Eyüp Kara
Yaz tatili
Okullarımızın yaz tatili dönemine girmesinin ardından aileler çocuklarını ya tatile götürdü ya da yaz okulu kurslarına göndermeye başladı. Bu vesileyle ciddiyetle üzerinde durulması gereken çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. O da tatilin iyi değerlendirilmesidir.
Çocuklarımız, gençlerimiz uzun ve yorucu bir eğitim dönemi sonunda elbette ki, dinlenmeyi ve tatili hak ediyorlar. Onları başarılarından dolayı kutluyor, hatta ödüllendiriyoruz. Ancak tatil, üç ay sorumsuzca gezip dolaşmak, vakit öldürmek değildir. Zira geleceğimizin teminatı gençlerimizin mükemmel yetişmeleri için, değerli vakitlerini hoyratça harcama lüksü yoktur. İlâhî nizam gereği Hz. Adem’den beri asırlardır insan doğar, büyür evlenir, çoluk-çocuk sahibi olur ve neslini kendi yerine bırakarak ebediyete intikal eder. Her nesil böyle zincirleme devam ederken dilini, dinini, kültürünü ve tüm mukaddesatını gelecek nesillere tevdi eder. Bugünün küçükleri, yarının büyükleridir. Biz de istikbalimizi kendilerine emanet edeceğimiz evlatlarımızı, beden ve ruh sağlığı mükemmel, beyni ilimle, kalbi imanla dolu dindar nesiller olarak iyi yetiştirmek zorundayız. Cenab-ı Hak bir ayette, “Ey mü’minler! Kendinizi ve (sorumluluğunuz altındaki) ehlinizi (ailenizi) ateşten koruyunuz…” buyururken, Hz. Peygamberimiz “Hepiniz çobansınız. Her bireriniz güttüğünüzden sorumlusunuz.” Buyurmuştur. Merhum Şair Mehmet Akif Ersoy bu konuyu şöyle terennüm etmiş: “Hüsrana verme rıza, çalış azmi bırakma. Kendin yanacaksın, bari evladını yakma.”
Bilindiği üzere, çocuklar boş kaba benzer, ne koyarsanız onu alır. Ya da mum gibidir, istediğiniz kalıba dökebilirsiniz. Zaten ağaç yaşken bükülebilir. Fidan büyüyüp kartlaşınca bükmek isterseniz direnç gösterir ya da kırılır. Yani her şey vakti zamanında yapılmalı, geç kalınmamalıdır. Çocuk doğurup sokağa salmak hüner değildir. “Doğurdum saldım çayıra, Mevlam kayıra” diyemeyiz. Eğitimsiz, mâ’neviyatsız, terbiyesiz, nesiller toplumun baş belasıdır. Böyle başıboş ve disiplinsiz büyüyen nesiller en çok kendi ailelerine problem olurlar. Tabi ki iş işten geçtikten sonra ailelerin dizlerini dövmesi, son pişmanlık fayda vermez. Neslimizin mükemmel olması için, sadece okullarında öğrendikleri bilgiler yeterli değildir. Onlara takviye din ve ahlak dersleri verilmeli ve mutlaka Kur’an öğretilmelidir. Çocuklarımıza Peygamberimizin hayatını, üstün ahlakını da öğretmek ve özümsetmek gerekir. Çocukları namaza alıştırmak veliler üzerine bir dini vazifedir. Zira İslâm’ın alâmeti dinin temel direği namaz, mü’minin miracıdır. İnsan namazla Mevlâsını yönelir, onun dergâhına yükselir. Hz. Peygamberimiz: “Çocuklarınız aklı ermeye, iyiyi kötüyü fark etmeye başladıklarında namaz ile emrediniz.” Buyurmuş, Başka bir Hadis-i şerif’te “Çocuklarınız yedi yaşına erişince namazı emrediniz. On yaşına gelince (namaz kılmazlarsa) cezalandırınız” buyurmuştur.
Çocuk dünyada sürur, âhirette nurdur. Onları sevmeli, iyi bakmalı, gözümüz gibi korumalıyız. Ancak şımartmadan sevgimizi kalbimizde saklayarak gereken otoriteyi kullanmak suretiyle disipline etmeliyiz. Elbette ki, sevdirerek eğitmek en güzelidir. Ama bazen zorunlu olarak, çocuklarımızı “ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM” mantığıyla hocaya teslim etmek gerekebilir.
İşte şimdi okulların tatile girmesini takiben, ortalama on günlük bir dinlenme sonunda, tüm çocuklarımız ve gençlerimiz; din dersleri ve Kur’an öğrenmek için; Kur’an Kurslarına, camilere ve bu hizmete yönelik yurtlara ve vakıflara başvurmalıdır. Aileler, veliler, öğretmenler ve tüm hocalarımız da bu işin sıkı takipçisi olmalıdır. Saygıdeğer hocalarımız tam bir seferberlik anlayışı içinde, kısa zamanda çok şey öğretmek için ellerinden gelen bütün gayret ve fedâkârlığı göstererek, çocuklarımızı ve gençlerimizi sevgiyle, şefkatle karşılamalı, onlara İslâm’ı, Kur’an’ı sevdirerek öğretmeliler.
Bu kısacık birkaç aylık zaman diliminde, ülkemiz, milletimiz ve mukaddesatımız adına çok, ama çok hayırlı hizmet ifa edilebilir. Yeter ki aileler, hocalar ve gençler elbirliği içinde yaz kurslarına önem versinler. İyi bilinmelidir ki, Kur’an öğrenen gönüllere İslâm’ın mührü vurulmuş olmaktadır. Zira İslâm peygamberi ve onun gerçek varisleri Üstazlarımız; İnsanları irşat için, ilk iş olarak Kur’an öğretirlerdi. Yaz tatilinin hayırlara vesile olmasını diler, ailelerimizin bu konuda biraz daha hassas davranmalarını tavsiye ederim…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.