Sefer Aşır Eraslan
Vatan…
Bölücü örgüt mensuplarına güya “çağrı” yapıyorlar. Birisi teslimiyette o kadar ileri gitmiş ki ipotek altına alındığı konuda okkanın altına gitmemek için kimliğini kişiliğini varlığını hatta... feda ediyor.
Bir diğeri onun verdiğinden daha fazlasını ben veriyorum” diyerek “el yükseltiyor” Vatanın bölünmesine bir emperyal isteğin yerine getirilmesine davet çıkarıyor. Bu kadar değersizliğin bu kadar çöp şahsiyetin bir araya geldiği tarihimizde yazmaz. Beğenilmeyen “Tanzimat aydını” tiplemesi bile bunlardan daha şahsiyetli daha kaliteliydi. Hatta “keşke Yunan kazansaydı” diyenin bile bunlardan daha aşağı olmadığını düşünüyorum. Özgür efendi kendi eczanesinden ilaç veriyormuş gibi vatan toprağı vermeyi duyuruyor. Hadi oradan siz de…
Doksanlarda her parti seçmene vaatlerini açıklarken biri diğerinden daha fazla vermeyi vaat ederdi, “O bu kadar veriyorsa benden de üç anahtar” diyenler çıktı. Ama onlar vatan toprağını satan işportacılardan olmadılar. Onların vaatleri kendi çaplarınca olurdu. Bunlar çapsızlıklarına bakmadan biri diğerinden daha fazla vermeyi vaat ediyor. Bir arkadaşı çıkıp bu hadsize “sen de çok ileri gittin” demelidir. Bir bayram tatili öncesi memlekete gideceğiz.
Otobüs yok. Ek seferler de yetmiyor. Şu anda Büyük Şehir Belediyesi olan otogarda otobüs bekliyoruz kuyruk olduk. Bana da sıra geldi. Tek tek biniyoruz. Muavin o meşhur hitap ağzıyla “ileri gidelim abiler ileri” diye bağırıyor aşağıdan. İçeriden bir yolcu da onu taklit ederek aynı sözleri tekrar etti “ileri gidelim abiler ileri”. Muavin işitti ve yukarı çıktı “hooop sen de çok ileri gittin” dedi. Çok ileri gidenler var.
Önlerine bir istek atıldı. “Yok bu bana göre değil” diyen çıkmadı. O sözü atan o isteği atan sessiz sedasız olanları takip, konuşulanları takip ediyor. Son söz onun. En son o konuşacak. Laf kalabalığı şahsiyet denemesine uğrayanlar ne zaman son noktaya gelirlerse o zaman çıkıp “benden habersiz bu yaptıklarınızın hepsi boş şeylerdir” diyecek ve o konuşanlar el yükseltenler ne kadar değere sahip oldukları meydana çıkacağı için çöp sepetinde yerlerini alacaklar. “Kürt açılımı kimin izniyle başladı, hangi noktaya geldi. En son Dolmabahçe’de bir masa etrafında oturup anlaştılar. İmzaladılar. Ama masa tekmelendi ve o yapılanların hepsi boşa gitti. Bölücü parti mensupları hapse girdi. Partileri kapatıldı. Kendi siyasi hayatlar sona erdi. Diğerleri ise vekil olmaya devam ettiler. Bu defa da aynı işlerin olmaması mümkün mü?...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.