Sağımız, solumuz, önümüz arkamız tavsiye veren insanlarla dolu.

• Herhangi biri sosyal medyasından, YouTube kanalından veya her gün etrafındaki birilerine öksürüyorsa turplu ballı iksir tavsiye ediyor. Çünkü çocuğu da aynı öksürükten muzdarip.

• Çok bilmiş bir anne etrafındaki herhangi bir çocuk ağlıyorsa doyurulması gerektiğinden tutun bin bir hikayeyle tavsiyelerini sıralıyor.

• Ömrünü tek bir kurumda geçirmiş ve aynı kurumdan emekli olmuş biri sanki çeşitli kurumlardan deneyim edinmiş gibi kurumlarda seminerler veriyor.

• Birlikte çalıştığı insanlara nasıl mobbing uyguladığı herkesçe bilinen insanlar “iş ortamında verimli çalışma ipuçları” veriyor.

Türk insanı olarak genel anlamda tavsiye vermeyi seviyoruz. Bahsettiklerim gayet kabullenilmiş durumlar. Tavsiye vermek kadar tavsiye almakta çok popüler günümüzde. Burada önemli olan bunların da inanılmaz bir alıcısı olması. “Ölmeden önce yapılacaklar listesi”, “ilkbaharda görülmesi gereken 10 yer”, “doğum gününde alınacak 20 hediye” listeleri gibi. İnsanoğlunun tavsiye vermeye ve liste oluşturmaya yönelik açlığı inanılmaz. Peki biz neden almaya bu kadar meyilliyiz? Başkalarının tavsiyesini dinliyor muyuz, yoksa o bitirsin de tavsiye sırası bize gelsin diye mi bekliyoruz? Hayattan beklentilerimiz, yaşam tarzlarımız, aile yapımız, ekonomik durumumuz, yaşlarımız, hayat tecrübemiz, entelektüel farklılıklarımız, hobilerimiz, fobilerimiz bunca farklıyken herkese uyan tek bir liste yapmak bu kadar kolay mı? İnsanların bizim küçük dünyamıza dayanan tavsiyelerimizi alıp, içselleştirip kullanacaklarına nasıl bu kadar eminiz? En iyi deneyimin bizim deneyimimiz, en iyi seçimin bizim seçimimiz olduğunu nerden biliyoruz?

Tavsiye verirken de alırken de çok dikkatli olmak gerek. Bitkisel karışım tavsiye ettiğimiz birisinin belki de o bitkilere karşı bilmediği bir alerjisi var. Yarım yamalak bilgimizle verdiğimiz seminer belki de dinleyicisinin geleceğini etkileyecek. Tavsiye de bulunduğumuz anne belki de etrafındaki onca tavsiye verenden bıkmış durumda. İlkbaharda görülecek 10 yer listesinden gittiğimiz yerler belki de bizim yaşam tarzımıza ve bütçemize uygun değil.

Burada önemli olan işimize yarayanı cebimize koymamız, yaramayanı kulak arkası etmemiz. Verilen tavsiye mantıklı mı, tavsiyeyi veren kişi verdiği tavsiye üzerinde yetkin mi? Soruların cevabı evetse tavsiyeyi tecrübe paylaşımı olarak görmemiz.

Hepimizin vakti boş konuşmalara harcanmayacak kadar çok kıymetli. Kimsenin değerli vaktini almaya da kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum. Tecrübe aktarımı noktasında tavsiyeler alıp vermeniz temennisiyle…

Sağlıcakla kalın…