Bir yol hikayesi

Sevgili Ankara Ulus Gazetesi okurlarımız sizlere küçük bir yol hikayesinden bahsetmek istiyorum. Ama bu yol hikayesi sıradan bir hikaye değil yaşanmışlıkların olduğu güzel bir macera diyelim biz adına.

Geçtiğimiz hafta sıla-i rahim diyerek yola revan olduk. Dile kolay tam 1100 kilometre yol yaparak Ankara’dan güzel memleketim Ardahan’a gittik. Yani nereden baksan otobüsle 17-18 saat kendi arabanla gidersen 14 veya 15 saat süren bir uzun yol hikayesi.

Ankara’dan çıktık yola, Kırıkkale’de verdik mola, sonra ver elini Yozgat, ardından Sivas, Erzincan, Erzurum ve Kars derken sonunda yeşili bir başka güzel, doğunun en güzel ve en şirin illerinden birisi olan Ardahan’a vardık.

Yani insan memlekete varınca gerçekten hem hüzünleniyor hem de neden daha sık gelmedim diye hayıflanıyor doğrusunu isterseniz. Çünkü insanın doğduğu, suyunu içtiği ve havasını soluduğu memleketi bir başka oluyormuş bunu bir kez daha yakından gördüm.

Yola çıkarken tereddütlerim vardı. Acaba yolların durumu nedir, asfalt yol çalışmaları ne durumda, keyifli ve konforlu bir yolculuk yapar mıyız diye sorular vardı kafamın içinde. Çünkü gidilen yol uzun ve yolculuk saatlerce sürüyor. Doğal olarak kendinize soruyorsunuz yollar ne durumda? Devletimiz yollar için ne söz verdi ne yaptı diye?

Allah devletimize zeval vermesin sevgili okurlarımız. Elmadağ’dan itibaren hükümet öyle yollar yapmış ki insanın ağzı açık kalıyor. Gidiş ve geliş olmak üzere iki şeritli hatta bazı yerlerde üç şeride çıkan yollardan geçtik.

Ne kadar gurur duydum anlatamam sizlere. Ayağınızı gaza basmanızla adete otomobil uçuyor derler ye aynen öyle. Yani sen ayağını gazdan çeksen de otomobil kendi kendine gidiyor farkında olmuyorsun.

Yollarımız inanılmaz güzel, inanılmaz konforlu ve rahat daha ne ister insan. Keyifle aracını kullanıyorsun, istediğin yerde mola verip dinleniyorsun ve sonra tekrar yola revan oluyorsun. Demem o ki hani ne yaptı hükümet yoldan ve köprüden başta. O yollardan geçince bu nankörlere söyleyecek söz bulamıyor insan.

Yol medeniyettir, gelecektir, aydınlıktır ve seni sevdiklerine ulaştıran en güzel araçlardan biridir. Yollar o kadar rahat ki altındaki arabanın nasıl gittiğini anlamıyorsun. Şimdi bu hainlere sorsan hükümetin görevi benim vergimle yaptı, elbette yapacak diyecektir.

Peki şükürsüzler ve hainler daha önceki hükümetler vergi almıyor muydu? Neden yapmadılar diye neden sorgulamıyorsun da bu hükümetin bu kadar mükemmel yaptığı yolları sorguluyorsun sonra benim vergimle yaptı diyorsun. Sizler az hain değilsiniz hani. İçimizdeki düşman dediklerimiz de bunlar işte.

Yapılan her güzel karşı çıktıkları gibi zamanında bu kadar yola ne gerek var, yollara yapılan yatırım ölü yatırım falan derlerdi. Bunu diyenleri Allah’a havale ediyorum. Devletimiz var olsun, daim olsun.

Bu aziz Türk Milleti’ne bu kadar güzel yolları yaparak emrine sunan hükümetimize de ayrıca teşekkür ediyorum.

Yani demem o ki yapılan yol yatırımlarının kıymetini bilin. Evet yol yemeyeceksiniz ama bir zamanlar o yollar sizi yiyor sevdiklerinden koparıyordu. Onun için bu şükürsüzlüğünüz ve azmışlığınız değilmi?

Son olarak şunu diyebilirim, çıkın memleketlerinize gidin, gezin ve hasret giderin, giderken de bu konforlu yolların keyfini çıkarmaya bakın. Sağlıklı günler diliyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Eyüp Kara Arşivi