
Zafer Çam
Gazetecilik
Bir meslekten öte, bir vicdan muhasebesi. Mesaisi olmayan, herkesi tanıyıp dostu az olan, yirmi dört saat nöbet tutan tek meslektir gazetecilik.
Çok bilmişlerin, yüksekte gezenlerin, “ben bilirim” diyenlerin dünyasında; bir araya gelemeyen, birçok cemiyeti olan bir meslektir bu. Her gün, her saat haber peşinde koşan, emeğinin karşılığını almak isterken darp edilen, dövülen, kovulan, hatta öldürülenlerin mesleği…
Patronu para kazanır, emekçisi karın tokluğuna çalışır. Halkın içinde, objektif ve doğru haber yapmaya çalışan gazeteci; eleştirilir, dışlanır. Seçilmişine, atanmışına, zengine, haksız olana “yanlış yapıyorsun” dediğinde dışlanır, itibarsızlaştırılır.
Yanlı yazarsa köşe başı olur…
Karşı durursa ‘düşman’ ilan edilir.
Yandaş olursa “patronun adamı” denir…
Muhalif olursa “hain” denir.
Adaleti savunursa “sana mı kaldı” denir.
Hakkı öne çıkarırsa “gerici” ilan edilir.
Tüm bu zorluklara rağmen mesleğin adı hâlâ gazeteciliktir.
Ekonomik koşullar nedeniyle bu meslek, son yıllarda hızla tükeniyor.
Kâğıt fiyatları, çalışan ücretleri, dağıtım giderleri… Hepsi büyük bir yük haline geldi.
Üstelik insanlar artık gazete bayilerinden gazete almıyor.
Eskiden sabah ekmekle birlikte gazete alınır, habersiz güne başlanmazdı.
Şimdi internet her şeyi değiştiriyor.
İstediği haber kaynağına anında ulaşabilen okuyucu, artık gazete sayfalarına ihtiyaç duymuyor.
Yine de alışkanlıklarını terk etmeyen, sadık okuyucular hâlâ gazetesini alıyor.
Dijital dünya baskılı gazeteciliği ve dergiciliği yok etme noktasına getirdi.
Oysa gazeteci; bir şehrin, bir ülkenin adeta sigortasıdır.
Ama bu sigorta sadece yılda bir gün hatırlanacak kadar değersiz olmamalı.
O gün geldiğinde bol bol mesajlar yayınlanır, “gazetecilik kutsaldır” denir.
Kutlamalar yapılır, yemekler yenir, çiçekler gönderilir.
Fakat gerçek gazeteciler; yılın bir günü değil, her gün hatırlanmalı, desteklenmeli.
Elbette bu meslek içinde “çürük elmalar” da vardır.
Yandaşlık yapan, kalemini satanlar da…
Ama “istisnalar kaideyi bozmaz.”
Her meslek dalında olduğu gibi, burada da birkaç kötü örnek geneli temsil etmez.
Bugün, ülkemizin ve şehirlerimizin dürüst gazetecilere, erdemli basına ihtiyacı her zamankinden daha fazladır.
Ahlaklı, tarafsız, kalemini satmayan; hakkın ve halkın sesi olan gazetecilere hasret kaldık.
Taraflı değil, tutarlı basın…
İktidarın ya da muhalefetin değil, sadece halkın sesi olan basın…
Basın hür oldukça, haberler de objektif olacaktır.
Bu yüzden; her türlü zorluğa rağmen mesleğini onurla sürdüren gazeteciler sadece bir günde değil, her zaman takdir edilmelidir.
Hür, özgür, ahlaklı, bağımsız basının her günü kutlu olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.