
İrfan Paksoy
Gazi Meclis’in açılışına dair-2
GENEL…
TBMM’nin açılışının 105. Yıldönümünün arifesinde olduğumuz bugünlerde Gazi Meclis’in açılışını, süreci esas alacak şekilde bir seri makalemizle anacağız. Konuya ilişkin bir önceki makalemde Gazi Meclis’in açılışı öncesindeki önemli olaylardan I. Dünya Savaşı’nı sonlandıran mütârekeler, Mondros Mütârekesi, ülkenin yer yer işgâl edilmesi, azınlıkların bağımsızlık heveslerinden bahsedilmişti. Konunun devamı mâhiyetindeki bugünkü makalemizde de Millî Mücâdele’nin başlangıcı, kongreler, İstanbul’un işgâli, Malta Sürgünleri, Mebûsan Meclisi’ne baskın yapılması ve kapanması ile İstanbul’un işgâline Anadolu’nun tepkisinden bahsedilmektedir.
MİLLÎ MÜCÂDELENİN BAŞLANGICI…
Mustafa Kemâl Paşa ve beraberindeki heyet 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkmıştır. Bu tarih Mustafa kemâl Paşa liderliğindeki Millî Mücâdele’nin de başladığı tarihtir.
KONGRELER…
Mustafa Kemâl Paşa, Samsun’dan Havza’ya geçmiş (25.05.1919) oradan vatan sathındaki askerî ve mülki amirlere gönderdiği genelgeyle (28.05.1919) İtilaf güçleri tarafından yapılmakta olan işgâllere karşı protesto mitingleri düzenlenmesini istemiş, oradan geçtiği Amasya‘da kendisinin de bulunduğu üst düzey bir heyetin uzlaştığı hususları içeren, Milli Mücâdele’nin amaç, ilke ve esaslarını rotaya koyan Amasya Genelgesi (22.06.1919) yayımlanmış, Amasya’dan davet edildiği yerel bir kongre niteliğindeki Erzurum Kongresi için Erzurum’a geçmiş, burada gerçekleşen Erzurum Kongresine (23.07-07.08.1919) katılmış, Kongre kararları kapsamında kurulan Temsil Heyetine başkan olarak seçilmiş, ardından Sivas’a geçmiş, burada gerçekleşen ulusal nitelikli Sivas Kongresi’nde (04-11.09.1919), Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar aynen ve ulusal ölçekte kabul edilmiş, burada seçilen Temsil Heyetine de başkan olmuş, Kongrede ülkenin ve milletin selâmeti için işgâlci güçlere karşı silahlı mücadele kararı alınmış, 27 Aralık’ta Temsil Heyeti Ankara’ya gelmiş, bu tarihten sonra Ankara Millî Mücadele’nin kalbi ve merkezi olmuştur.
İSTANBUL’UN İŞGÂLİ…
12 Ocak 1920 tarihinde açılan son Osmanlı Mebûsân Meclisi tarafından 28 Ocak’ta Misak-ı Millî kabul edilmiş, bu durum İstanbul’daki İtilaf makamları tarafından bir meydan okuma olarak değerlendirilmiş, eşzamanlı olarak, daha önce Mondros Mütarekesi gereği Fransız kuvvetleri tarafından el konulan Osmanlı ordusuna ait Eceabat yakınındaki Akbaş Cephaneliğine Balıkesir Redd-i İlhak Cemiyeti mensubu Köprülü Hamdi Bey önderliğinde 40 süvariden oluşan bir Kuvây-ı Milliye kuvvetinin (26-27 Ocak 1919) düzenlediği baskınla cephanelerin Anadolu’ya nakledilmesi İstanbul’daki İngiliz makamlarını son serece rahatsız etmiş, 16 Mart’ta İstanbul İngiliz kuvvetleri tarafından resmen işgâl edilmiştir. ,
MALTA’YA SÜRGÜNLER…
İngilizler tarafından, İstanbul’un işgâlinin ardından uygulamaya konulan bir diğer faaliyet de, daha önceden de örnekleri görülen, önde gelen Kuvây-ı Milliyecileri ve onlara taraftar ve yardımcı olduklarına inandıkları kişileri tutuklamak ve Malta’ya sürmek olmuştur.
Bu çerçevede, aralarında eski Harbiye Nâzırı Mersinli Cemâl Paşa ile eski Bahriye Nâzırı (Denizcilik Bakanı) Rauf (Orbay) Bey de dâhil olmak üzere on dört mebusun da bulunduğu yüz elli kadar Türk devlet adamı ve aydını tutuklanarak Malta’ya sürüldü. [1]
MEBÛSÂN MECLİSİ’NE BASKIN VE KAPANMASI…
18 Mart 1920 tarihinde son Osmanlı Mebûsan Meclisi, İstanbul’da son toplantısını yapar. Meclis oturum hâlindeyken üyelerinden bazılarının İngilizler tarafından zor kullanılarak tutuklanması nedeniyle, Meclis, mebusların görevlerini serbestçe yerine getirme imkânı kalmadığına ilişkin bir protesto kararını oybirliğiyle kabul ettikten sonra çalışmalarını süresiz olarak durdurma kararı verir. Bir daha da toplanmaz.
İSTANBUL’UN İŞGÂLİNE ANADOLU’NUN TEPKİSİ…
İstanbul’un işgâli, Meclisin dağılması, millî direnişle ilgili sanılan şahısların ve sonra da ülke dışına götürülerek hapsedilmeleri Türk istiklâline vurulmuş son bir darbe oldu. Bu darbe üzerine İstanbul’da artık milleti temsil eden otorite kalmamıştı.
İstanbul’un işgâli üzerine Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemâl Paşa, aynı gün, yabancı devlet temsilcilerine gönderilmek üzere hazırladığı protesto metnini Antalya’da bulunan İtalyan Temsilciliği aracılığıyla bütün dünyaya duyurur.
Yine aynı gün, İstanbul'u tamamen saf dışı etmek, Heyet-i Temsiliye'yi geçici bir hükûmet gibi çalıştırarak, Ankara'da millî iradeyi gerçekleştirecek bir meclis toplamak üzere harekete geçerek, bir yandan askerî ve mülkî erkâna peş peşe telgraflar çektirirken, diğer yandan da işgâli protesto eden telgrafların işgâl makamlarına gönderilmesini ister ve alınması gereken önlemleri bildirir.
Not: Devam edecek
© 2025. Yazının içeriğinin telif hakları yazarına ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereği kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz ve dağıtılamaz.
SONNOT
[1] Malta Sürgünleri, Mondros Mütârekesi sonrasında 1919-1920 yıllarında İngiliz işgâl kuvvetleri tarafından tutuklanarak bir İngiliz sömürgesi olan Malta adasına sürülen (veya gıyabında tutuklama kararı çıkarılarak sürgüne gönderilecekleri bildirilen) 145 Türk devlet adamı, asker, idareci ve aydın için kullanılan terimdir. Tutuklama ve sürgünler, Mart 1919’da (I. Dünya Savaşının sonlarında Irak Cephesinden çekilişi yürütmüş Ali İhsan Paşa ile başlamış ve Ekim 1920’ye kadar sürmüştür. Sürgün kapsamındaki isimler, Anadolu’da yapılmakta olan işgâllere karşı muhtemel bir direnişi organize edilebilecek kadronun ve liderlik potansiyeli gösterebilecek olanların devreden çıkarılmak istendiğini öne çıkarmaktadır. Sakarya Zaferi’nin ardından TBMM ile İngiltere arasında bir anlaşma yapılmış (23.10.1921), Anadolu’daki İngiliz tutsaklarına karşılık Malta’daki bütün sürgünler serbest bırakılmıştır. Tutsak-sürgün değiş tokuşu, 1 Kasım 1921 tarihinde İnebolu Limanı’nda yapılmıştır. Sürgünden dönenler üç gün dinlendikten sonra Ankara’ya gelerek Millî Mücadeleye kaldıkları yerden devam etmişlerdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.