
İsmet TAŞ
Bu ülkenin kahramanları bitmez
Bu ülkeyi iliğine kadar sömürenler, soyanlar var, herkesin malumu! Bu ülkenin yok olması için her fırsatta emperyal güçlerle iş birliği yapanlar var, herkesin malumu! Hem bu ülkenin aşını ekmeğini yiyip hem de her türlü ihaneti edenler var, herkesin malumu! Bu ülkenin gelişmesini, zayıflamasını, geri kalmışlığını isteyip hainlerle iş tutanlar var herkesin malumu! Yedi düvel bu ülkeyi yok etmek için her türlü tezgâhı kuruyor, herkesin malumu!
Bir de bu ülkenin kahramanları var, cengâverleri var. Hayatlarını bu ülkenin geleceğine adamış, adanmış insanlar var. Bu ülkenin çıkar ve menfaatleri için; kendi alanlarında, kendi sahalarında varını-yoğunu ortaya koyanlar var. Kadını ile kızı ile genci ile yaşlısı ile nefes almadan uğraşan, didinen, mücadele edenler var. Hainlere, alçaklara, namussuzlara, hırsızlara, soygunculara, vurgunculara inat, bu ülke için fedakârlıkta sınır tanımayanlar var. Öğretmeninden, eğitimcisine, işçisinden memuruna, öğrencisinden üniversite hocasına, esnafından emeklisine varıncaya kadar kahramanlarımız var.
Hepsi de, bu ülke için varım diyenler var. Ama bir de, analarımız, bacılarımız, kızlarımız var ki, işte onların her biri birer Fatma Bacı, Nene Hatun, Şerif Bacı. Bunların bir kısmı üretim kooperatifleri kurarak, bir araya gelip ülke ekonomisine inanılmaz katkıda bulunuyorlar. Bir kısmı da Türk Kültür ve Medeniyetinin en önemli unsurlarından biri olan, Türk mutfağını dünyaya tanıtma, Türk’ün damgasını vurarak, on yıllarca adı sanı unutulmuş yemeklerimizle dünyaya meydan okuyorlar.
Tanınan bilinen isimleri hepiniz biliyorsunuz. Peki, bu alanda uykuyu dahi kendine yasaklamış yeteneklerden ne kadar haberimiz var. Örneğin, Şef Ceyda Özdemirli, Şef Huriye Zefara ve Şef Şükran Çiftçi. Gönül isterdi ki binlercesinin adlarını burada zikredelim. Elbette bu mümkün değil.
Ancak, çalışmaları ile bu sahada vermiş olduğu eğitimlerle, yapmış olduğu, aktivite, faaliyet ve festivallerle, katılmış olduğu yarışmalarda almış olduğu madalyalarıyla göz doldurmuş, şefleri tarafından her fırsatta takdir edilmiş, yüz yıllara dayanan Türk mutfağını en mükemmel şekilde temsil ederek, dünyaya Türk mutfağını tanıtmak için inanılmaz gayret gösteren bir Türk kadını, Şef Şükran Çiftçi.
Gastronomiye merak sarmış biri olarak genelde gastronomi festivallerine, şölenlerine şenliklere, tanıtım fuarlarına mümkün olduğu kadar katılır, derya gibi bir alan olan gastronomi konusunda zerre damlada olsa bilgi sahibi olmaya çalışırım.
Şef Şükran Çifçi’, Eskişehir’de, “Gıda verimliliği” toplantısında ki çalışmaları ile dikkatimi çekti. Son derece çalışkan, kısa sürede yapmış olduğu başarılı çalışmaları, Türk mutfağını dünyaya tanıtma sevdası katılımcılarda büyük bir takdir toplamıştı.
Bununla da yetinmemiş, ESDAP’ı (Eskişehir dünya gastronomi aşçılar pastacılar sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültür ve eğitim derneği) kurarak emsallerinden bir adım öne geçmiş. Kırka’da gerçekleştirmiş olduğu Gastronomi Festivalini bizzat takip ettim. Worldshowlarıyla dünyaya, “Türk Mutfağını tanıtmaya geliyorum, Türk Kültür ve Medeniyetini tanımaya hazır olun” mesajı veriyordu.
Şef Şükran Çiftçiyi, yine Eskişehir’de Türk Mutfağını tanıtma fuarında takip ettim. Herkesin takdirini kazanmasının yanı sıra, arkadaşlarını organize ederek aynı anda Çanakkale’de de adını duyuruyordu. Daha sonra basına İstanbul’da aldığı madalyaları yansıdı. Başarıya doymuyordu. En büyük ideali ise, “Dünya gastronomisinde söz sahibi olmaktı”. Yolu uzun denilse de, kısa sürede yapmış olduğu başarılı çalışmaları, almış olduğu madalyalar, bu yolun çok da uzun olmadığını gösteriyor.
Şef Şükran Çiftçi ’ye, hedefiniz ne diye sorulduğunda, “Tür Mutfağını, Türk Kültür ve Medeniyetini bu sayede dünya ya tanıtma, bunun yanı sıra, Türk kadınının neler yapabileceğini, azmini, çalışkanlığını, bilgeliğini, becerisini, fedakârlıkta sınır tanımadığını bütün dünyaya göstermektir.”
Evet, bütün dünya Türk kadınının nasıl biri olduğunu Milli Mücadele yıllarında gördü. Bugüne gelindiğinde, Türk kadını üzerinde oynanan oyunları elinin tersi ile itmiş, ben Nazife Kadınların, Halime Çavuşların, Çete Emir Ayşe’lerin torunlarıyım diyerek, dünyaya meydan okuyorlar.
SELAM OLSUN TÜRKÜN KAHRAMAN KADINLARINA…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.