
Sefer Aşır Eraslan
İnsan kaynağımız
Eskiden “halkla ilişkiler birimi” dediğimiz birimin adı artık “insan kaynakları” diye kullanılıyor. İnsan kaynağımız ve yetişen, insan figürü hakkında çok zaman oldu yazmak istedim ama demek bu güne denk geldi. Prof. İona Kucardi hanım “İnsanımıza bilgiyi ve sanatı öğretiyoruz ama güzel ahlakı, terbiyeyi öğretmiyoruz. Bu da yarım kalmasına sebep oluyor. Peki insandaki bu eksiklik aldığı güzel işleri de yok etmiyor mu? Mehmet Akif, “Gençleri hem marifet hem de fazilet açısından mükemmel varlıklar olarak yetiştirmeliyiz” der. Marifet tabii bilimler, tıp, matematik, Fizik, edebiyat, kimya coğrafya, fazilet ise din iman ahlak, manevi değerlerin tamamıdır” der.
Önce doktorlardan başlayalım, hastasını tedavi etmek yerine istismar eden doktor. Kızın mide, gastro muayenesini yaparken bacak arasına kadar taciz edip “biz böyle muayene ederiz” kepazeliği… Kulak burun boğaz muayenesi yaparken kızın bluzunu çıkartıp memelerini okşayan ahlaksız. Kulakla memenin ne alakası var? Watsapp gurubu kurup edepsizlik yapan doktorlar gurubu… Doktor şifresiyle e-nabıza girip muayene olunan ve yazılan reçetelerini kontrol eden sapık… Sağlıkta suiistimal çok çeşitli ve kabarık. Bir maddi kaynağa tekabül eden işler. Çünkü hem teknik aparatlar hem de ilaçlar oldukça pahalı şeylerdir.
Hukuk alanında eskiden bu tarafa var olan, şakayla karışık gerçek…”Senin halına ne deyim, senin yüzüne ne deyim” hikayesi. Çok büyük yolsuzluk kanunsuzlukların döndüğü bölüm. Savcı şifresiyle UYAP’a giren katibin dosya kapatması ne korkunç bir iş. Ağır ceza Hakimi kadının savcı ile yediği herzeler. . . Adliye emanetindeki uyuşturucuları satanı mı içeni mi hangi birisini saysak.
Sınır güvenliğini sağlamaktan sorumlu insanlarım resmi araçla uyuşturucu kaçırmalarını hep işittik ancak insan kaçırmalarını da hayretle şahit olduk. En fazla olumsuzluk da bu emniyet (asker veya polis ) grubunda olduğu bir gerçek. “Neden yaptın ayıp değil mi” dediğinizde “herkes yapıyor” utanmazlığı ile karşılaşıyorsunuz. Emniyetteki olumsuzluklar buradaki işlerin özelliği kadar çalışanların duruşlarından da kaynaklanıyor. Polis arabasında uyuşturucu kaçırırken yakalanan polis müdürleri… Milletvekili babasının aracıyla uyuşturucu kaçıran ahlaksız oğlanlar… Altın kaçıran vekiller…
Eğitimde olumsuzluklar daha çocuğu taciz ve tecavüz olarak ortaya çıkıyor. İşte bir milli eğitim müdür yardımcısı, şoför okullarında ehliyet alma konusundan sorumlu… Rüşvet alırken yakalanıp içeri atılıyor. Bir başkası ve en çok olanı “intihal” bilgi hırsızlığı. Hem de YÖK’te “Denetleme Kurulu” üyesi şahıs intihal yapıyor. Dergiden makalesi kaldırılıyor. Bu sistem intihalci olduğu söylenen milli Eğitim Bakanı gördü. Bir konferanstan sonra ortak poz verme aşamasında kendisi ile aynı karede olmak istememiştim de kızgın bakışlar göndermişti. Orada da bir intihal yaptı. Necip Fazıl’ın “Konferanslarım” isimli eserinden okuduğu İran Şahı ve Büyük İskender ile alakalı tespiti kendi tespiti gibi sundu. Çünkü kitabı ve bu tespiti ben de okudum ve anlatırken, “üstad şöyle diyor” diye kaynak belirtirim.
Gümrükler adeta “kevgir gibi”. En tehlikeli zamanda Gümrük Bakanı olan rahmetli Gün Sazak buraları cumhuriyet tarihinde hiç olmadığı kadar mükemmel yapmıştı. Bir çanta dolusu doları önüne koyup “görmezlikten gel” isteğini reddeden bir gümrük müfettişi ülkücü olmanın ne kadar zor olduğunu göstermişti. Gün Beyin ekibi canlarına ot tıkamıştı. Ama bunu canı ile ödedi. Aynı bakanlıkta dürüstlüğü söylenen Ecevit iktidarında, Rizeli Tuncay Mataracı felaketi yaşandı. Nedense hep Edirne, Mersin, Doğubeyazıt gümrüğünde yakalanır kaçak işler ancak İzmir İstanbul ve güneydoğu illerindeki gümrüklerden yakalanmaz, ses çıkmaz.
Vergi sistemi de ayrı bir yara. Muhasebeci çalıştığı kurumun vergisini en aza indirmekle görevlidir. Ekmeğini oradan yer. Lakin vergici devlet memuru bunu yaparsa yolsuzluk, hırsızlık olur.
Kültür ve Turizm… Çökmeler, zimmetine geçirmeler parsellemeler… Her yer dökülüyor.
Peki bu insanları şu modern çağdaş eğitim sistemi yetiştirmedi mi? Evet onlar yetiştirdi. Yukarıda belirttiğim gibi ahlak ve terbiye veremediğimiz insanlar yaptılar bunları.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.