Gazze’de barış gerçek mi, hayal mi?

Bu yazının kaleme alındığı saatlerde, Hamas ile İsrail arasındaki barış görüşmeleri Mısır’da devam ediyordu.

Bu anlar barışa en yakın olduğumuz anlar. Dilek, temennimiz ve duamız o dur ki, bir daha hiç bozulmamak üzere barışın gerçekleşmesi.

Herkes bilir ki, savaş da barışın olması için tarafların son derece istekli ve gerçekten savaşı sona erdirme niyetlerinin olmasıdır. Şayet tarafların biri kerhen istemeye istemeye zoraki barış diyorsa o barış kadüktür, ölü doğmuştur.

Şimdi biraz gerçekçi gözle bakalım.

Bir önceki yazımızda bir iddiada bulunmuştur. Demiştik ki, “İsrail, Gazze bataklığına saplandı ve bir türlü çıkamıyor. Tek çıkış yolu olarak da Hamas ile barış masasına oturmak, Haması etkisiz hale getirerek elini kolunu sallaya sallaya Gazze’yi ilhak etmek” demiştik.

Üzülerek ifade ediyorum ki, her ne kadar barış masasına oturulmuş olsa da, alçak, korkak İsrail asla bu barışa uymayacak. Tek derdi Gazze bataklığından kurtulmak, Haması etkisiz hale getirmek. ABD nin tehditkâr tutumunun nedeni ise yeni bir bahane oluşturmak.

Düşünün bir kere, Aksa Tufanının üçüncü yılına girdik. Tam iki yıldır, o sözde güçlü! Kuvvetli! Korkusuz! Herkese kafa tutan, astığı astık, kestiği kestik misali dünyanın haydut ülkesi nasıl oluyor da 364 km lik bir alanı tam olarak ele geçirip hakimiyet kuramıyor? Söyleyeyim. Hamas, Gazze’de, İsrail’e kök söktürüyor.

Peki, bunun karşılığı kadın ve çocuk ağırlıklı yüzbinlerce şehit mi verilmeliydi? Elbette hayır ancak görünen fotoğraf bu.

Beyin fırtınasına devam edelim. Sizce İsrail, bütün dünyayı karşısına alarak yapmış olduğu soykırımı, o kadar katliamı ve her türlü işkenceyi Hamas ile barışmak için mi yaptı? Çevrenizde ne kadar karga varsa bakın koro halinde gülüyorlardır.

Tabi ki ölümler dursun, tek bir kişinin bile bırakın şehit olmasını burnu bile kanamasın.

Şunu demek istiyorum. Bu bir barış planı değil, Gazze’yi ilhak planı.

Hem de kolayca karşısında hiçbir güç olmadan, tek bir İsrail askerinin burnu dahi kanamadan, tek bir kurşun dahi atmadan, Gazze’ye çökmek.

Böyle bir durumda İsrail’i kim engelleyecek? Hiç kimse. İki yıldır kim engelledi?

Peki, o zaman ne yapalım?

Tramp’ın tehdidini Hamas gördüm deyip, İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan ve Arap Birliğinden oluşacak bir barış gücünün Gazze’de konuşlanmasını istemeli. Barışın garantisi bu ülkeler olmalı.

Hamas, Türkiye dahil garantör devletler talep etmeli. Gazze’nin güvenliğini garantiye almalı. Türkiye bunu defalarca söyledi. Ama gelinen nokta da Türkiye haklı çıktı.

Ve mutlaka barış masasına İsrail, Gazze’den çekildikten sonra oturmalıydı.

Şimdi söylediklerimizin altını dolduralım.

Siz barış görüşmeleri yapacaksınız, diğer taraftan Sumud aktivistlerine olmadık hakaret ve işkencelerde bulunacaksınız.

Siz barış görüşmeleri yapacaksınız ama insanları katletmeye devam edeceksiniz.

Sizi barış masasına oturacaksınız, tek bir askerinizi dahi çekmeyeceksiniz.

Unutmayalım ki ne ABD’nin ne de İsrail’in derdi rehineler. Onların tek derdi var, Gazze bataklığından kurtulup ıslık çalarak Gazze’yi işgal etmek.

Haması anlayabiliyoruz. Barıştan kaçan taraf olup, ABD ye “bahane” vermek istemiyor.

Size garanti ediyorum, ABD’de, İsrail’de uydurma bir bahane her zaman bulacaklardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmet TAŞ Arşivi