Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

Bir kaç vali hikayesi

Bu gün birkaç vali ile hatıramı anlatmak istiyorum. Devletin taşradaki en yetkili temsilcisi olan bu insanlar hakkında yaşadıklarımı anlatacağım. Bir tarafta merhum Tokat-Erzincan Valisi merhum Recep Yazıcıoğlu, diğer tarafta okuyacaklarınız. Merhum Yazıcıoğlu’nun o başarılı devlet adamlığı bu gün oğluna belediye başkanlığını teslim etmiştir, hem de fraklı bir şekilde. Tokatlı bir arkadaşla yolculuk ettim. Rahmetli Yazıcıoğlu’nu üç saat anlatı. Ben dikkatle dinledim. “İşte gerçek devlet adamı” dedim. Bu güzel örnekten inşallah çok olur.

Vali, eskinin tabiri ile “paşa” taşradaki en üst düzey devlet adamıdır. Askerlere generallere “paşa” denildiği cinsten değildir. Valiye “paşa” denilirdi. “Urfa’ya gelen paşa da bu cinsten validen olan paşadır. O Paris’te yaşayıp oradan halifeye bayrak açan laf ebesi, popüler bir arsız olan şair Ziya EFENDİ”ye de Ziya Paşa deriz ya işte ondan. Şair Ziya Efendiyi susturmak için, hezeyanlarına son vermek için “lanet olsun şuna bir paşalık verelim de sussun” denilmiş. Girit valisi olmuş. Sesi de kesilmiş.

Onbeş yıl evvel bir sendikanın basın yayın müdürü olan arkadaşımla otururken telefonu çaldı. Arkadaş telefonu açtı. Karşındaki önce kendisini tanıttı. Zaten tanışıyorlardı. Kendisi merkez valisi imiş o zaman. O arkadaşa “sen Başbakan Tayyip beyin konuşmalarını yazan ekiptesin. Başbakana veya İçişleri Bakanına söylesen de beni filan ilin valisi yapsa olmaz mı” dedi. Arkadaş da ben nasıl söylerim, beni kim takar, benim ne haddime” dedi. O vali, “seni sever sana yok demez, içişleri bakanına söyler işler olur biter” dedi. Arkadaş ısrarla bu beni aşar söyleyemem haddime değil” dedi. Daha sonra işittik ki bir büyük ilin valisi olmuş. Oradaki yerel idarecilerle de geçinemeyip kameralar önünde tartışmıştı.

Kendisi çoktan vefat etti. Bir vali örneği olarak kaldı hafızalarda. Bir başka olumsuz örnek de var. Kısa boylu şairane söyleyişleri olan bir vali… Valiliğin önünde ayaküstü toplanmışlar. Belli ki ya bir yere gidecek veya bir gelecek insanı karşılayacaklar. Kurum müdürleri ile valilik çalışanları dikkatli, Vali Bey paltosu omuzunda etrafa laf yetiştiriyor. Bu hali sosyal medyadan gören, “yaptığı işler boyundan büyük adam! Paltoyu omuzunuza atıp efevari konuşmak pek uygun olmamış” deştim.

Bir başka örnek de ağabeyi bir cemaatin lider kadrosunda olan bir vali… Aynı okuldan liseden mezun olduk. O bizden çok sonra gelir. Bir genelkurmay başkanına kilim hediye etmesi ile tanınır. Oysa komutan da bir hafta önce olan patlamadan şehit olan askerlerimizi anmak ve olayı yakından incelemek üzere gitmişti. Verilen hediye herkesi kızdırmış “şimdi halı hediye etmenin zamanı mı” denilmişti. İşte bu arkadaşı yolum onun şehrinden geçtiği için bir mola verip ziyaret etmiştim. Öğle yakındı. “Öğle yemeğine beraber gidelim hocam” dedi.

Ben “yola gideceğim başka zaman” dedim. Orada karşımda il emniyet müdürü oturuyordu. Zaten yemek için oradaymış. Bir misafir daha çağırdılar. Milli Eğitim Müdürü gelecekmiş ama problem çıkmış “gelemiyorum” demiş. İsmini yazmayacağım bir il müdürünü kendisi söyledi sonra da “onun da her yanı oynuyor köçek gibi” dedi. Yine bir başkasını bağlattı konuştular beş dakika.

Telefonu kapattı ama “buna da ceketimi atsam hamile kalacak” dedi. Başımdan aşağı kaynar su döküldü. Ben o müdireyi tanımıyorum, unuttum gitti. Ya emniyet müdürü her karşılaştığına Vali Beyin bu sözlerini hatırlamadı mı acaba?

Bir güzel tatil beldesinin büyük (!) valisi de İmam Hatipli. Aslında oraya layık değil deniliyor ama uzun yıllar İçişleri Bakanlığında genel müdür olarak çalıştığı için sözü geçiyor. Bu şehre tayin olduğunda da yazdım “layık değil” diye uyardım. Bu adam bir bayram öncesi Atatürk anıtına çelenk koymak üzere korumaları emniyet müdürü ve başkaları ile anıtın önüne geldiklerinde arkadan slogan atarak gelen sol grupları işitince çelengi hemen bırakıp kaçmıştı. Yani devlet teröristlerin sloganından endişe edip kaçmıştı. Kaçan vali değil onun temsil ettiği devletti.

Geçen yıl Muğla’nın Seydikemer ilçesindeki “orman kesimini protesto eyleminde tedbir alan jandarma… O jandarma bariyerini yarıp yapılan listeyi almak isteyen Mahmut Tanal… Asker kaçıyor, Tanal kovalıyor. . Ne iğrenç bir tablo… Askeri o listeyi vermemek için kovaladı o da kaçtı. Burada da hem vekile hem de askerin komutanına dokunulmalıydı. Yapılmadı görmezden gelindi.

Bir başka örnek de bir sahil şeridindeki güzel bir şehirde. Son protestolardan endişe eden vali, valilik binasını etrafını 100-150 metre polis barikatıyla çevirtmiş. Hemen valiliğin önündeki yeşil alanda oturan eli boş lafı çok olan adamlar. “Daha geniş yapsa da bizim oturmamıza da izin vermeseydi. “Bu ne korkaklık kim ne yapsın valiyi” laf çok, konuşuyorlar. Mesleğe başlarken bu adamlara devleti temsil nedir nasıl olmalıdır öğretilmelidir. Hak etmediği halde tanış-biliş vasıtasıyla “bizden” referansıyla vali tayin edilmemelidir. Küçük düşürülen şahsı değil devlettir. Bir de devlet adamları nereli hangi köylü kimin evladı olduğunu da saklamamalı, CV’sinde yazmalıdır. Yoksa karanlık bir nokta olarak algılanabilir. Vali olduğu şehirde bir türbenin etrafını 10 bin metre duvarla çevirmekten başka çalışması gayreti olmayan bir insan da başka yerlerde değerlendirilmelidir(kaç metre olduğu sosyal medyada yazıldığı şekliyle alınmıştır). Bir valinin yerine talip olduğu şehrin valisini aldırıp, yerine tayin olması, kendi yerine de o valinin gönderilmesini de etik buluyor musunuz bilemem.

Düzce valisi Selçuk Bey’i de tebrik ediyorum. Rahmetli Erol Güngör gibi bir kutup şahsiyeti, alimi anma töreni, konferansı tertip ettirmiş. Ama Rahmetli Erol Güngör’ün memleketinden ses seda yok…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi

Halep

02 Ocak 2025 Perşembe 03:26

Hama

18 Aralık 2024 Çarşamba 01:06