Üzülerek ifade etmek isterim ki, bu üçlü, toplumdaki bütün güzellikleri, iyilikleri, hayırları, sevapları ve sizin iyi insan olmak özelliklerinizi yakıp yok eden birer ateş gibidir. Ateşin odunu yaktığı gibi yakar.

Bu üçlü insandaki en güzel hasletleri bitirir, İnsanın kişiliğini, karakterini, namusunu ve iffetini toptan bertaraf ettiği hepimizin malumu.

Ve en önemlisi bu üçlü, toplumdaki güveninirliliğinizi ortadan kaldırır, şeref ve haysiyetten uzak, şerefsiz ve alçak insan müsvetteleri güruhuna katılırsınız.

Bildiğiniz gibi iftira; haksız yere birine suç isnat etmektir. Bilmeden, anlamadan, dinlemeden, araştırmadan, incelemeden, elinde hiçbir delil, bilgi olmadan suçlamak yani iftira atmak, şerefsizliğin, onursuzluğun, alçaklığın, karaktersizliğin ifadesidir.

Gıybet; birinin hakkında konuşmaktır. Şayet konuştuğunuz konu o şahısta yoksa iftira etmiş olursunuz. Varsa ölü kardeşinizin etini yemiş gibisinizdir.

Yalan; olmayan bir şeyi olmuş gibi veya gerçek olmayan bir şeyi gerçekmiş gibi ifade etmek, gerçeklikten uzak konuları doğruymuş gibi söylemek.

Görüldüğü gibi hepsi de sonuçta iftiraya çıkıyor.

Hani dürüst, karakterli, şahsiyetli, güvenilir, adam gibi adam(bay veya bayan) diyoruz ya işte onlar, toplumun akil insanları, projektörleri, liderleri, lafı-sözü dinlenen, itibar edilen, iftira, gıybet ve yalanla işi olmayan insanlardır. Allah'ın cennetle müjdelediği sevgili kullarıdır.

İnanan insanlar için Allah Kitabında, İftira, insanın ahiret hayatını iflasa götürecek olan kul hakları arasında yer aldığını belirtmiş, "mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir"(ahzap 58 ). Yine bir başka ayette, "hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz ya hâlbuki bu Allah katında büyük bir günahtır. (Nur 15)

"Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini ve kusurlarını araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tövbeleri çokça kabul edendir, engin merhamet sahibidir." (Hucurat : 12)

Ve Peygamberimiz ne güzel söylemiş; ,"iyi Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir. Asıl muhacirde, Allah'a hicret eden, Allah'ın yasakladıklarını terk edendir. Devam ediyor Allah'ın Resulü, "“Kim bir mü’mini bir münâfığa (gıybetçiye) karsı himaye ederse, Allah da onun için, kıyamet günü, etini cehennem ateşinden koruyacak bir melek gönderir. Kim de kötülenmesini dileyerek müslümana bir iftira atarsa, Allah onu, kıyamet günü, cehennem köprülerinden birinin üstünde, söylediğinin (günahından)kurtuluncaya kadar hapseder.” (Ebû Dâvûd)

Allah'tan korkmadan, hayasızlık, şerefsizlik, alçaklık elbisesini giyerek, klavyenin arkasına geçerek, iftira attıkları insan hakkında hiçbir bilgisi dahi olmadan, her türlü karaktersizliği, onursuzluğu, alçaklığı yapanlar, kesinlikle soy ağaçlarını incelemeleri gerekir. Mutlak surette cibilliyetlerinde bir bozukluğun olduğunu göreceklerdir.

Ve istisnasız herkes şunu çok iyi biliyor ki;

Kim ki, birinin arkasından haksız yere suç isnat ederse yani iftira atarsa, yalan, yanlış bilgilerle insanları yönlendirirse, iddiasını ispat edemezse, o Allah'ın lanetlediği kul olmanın yanı sıra, toplumun yüz karası, şerefsizin, alçağın, karaktersizin önde gidenidir.

Toplum bu tür yaratıkları ayıklamazsa zaman içerisinde kurdun elmayı çürüttüğü gibi toplumun çürümesine, kokuşmasına da neden olacaktır.

Ve son söz... Siz kiminle iseniz onunla anılacaksınız. İftiracı, yalancı, sahtekâr, alçak insanlarla beraberseniz, birlikte iseniz, yanınızda yöreniz de ise, siz de onlardansınız demektir.

Unutmayın ki, Allah Kitabında, iftiracıları, gıybet edenleri, yalan söyleyenleri, “Münafık” olarak ifade etmektedir.

Selam ve saygıyla...