
İsmet TAŞ
Soykırım, işgal ve sürgün
Gazze, 364 Km yüzölçümü, iki milyon üçyüzbin kişi nüfusu ile oldukça küçük bir yer. Ve bu küçük yer de yaşayan Filistin halkı, toprakları, vatanları için verdikleri mücadele, bütün dünyaya parmak ısırttırdı.
Şehit oldular ama eğilmediler, soykırıma uğradılar ama pes etmediler, dünyanın en modern orduları ve silahlarına karşı tırnakları ile savaştılar ama vatanıma göz dikenin gözlerini oyarım dediler.
Ve Gazze'yi emperyalistlere, siyonistlere, kendilerini dünyanın efendisi olarak ilan edenlere teslim etmediler. Elli bin şehit, yüz bin yaralı verdiler ama yine de vatanları uğruna canlarını vermekten zerre kadar kaçınmadılar.
Ve siyonizmin uşakları geri çekilmek barış yapmak zorunda kaldılar.
Elbette hiç kimse gerçek bir barışın olduğuna, olacağına ihtimal dahi vermiyor. Siyonizmin uşakları bunu da saklamıyorlar zaten.
Peki ne diyorlar? Gazze'den çıkın, Mısır ve Ürdün'e gidin ölüm korkusu olmadan rahat rahat yaşayın!
Hiçbir Filistinlinin bunu kabul etmeyeceğini bile bile. Peki bunu bildikleri halde neden özellikle son günlerde sürekli aynı şeyleri tekrarlıyorlar? Çok basit. Kendi düşüncelerine önce dünya kamuoyunu alıştırıyorlar sonra da eyleme geçecekler. Yeni katliamlar, yeni soykırımlar yapacaklar ve diyecekler ki, "Bakın biz söyledik, komşu ülkelere gidin diye ama gitmediniz. Bizim bir suçumuz yok. Sizi uyardık ama dinlemediniz" veya bu mealde söylemlerle kendilerini güya yaptıkları katliamları haklı gösterecekler. Yine sürekli söyledikleri şeyi söyleyecekler, “İsrail'in kendini savunma, koruma hakkı var!”
Tam da güler misin? Ağlar mısın? cinsinden. Ne demiştik, "ne kadar güçlüyseniz o kadar haklısınız."
Tuhaf olan ise, ne Batıdan ne doğudan ne güneyden ne de kuzeyden hiçbir ülke ciddi bir tepki göstermediği gibi şimdilik herkes sus-pus.
Peki Gazze'de yaşayanlar ne istiyorlar? Basit, sıradan herkesin istediğini. "İnsanca yaşamak." Aç kalmadan, üşümeden, hastalanmadan, sokaklarda yatmak zorunda kalmadan. Yani en temel insan haklarına sahip olmak istiyorlar. Bunu onlara çok görenler, onların nefes almalarına bile tahammülü olmayanlar bir gün gelecek yaşattıklarını mutlaka Allah'ın izniyle yaşamadıkça ölmeyecekler. Hem de en ağırını.
Hepimiz biliyoruz ki, dün Gazze halkını, bir bardak suya, bir lokma kuru ekmeğe, muhtaç hale getirildiler. İçeri hiçbir yardımın yapılmasına izin verilmedi. Dışarıda ki ülkeler sürekli bağımsız iki devletten bahsettiler ama bunun gerçekleşmesi için tek bir adım dahi atmadılar. Garantörlük dahil o kadar çok şey konuşuldu ki, ama hiçbiri hayata geçirilmeden hafızalardan silindi gitti.
Bugün geldiğimiz noktada, sürgünden bahsedilir oldu. Hafızalara kazınmaya başlandı. "Gazze için en iyisi bu" denilerek kabullendirilmeye çalışılıyor. Hamas'ın elinde dün esirler vardı barış için onu masaya koyuyordu. Bugün ise ne var Siyonistleri durduracak? İsrail kaç tane askerinin öldüğünü bu güne kadar açıkladı mı? Kimse ne olduğunu bilmiyor.
471 günlük savaşın ardından İsrail bu kez tecrübe edinmiş ve nasıl saldıracağı konusunda akla hayale gelmedik taktiklerle saldıracak. Saldırmak için artık bahaneye de ihtiyaçları yok. Hiç kimsenin kendilerine hiçbir şey yapamadıklarını, yapmadıklarını gördüler.
Bir şeyi daha net bir şekilde gördüler. Kendilerine Müslüman diyen Arap ülkelerinin parça parça olduğunu, kimsenin kimseye hayrı dokunmadığını, bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışında olduğunu.
Peki İsrail'i kim durduracak soruna yine aynı cevap HAMAS...
Hamas neler olduğunu veya olacağını bildiği için destek arayışlarını sürdürüyor. Nasıl bir sonuç alır onu hep birlikte göreceğiz.
Bildiğimiz tek bir şey var, dün olduğu gibi bugün de Hamas'a ve Filistin halkına fedakarlıkta sınır tanımadan yardım etmek. Nereye kadar giderse oraya kadar. Bu yardımlar hatta zaman zaman yapılamayan bu yardımlar Filistin halkına ne kadar yeterli olur onu tahmin etmek hiç de güç değil. Asla yeterli değil.
Ta ki, "Filistin toprakları Filistinlilerindir" söylemi ile Arap Birliğinin siyonizme karşı çıkıncaya kadar. Peki bu olur mu? Hep birlikte göreceğiz...
Ve büyük resme baktığımızda, yakın bir gelecekte, Türkiye-İsrail savaşının kapıda olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Her an her şeye hazır olmalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.