Bozulmuş çarkta dönen Müslümanlar

Bugün ülke olarak geldiğimiz satış rakamları, vicdanların sustuğu, dinin ticarete dönüştüğü bir düzenin içinde debelendiğimizi görüyoruz.

Bugün ülkenin geldiği yerdeyiz... Yolsuzluğun, haksızlığın, ahlaksızlığın, adaletsizliğin uygulanmasıyız.

Ben yetimin, mazlumun parasını yemedim. Ben rüşveti hak bilmiyordum.

Ben emanete hainlik yapıp ceplerimi şişirmedim. Namussuza, haksıza boyun eğmedim.

Çünkü biliyorum ki, İslam'da haram olanlarda korkuyorum. Harimlerle işim olmaz bilinir.

Ama bugün adı Müslümanlar haramların içinde yüzüyor, Haramilerle kola geziyor.

Sahte dincilerin önünde el ayağı divan duran insanlar, Allah'tan değil, araçlardan, üfürükçülerden, emir şefaatçilerinden medet umuyor.

doğada bulunanlardan olmayanlardan medet insan akıl fukaraları oldukça; istismarcılarda hep olacak.

Müslümanlar Kur'an'dan uzaklaşınca, kendini dindar zanneden ama sahte şeyhlerin, din simsarlarının kulaklarına düşen insanlarla doldu sokaklar.

Ve bu düzen, dini değil, dünyevi menfaatleri besliyor.

Gazze önünde yanıyor, ölüyor yok oluyor dünyanın gözleri Müslüman soy kırımı topluluğu.

Dünya Müslümanları, Arap topraklarını geziyor. Hacamat. Milyonlarca Müslüman, kutsal topraklara akın ediyor.

Müslümanlar Kâbe yollarında, Medine sokaklarında. “Allah, Allah” nidalarıyla hacı olmak için ter döküyorlar.

Siyahı, beyazı, sarısı, çekik gözlüsü, uzunu, kısası… Bütün renkler aynı safta. Tavaf ediyor, ibadet ediyor, Allah'a yöneliyorlar.

Dünya Müslümanları birleşmişken, Gazze ağlıyor, Kudüs mahzun…

Peki ya sen Müslüman mısın? Lüks odalarda, Kâbe manzaralı odada, hangi ibadetin içindesiniz?

Hac mı, yoksa konforlu bir tatilin içinde mi kayboldun? Unutma!

Dünyada bir mazlumun hayali varsa, ibadetin tam değildir. Kalbin boş, niyetin eksiktir.

Namussuzların hükmü devam etti, kukla ailesinin çocuk gösterdiği bu dünyada, onların boyun eğdiysem, İsrail'in safında yer aldıysam, bana da yuh olsun.

Rüşveti hak sayanlar, her dakika hileye uğrarlar, yetimin malıyla servet yetiştirenler, garibanın sofrasından çalanlar neyin peşinde?

Garibanın aşısını çalanlar… Boyut diyor ozan paketleri: “Yapıp ayrılmış kafayı çektim ise yuh”

Sahtekârlıkla Sarhoş Olup Rakı içene haram diyenler, suyu üç yudumda içenler…

Emanetçi olduğunu unutup rüşveti, faizi hak bildiniz ümmetin malının üzerine çöktünüz…

Bugün rüşveti hak sayanlar, her dakika hileye ihtiyaçları, yetimin malıyla servet şişirenler, garibanın sofrasından çalanlar neydi dindarı?

Sözüm, “kafa çekmek haram” derken insanların mallarıyla sarhoş olanlara. Bu yazı ne bir vaazdır ne de bir yargılama.

Bu, gönüllü bir çarkın içinde ezilen vicdanların, kandırılan kitlelerin, gerçeği arayanların çığlığıdır.

Din, Allaha, Kuran'ın hükümlerine, peygamberin yaşamma teslim olup ben Müslümanlardanım diyenlerin.

Hiçbir şeyin ticareti, reklamı, gösterişi değildir. Yüzümüzün Kur'an'a, adalete, vicdana dönmedikçe yeniden; sahte dini darlar, hocalar, şeyhler, rüşvetçiler bu halkın arkasından inmeyecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi