Suriye’de devlet yönetimi yavaş yavaş şekilleniyor. Şu ana kadar Suriye Milli Ordusu’ndan görevlendirme yoktur. Oysa başkanları Sayın Abdurrahman Mustafa “dünya bizi tanıyor, bizi muhatap alıyor, işin başına biz geçeceğiz” diyordu. Haydi hayırlısı Irak’ın kuzeyindeki Kürt kandırmacılığı burada da Türkmen kardeşlerimizin başına gelmesin. Kerkük, Musul şimdi feryad ediyor ancak işiten kulak veren yok. O zaman da şikayetlerini bildirdiler ancak sesleri az çıktığından bizimkiler de kulak asmadılar şimdi öz yurdunda parya adeta. Türkmen kardeşlerimizin de aynı durum başlarına gelmeden tedbir alınmalıdır. Bu defa daha dürüsttür muhataplarımız. Çünkü Arap’tır.

Ayn-el arap meselesi de ayrı bir durum. Eski Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’a takınılan tavır CETKOM’a da takınılmalıdır. İsterse yan yana tank dizsinler kesinlikle onlara oradan kaçmaya mecbur etmeliyiz. Daha önce sıkışınca Ruslar’a atıp kaçtıkları gibi kaçarlar. Bir top mermisi dahi atsalar bütün millet ayağa kalkar. Yalnız eskisi gibi güzel sözle kandırılmayacağımız anlasalar kaçarlar. Apo efendi onlara da bir mesaj gönderip ABD’nin ipiyle kuyuya inilmez vazgeçin, benim halimden örnek alın” demelidir.

NAHİT MENTEŞE

Bir güzel insan… Devlet adamlığında en yukarılarda olan milli hassasiyetleri de en yükseklerde bir adam… Yaptığı her bakanlıkta yüz akı ile işler yapmış dürüst ve takıntıları olmayan saf Anadolu çocuğu… Rahmetli Süleyman Demirel’in abide şahsiyetlerinden birisidir. Bazı yamukların çıktığı yerden neşv-ü nema etmiş aziz bir insan. Tansu Çiller ile hareket etmesine darılanlar olsa da Aydın’ın yüz akı bir adam… Demirel’in başarılı olmasındaki hakikat adamların yoldaşlarını dava arkadaşlarını asla terk etmemesidir. Şu son zamanlara bakınız devleti yönetmeye talip olanlara, Tansu Çiller, Meral Akşener, Müsavat Dervişoğlu, soldaki solda sıfırları saymak da istemiyorum. Sana Rahmet diliyoruz Nahit Menteşe bey! Vatanıma, Türk insanına hizmetlerinizden dolayı, özellikle de Milli Eğitim’e hizmetleriniz için kocaman gönülden rahmet diliyor teşekkürler ediyoruz.

FERDİ TAYFUR

Bir kara yağız Anadolu çocuğu Ferdi Tayfur. Şarkılarında asla siyasete yer yoktur. O, kendisi gibi saf Anadolu çocuklarına hitap etti. İstanbul dönmeleri pistin dışında kaldılar. Benim etkilendiğim iki şarkısı Çeşme ve Bilsen Uzaklarda Kimler Ağlıyor şarkılarıdır. Ferdi’nin şarkılarını Huri Sapan gibi şarkıcıların yorumlarında daha çok severim. O devirde sola yürüyüş marşı olmuş şarkılara tenezzül etmez herkesin dinleyeceği şarkılar yapardı. “Genç aşıkların şarkıcısı diyenler olduğu gibi duygu istismarı yapıyor diyenler de vardı. Hatta geçen gün bir sol kanalda bir prof” ağlayarak şarkı söyleyen adam” dediği için RTÜK inceleme başlatmış.

Ben çok dinlemezdim ancak arkadaşlarım onu diledikleri için mecburen kulak asardık. Katlanması zor değildi. Ben o zamanlarda Necdet Tokatlıoğlu, Faruk Tınaz gibi şarkıcılara kulak asardım. Mahallemizdeki hayranı yüksek sesle onun şarkılarını çalar biz de işitirdik. Yeni doğan oğlunun adını da Tayfur koyarak hayranlığını sabitlemişti. Devlet yani TRT arabesk müziğe yüz vermediği için bunlar ne kadar çok sevilseler de dışarıda kaldılar. Polis Radyosu gibi yine devlete ait olan radyolar daha çok dinlenir oldu. O, sosyeteye dahil olmadığı için tenkit ediliyor. Sadece sosyeteye değil siyasete de yüz vermedi. Afrin’e koşanları tenkit etti.

İzmir Fuarı’nda, ünlü Tatlıses, ne Emel Sayın, ne Muazzez, Bülent Ersoy ne de başkaları onun yarısı kadar ücret alamazlarken seyircisi de ona göre azdı. Ferdi’nin seyircisi azalırken bu saydıklarım” seninkinin salonunun yarısı boş kalmış eski beğenisi yokmuş” diye bayram etmişlerdi. Diğerleri gibi sefil bir sanat hayatı da olmamıştı. Kadın tüccarı olmadı. Hatunbaz denilen insan da olmadı. Konya’da filmlerinin oynatıldığı “aile filmi” denilen çeşme, gibi eserlerine gittim. Hemen yanı başındaki sokaktaki o furyanın filmlerine inat çok sevilirdi.