milyon, ikinci etapta bir milyon olmak üzere toplam iki milyon kişiye vatandaşlık satılacak. Bu projeden beklenen toplam gelir 10 trilyon dolar.

Ekonomik verilere göre, dünyada dolaşımdaki toplam para miktarı yaklaşık 2.5 trilyon dolar. Trump’ın hedeflediği rakam, mevcut küresel para arzının beş katına denk geliyor. Ancak bu projenin gerçek hayatta uygulanabilirliği tartışma konusu.

Teoride bu projeyi değerlendirmek kolay, ancak pratikte bunun nasıl işleyeceğini analiz etmek gerekiyor. Cebinde, portföyünde veya varlıklarında 5 milyon dolar bulunan bir kişi, dünya genelinde ekonomik olarak güçlü birey kabul edilir. Bu bağlamda Trump, küresel ekonomiye yön veren 2 milyon kişiyi ABD’ye çekmeyi amaçlıyor. Bu çağrı, aynı zamanda yatırımların ve büyük varlıkların da Amerika'ya taşınmasını teşvik eden bir hamle olarak değerlendirilebilir.

EKONOMİK VE SOSYOLOJİK ETKİLER

Bu projenin ekonomik yönü ekonomistlerin alanına girse de, sosyolojik boyutu da oldukça önemli.

Dünya ekonomisinde güçlü kabul edilen ülkeler-Avrupa devletleri, Japonya, Rusya, Singapur, Malezya, Avustralya, Kanada, BAE, Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ve bazı diğer emirlikler bu projeye uygun potansiyel vatandaş adaylarına sahip. Ancak, ABD'nin bu ülkelerde yaşayan varlıklı insanları cezbetmesi için belirli avantajlar sunması gerekiyor.

ABD, sunduğu jeopolitik güvenliği ve ekonomik istikrarı öne çıkarabilir. Örneğin, Ukrayna-Rusya savaşından kaçan elit kesimin güvenlik kaygısıyla ABD’ye yönelmesi bu durumun en net göstergelerinden biri. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in Trump’a söylediği "Sizin okyanusunuz var" sözü, ABD’nin dünyanın en güvenli bölgelerinden biri olduğu tezinin bir kanıtı niteliğinde.

ABD’NİN STRATEJİSİ VE MUHTEMEL GELİŞMELER

Trump, bu projeyi başarılı kılmak için belirli bölgelerde (Ortadoğu, Orta Avrupa, Japonya, Kanada, Avustralya ve Emirlikler gibi yerlerde) kontrollü karışıklıkların oluşmasına göz yumarak güvenlik kaygısı yaratabilir. Böylece, zengin bireylerin ABD vatandaşlığına başvurma eğilimi artabilir. 1915-1945 yılları arasında ABD’ye göç edenler daha çok yoksul ve yeni bir hayat peşinde olan insanlardı. Ancak bu yeni planda, hedeflenen kitle zengin ama güvenlik kaygısı yaşayan bireyler.

Ancak, eğer yukarıda bahsedilen bölgelerde ciddi güvenlik problemleri ortaya çıkmazsa, bu proje sadece bir hayal olarak kalabilir. Şimdi hep birlikte bekleyip görelim: Gerçekten böyle bir dünya düzeni mi planlanıyor, yoksa bu yalnızca politik bir strateji mi?

Daha iyi bir dünya dileğiyle, saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adem Öztürk Arşivi