7 Ekim olayları, İsrail'in Gazze üzerindeki katliamının bir bahanesi olarak sunuluyor. Bu olayların arkasında, Gazze açıklarındaki büyük petrol ve gaz rezervlerinin olduğu ileri sürülüyor. Görünürdeki dini sebeplerin ötesinde, asıl mesele bölgesel çıkarlar ve geleceğe yönelik stratejilerdir.

Bu bağlamda Gazze'de olanlar bir soykırımdır. Dünya üzerinde etkili olan Yahudi lobisi, şimdiye kadar bekledikleri fırsatı kullanarak kendi amaçları doğrultusunda harekete geçti. Yahudi lobisinin tarih boyunca önce İngiltere ve Papalık üzerinde etkili olduğu biliniyor. Reform ve Rönesans döneminde Yahudi aydınlarının etkisiyle papalık ve Hristiyan dünyası, özgürlük ve demokrasi söylemleriyle dünya üzerinde hâkimiyet kurdu.

Tarihsel olaylar ve dönemler bir yapboz gibi birleştirildiğinde ortaya çıkan tablo, tek dünya ve tek yönetim amacına hizmet eden bir Yahudi imparatorluğudur. Dünya siyasi tarihinde anlatılan birçok önemli şahsiyetin, bilim insanının ve düşünürün milliyetleri Yahudi toplumuna dayanıyor.

Bu etki o kadar güçlü ki, Endülüs medeniyetinin en önemli yöneticileri bile Yahudi kökenliydi. Arap ve Türk dünyasında da Yahudi etkisi açıkça görülüyor; Harzemşahlar ve Hazar Türk Devletleri gibi.

Sanayi devrimi ve tüketim ekonomisinin yükselmesiyle, devletlerin yönetiminde para ve güç ön plana çıktı. İkinci Dünya Savaşı'nın kaderini değiştiren nükleer teknoloji, Yahudi bilim insanları tarafından keşfedildi; Albert Einstein öne çıkan bir isimdi. Birinci Dünya Savaşı Avrupa'sında bilim ve teknoloji Yahudilerin tekelindeydi. Şirketlerin büyük bir kısmı Yahudi sermayesiyle yönetiliyordu; üretim ve para Yahudilerin kontrolündeydi. Demokratik yönetimler, sermayenin devletlerin yönetiminde etkili olmasını sağladı.

Sermaye o kadar güçlendi ki, Almanya sömürge paylaşımı için dünya savaşı başlattı. Hitler'in sahneden silinmesi, Yahudi toplumunu tek güç haline getirdi. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yahudi sermayesi, tüketim gücünü keşfetti. Tüketim alışkanlıkları Hollywood aracılığıyla değiştirildi; insanlar temel ihtiyaçları yerine moda ve trendlerle yönlendirilmeye başladı.

Tüketimin etkisini fark eden sermaye, klasik değerleri yok etmeye başladı. Yahudi kontrolündeki sermaye, tüketim çılgınlığı ile insanları manipüle etmeye ve yönetmeye başladı. Soğuk Savaş döneminde, Demirperde ülkeleri popüler kültürün etkisiyle Coca Cola, Pepsi Cola ve Jeans çılgınlığına yenik düştü, ve bu ülkeler tek bir silah kullanılmadan kontrol altına alındı.

Komünizmin ele avuca sığmayan evladı Çin, sömürgeci sermaye merkezli üretim ve para gücü ile kontrol altına alındı. SOROS, ROCKEFELLER, BILL GATES, APPLE, MICROSOFT, IBM, ELON MUSK gibi isimler, yeni dünya düzeninin sermaye imparatorluklarıdır.

2000'li yıllar, dünya çapında bir dönüşümün başlangıcı oldu. Dünya artık küçük bir köy haline geldi. Facebook'tan başlayarak, Instagram, Twitter, TikTok, Netflix, Roblox gibi sosyal medya platformları hızla yayıldı ve toplumu tek bir merkezden yönetmeye araç oldular. Ticaret, iş hayatı, para kazanma ve tüketim artık sosyal medya üzerinden yapılıyor. İnsanlar, neyi öğrenmeleri gerekiyorsa, bu imparatorlukların gösterdiği mercekten öğreniyor, onların perspektifinden bakıyor.

Tüketim, üretim, değerler, yaşam, toplum ve insanlık, tek bir merkezden yeniden inşa edilmeye başlandı. Yahudi imparatorluğu artık gün yüzüne çıkıyor. Sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi hayatın tüm bileşenlerine hâkim olan kazanır. Yahudiler, 21. yüzyılda tüm bu alanlara hâkim olmuştur. Fanatik ve aşırı İslami toplumlar, paralarını İsviçre'deki Yahudi bankalarına yatırıyor. Komünizm savunucuları, Afrika, Avrupa ve Rusya'daki aşırıcılara kadar birçok kişi, paralarını Yahudi bankalarına emanet ediyor.

Meşru hükûmetler, Amerikan ve Avrupa tahvilleri alarak paralarını Yahudi sermayelerine yatırıyor. Yahudi felsefesi, toplumların geleceğini tehlikeye atmıştır. Yahudi olmayan milletler, karışık ırklar ve cinsiyetler haline getirilmek isteniyor. Siyonist Yahudi felsefesi, üçüncü cinsiyeti tartışmaya açtı ve internet araçlarıyla çocukları bu tuzaklara çekmeye başladı. Aile yapısı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu da Hristiyan inancının yok olması demektir.

Gazze’de yaşananlar görünen yüzdür. Görünmeyen ise daha büyük kayıplara neden olacaktır. Cinsiyet tartışmaları bunun başlangıcıdır. İslam toplumları için çözüm, eğitime odaklanmak ve Türkiye merkezli bir eğitim modeli oluşturarak, Batı'nın elindeki pozitif bilim tekelini kırmaktır.

Çare, pozitif bilime hâkim olmaktır. Mühendislik, fen, matematik, tıp, felsefe ve edebiyat alanlarında dünya çapında kurumlar kurulmalı ve dünya çapında eserler üretecek bilim insanlarının yetişmesine özen gösterilmelidir. Çare, eğitim ve bilimdedir.

Allah yardımcımız olsun.

Saygılarımla