
Eyüp Kara
Hazır mıyız?
Yüzyılın büyük felaketi 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti, geçmesine fakat acısı ve sızısı ilk günkü gibi ailelerin yüreğinde kor olmaya devam ediyor. Değil iki, ikibin yıl geçse de bu acı hiç geçmeyecek.
Peki depremin üzerinden iki yıl geçti ülkemiz ne kadar depreme hazır. Vatandaş olarak deprem bilincine varabildik mi? Hükümet gerekli deprem hazırlığını yapıp adımları attı mı? Hiç düşünüyor muyuz yarın Allah korusun bir deprem olsa ben ne yapacağım diye?
Evet sevgili Ankara Ulus Gazetesi’nin değerli okuyucuları. Biliyorsunuz iki yıl önce belki de bir daha hiç yaşanmayacak olan bir deprem gerçeği ile karşı karşıya kaldık. Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizde meydana gelen yüzyılın depreminden geriye acı, hüzün ve gözyaşı kaldı. Binlerce hayat ya solup ya da yok olup gitti.
6 Şubat 2023 tarihinde ülkemizi derinden sarsan ve 11 ilimizi etkileyen depremin ikinci yıldönümü olan bugün yani 6 Şubat 2025 Perşembe birçok etkinlik ve seminer verilecek, konuşmalar olacak biliyorum ama bunların birçoğunun bir işe yaramadığını ve havada kaldığını da biliyorum daha doğrusu biliyoruz.
Kahramanmaraş merkezli 11 ildeki depremin süresinin tahminen 65 saniye olduğu söylendi fakat insana bir ömür gibi geldiğini söylemek sanırım yanlış olmaz. 120 bin kilometre karelik alanda etkili olan 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 6 bin 929 köy ve mahallemiz çok büyük yıkıma uğradı. 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız yaralandı.
Yani açıklanan 53 binin üzerinde ama daha toprak altında kalan, molozların arasında yitip giden binlerce insanımızın olduğuna ben hala inanıyorum. Çünkü yıkım o kadar büyük oldu ki insanlar sevdiklerine bırakın ulaşmayı, onların cesedine bile ulaşamadı ve hala bir umutlu bulunmasını bekliyor.
Dünyada aynı anda bu kadar büyük alanda etkili olan bir deprem oldumu bilmiyorum ama ülkemizde meydana gelen bu deprem bize bir gerçeği daha hatırlattı. Hazır mısınız? Ya da ne kadar hazırsınız?
Ülkemiz deprem kuşağı üzerinde. Bu gerçekten kaçmamızın imkanı yok. Bunu biliyoruz fakat bile bile görmemezlikten geliyoruz. Başta İstanbul olmak üzere büyük illerimizde ne önlem alıyoruz ne de gerekli kentsel dönüşümü yapıp binalarımızı yeniliyoruz.
Adı lazım değil bir başkan vardı. Diyordu ki çok hızlı ve organize şekilde hareket edersek bu şehri 5 yılda depreme hazırlarız ve bu riski büyük oranda ortadan kaldırırız diye iddialı sözler söylüyordu seçimden önce.
Elbette söyleyecekti çünkü seçimi kazanmak için her türlü sözü verir ve vaatlerini bir bir sıralardı. Seçimi kazandı sonra her şey sütliman oldu ne deprem aklına gelir oldu, ne de kentsel dönüşüm. Zaten kentsel dönüşüm diye eski ve yıkılmaya yüz tutmuş binaları yıkıp yenilerini yapmak isteyen belediyelere bile sorun yaratmaktan geri kalmadı.
Sonuçta hangi başkan olursa olsun önce verdiği sözü tutacak. Şehrini depreme karşı korumak için elinden gelenin en iyisini yapacak ve riskli gördüğü binaları gözünü kırpmadan yıkacak. Eğer bu yapılmazsa Allah korusun ülkemizi daha büyük bir felaket bekliyor. Bunu ben demiyorum, uzmanlar diyor. Ya depreme hazır oluruz ya da büyük bir yıkım olur ki ülkemiz bunun altından kolay kolay kalkamaz diyorlar.
Onun için hamaseti bir tarafa bırakıp mutlaka hükümet ile el ele vererek yarından tezi yok bu riskli ve çürük binaları mutlaka yıkmamız gerekiyor. İkinci vatandaşı mağdur etmeden onları bu kentsel dönüşüm konusunda ikna etmeli ve hemen sağlam ve güvenilir konutlar yapmalı. Başka kurtuluş yolu görünmüyor.
Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğunu gerçeğini göz önünde bulundurmak zorundayız. Başka bir yol yok. Hep birlikte, elbirliği ile kentlerimizi yeni bir felakete sürüklenmeden mutlaka ama mutlaka baştan inşa etmemiz gerekiyor tek yol bu sanırım…
6 Şubat depremlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına bir kez daha sabır diliyorum. Biliyorum gerçekten zor kelimeler kifayetsiz kalıyor ama bu durumla yaşamaya devam edeceğiz. Kalın sevgiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.