
Zafer Çam
Davul sustukça yoksulluk büyüyor
Bir zamanlar Anadolu’da, bir köyün içinden davul sesi yükseldi mi bilirdiniz ki bir düğün var, bir bayram var, bir sevinç var...
Ve o sesin ardında mutlaka bir Abdal vardı. Günü geldi mi sabahın erken saatlerinde sırtında davul, elinde zurna ile yollara düşer, akşama kadar köy köy gezerdi.
O ses, sadece eğlence değil; gelenekti, hafızaydı, aidiyetti. Şimdi o ses kısıldı.
Yağmurluda başlayıp Kırşehir’den İzmir’e uzanan topraklarda, bir halk müziği geleneğini omuzlayan Abdallar, artık hayatın kenarına itilen bir kültürün suskun temsilcileri.
Eskiden haftanın her günü iş bulan bu ustalar, şimdi ayda birkaç kez çalgı çalarsa şükrediyor.
Düğünler salonlara kapandı, zurna elektronik sese yenildi, davulun ritmi ise dijitalleşen eğlencenin gerisinde kaldı.
Abdallar örgütlü değil, güçlü değil… Ama yüreklerinde hâlâ davulun ritmi, zurnanın sızı var. Ne var ki bu ses, duyulmuyor artık. Sustukça bir kültür eksiliyor.
Bu eksilme, sadece Abdalların kaybı değil; Anadolu’nun, hepimizin kaybı.
Abdallar sadece mesleklerini değil, onurlu yaşamlarını da kaybediyor. Geçim kaynakları daraldıkça yoksulluk büyüyor, yoksulluk büyüdükçe suskunluk artıyor.
Ne eğitim yeterli, ne iş imkânı. Ötekileştirme ise hâlâ derin, hâlâ keskin.
Görünümleriyle, soyadlarıyla, konuşmalarıyla tanınan bu insanlar çoğu zaman “bizden” sayılmıyor.
Oysa onlar bizdendi. Hâlâ da bizdenler. Yeni kuşak artık müzikle hayal kurmuyor. Gençler sabit maaşlı, garantili işler arıyor. Çünkü gelenek, karın doyurmuyor.
Davul, kirayı ödemiyor. Zurna, çocuk okutamıyor. Oysa bu sadece bir geçim meselesi değil. Bu, bir kültürün ellerimizden kayıp gitmesi.
Abdallar sustukça Anadolu biraz daha sessizleşiyor. Düğünler biraz daha renksiz, bayramlar biraz daha eksik oluyor.
Birlikte yaşadığımız bu coğrafyada bir ses daha eksiliyor. Ve biz, duymamış gibi yapıyoruz.
Bir kültür göz göre göre yok olurken, kaç kişi farkında? Davulun ritmiyle coşturur, zurnanın sesiyle ağlatırlardı.
Abdallar, halk müziğinin kalbi, eğlencenin neşesi, geçmişin sesiydi. Şimdi ise o ses giderek kısılıyor.
Anadolu’nun müziğini omuzlayan Abdallar, artık kenara itilmiş, görünmez hale getirilmiş durumda.
Eskiden düğünlerin baş tacıydılar, şimdi eğlence sektörünün dışında bırakıldılar.
Neden mi? Çünkü modern dünya onları “eski” buldu, “gereksiz” saydı. Eğitimden uzak bırakıldılar, iş bulmaları engellendi, kültürel kimlikleri nedeniyle hor görüldüler.
Bu sadece bir ekonomik çöküş değil, açık bir kültürel ayrımcılıktır. Ne yerel yönetimler, ne toplum, ne de kültürel kurumlar bu yok oluşa “dur” diyebildi.
Genç Abdallar artık sazı bırakıyor, çünkü hayatlarını sürdüremiyorlar. Davulun sesi sustuğunda, bu toplumun vicdanı da susuyor.
Bir kültür daha göz göre göre kayboluyor ve kimse hesap sormuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.