Din istismarı: İnancı menfaate alet etmek

Din, özü itibarıyla ihlas ve samimiyete dayanır. Ancak tarihin her döneminde, dini değerleri kendi çıkarları uğruna kullanmaya çalışan insanlar, guruplar, cemaatler olmuştur.

Ramazan ayı geldi din istismarcıları görünmeye başladı.

Özellikle bu tipler Ramazan ayı geldiğinde, siyasi ve ticari çıkarcılar din gömleği giymeye başlarlar.

Camilerin en ön saflarında siyasi istismarcıları görürsünüz. Yine meydanlarda, tüccarların sadaka ve zekât kolisi dağıtımlarının gösterişe dönüştüğünü fark edersiniz.

Din istismarcıları, özellikle muhafazakâr toplumlarda dindar bir imaj oluşturarak insanlara yakın görünmeye çalışırlar.

Ancak gerçekte, çoğu atalarının dini üzerinde yaşayan, Kur'an'ın emirlerinden ve Peygamber Efendimizin hayatından uzak bir yaşam sürerler.

Din istismarı, en yalın haliyle, Allah’a karşı ihlas ve samimiyeti terk ederek dini, maddi veya manevi çıkar sağlamak için bir araç haline getirmektir. Oysa bir Müslüman için en yüce gaye, Allah'ın rızasına nail olmaktır.

Ne var ki, dini istismar edenler için bu yüce gaye bir anlam ifade etmez. Onlar için önemli olan, şahsi menfaatlerini temin etmek ve dindar görünmektir.

Siyasi iktidar elde etmek, toplumu yönlendirmek, insan kaynağı oluşturmak ve ekonomik gücü ele geçirmek gibi dünyevi kazanımlar peşinde koşarlar.

Bu uğurda meşru ya da gayrimeşru her yolu denemekten geri durmazlar. Din istismarı, tarih boyunca farklı şekillerde karşımıza çıkmış ve bugün de varlığını sürdürmektedir.

Ancak en tehlikeli istismar türlerinden biri, dinin istismar edilmesidir. Çünkü din, insanların inanç ve değer dünyasını şekillendiren en hassas unsurlardan biridir.

Dini çıkarları uğruna kullananlar, toplum içinde nifak ve ayrılık tohumları ekerek birlik ve beraberliği zedelerler.

Bu istismarcıların en belirgin görüldüğü yerler camiler ve kabirlerdir. Camiler, Müslümanların ibadet için bir araya geldiği, sevinç ve acılarını paylaştığı, ümmet bilincinin pekiştiği kutsal mekânlardır.

Tarih boyunca Müslümanlar camilerde omuz omuza ibadet etmişlerdir. Ancak dini istismar eden kişi ve yapılar, kendi çıkarları için camilerde Müslümanları etkilemeye çalışırlar.

Bu istismarcılara karşı Müslümanlar kör, sağır ve dilsiz olmamalı, aksine uyanık olmalıdır.

Toplum olarak bu istismar hareketlerine karşı bilinçli olmalı ve özellikle genç nesilleri sahih dini bilgiyle donatmalıyız.

Peygamber Efendimizin metoduyla dini doğru bir şekilde öğrenmek ve öğretmek, bu istismarcıların oyunlarını boşa çıkarmak için en etkili yoldur. Dinimizi, çıkar sağlama aracı olarak kullanan siyasi kişilere ve gruplara karşı uyanık olmak ve dini asli kaynaklarından öğrenmek hepimizin sorumluluğudur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi