Yapay zekâ ve gazetecilik

Yapay zekâ hayatımızın her alanına girmiş durumda. İlk günden itibaren, birçok meslekte olduğu gibi gazetecilik mesleğini de riske sokabileceği konuşulmuştu hararetle. Muhabirler bu hararetli tartışmalardan uzak tutulmuştu hep. Masa başına ihtiyaç duyulmadan sahada yapılan muhabirlik için en fazla ne kadar ihtiyaç duyulabilirdi ki?

Peki editörler ve yazarlar neresindeydi bu hararetli tartışmaların? Tabii ki baş köşesinde. Sadece birkaç komutla yüzlerce kelimelik haberler, makaleler, köşe yazıları üreten yapay zekâ yüzünden tarihin tozlu raflarına mı kalkacaktı bu meslekler?

Bu ve benzeri soruların yanıtlarına ulaşmak için çokta uzun bir süre beklemek gerekmedi. Yapay zekâ kullanılarak yazılan haberlerin birçoğu; tekdüzelikleriyle, ruhsuzluklarıyla, anonim fotoğraflarıyla hemen belli ettiler kendilerini.

İşletme fakültesinin girişimcilik dersinde ilk gün şunu öğretmişti hocamız: “Bir şeyden para kazanmak istiyorsanız; ya piyasadaki talepler doğrultusunda icat edin, ya icat edilmişi geliştirin, ya da geliştirileni çürütün.” Yapay zekâyla üretilen “yapay” yazıların birçoğunu intihal programları rahatlıkla anlayabiliyor artık. En üst seviye yapay zekâ programları kelime başına ücretlendiriyor artık oluşturduğu intihalsiz orijinal metinleri. Günün sonunda ulaşılan rakamları siz hesaplayın artık.

Sonuç itibariyle “ses olmak” değil midir gazetecilik? Anlatılamayanı anlatmak, duyurulamayanı duyurmak, değil midir ses olmanın tanımı? Yapay zekâya ihtiyacı var mıdır ses olmanın?

Her gazetecinin bir üslubu, bir seviyesi, bir duruşu ve tüm bunların neticesinde bir okuyucu kitlesi bulunmakta. Sektörler iş geliştirme sürecinde teknolojiden ne kadar faydalanıyorsa, sektörlerin müşterileri de aynı oranda faydalanıyor teknolojinin nimetlerinden. Profesyonel birçok okuyucu, kişisel verilerini koruyan, yazı ve fotoğraf kalitesi yüksek, foto galerileri özenli, yazarları laf kalabalıklarıyla yormayan, karmaşadan uzak ve basit, eğlenceli, az vaktini alarak kalitesini hissettiren haber sitelerini tercih ediyor artık. İlgisini çekmeyenin erişimini engellemekte yine okuyucunun elinde.

Tarihimizle, medeniyetlerimizle, kültürümüzle, yaşanmışlıklarımızla yazılacak binlerce değere sahipken yapay zekâ ana unsur değil, teknik konularda yardımcı unsur olmalı gazetecilikte bence. İntihal oranı ölçme, Türk Dil Kurumu’na uygunluk, verilen tarih ve örneklerin doğruluğu v.b. başlıklarda yapay zekâ süzgecinden geçmiş bir metin, tekdüzelik yaratmak yerine, kaliteyi arttırır kanaatimce.

Teknolojinin olumlu yanlarından faydalanmanız temennisiyle…

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saliha Yazan Arşivi