Tükenmişlik sendromu sadece iş hayatında mı?

Sabahları uyanmak zor geliyor artık. Ne yataktan kalkmak istiyorsun, ne de bir şey düşünmek. Alarmın çalmasıyla birlikte bir gün daha başlıyor ama sen sanki çoktan bitmiş gibisin.

Tükenmişlik dedikleri şey sadece iş yerinde yaşanıyor sanıyoruz. Oysa insan her yerde tükenebilir. Evde, sokakta, ilişkide… Ama en görünür hâliyle karşımıza iş hayatında çıkıyor. Çünkü orada performans isteniyor. Raporlar, toplantılar, yetişmesi gereken işler… Sürekli güçlü, sürekli üretken, sürekli olumlu olman bekleniyor. Ve bu beklenti, zamanla insanın içini sessizce kemiriyor.

Bir gün geliyor, aynı işi yapıyorsun ama artık hiçbir şey hissetmiyorsun. Ne başarı sevindiriyor seni, ne takdir iyi geliyor. Her şey bir zorunluluğa dönüşüyor. Sadece görevlerini tamamlayan bir gölgeye dönüşüyorsun. Ama kimse fark etmiyor. Çünkü dışarıdan baktıklarında hâlâ ayaktasın, gülümsüyorsun, "yoğun ama iyiyim" diyorsun. Oysa içeride sessiz bir çöküş çoktan başlamış oluyor.

Bunu sadece işte yaşamıyoruz aslında. Eve geldiğinde kimse sormuyorsa "nasıl geçti günün?" Kendinle baş başa kalamıyorsan haftalardır… Bir şeyler anlatırken cümlelerin bölünüyorsa, ya da anlatma isteğin bile kalmadıysa...

Tükenmek için ofiste olman gerekmiyor.

Bir kadın, her gün evde aynı işleri yaparken, hiç takdir edilmeyip sadece “yapması gerekeni yapıyor” diye görülünce… Bir adam, işten yorgun dönüp sessiz kaldığında, sadece “asabi” sanılınca… Bir genç, duygularını dile getirmeye çalıştığında hemen yargılanınca… Orada da bir tükeniş yaşanıyor.

Ve en acı olan şu: İnsan kendini yavaş yavaş kaybederken, çoğu zaman kimse fark etmiyor. Ta ki içten içe çökene kadar.

Ama hâlâ bir umut var. İçimizde bir yer hâlâ "duyulmak" istiyor. "Anlaşılsaydım, böyle olmazdı" diyen ses hep var. O sesi bastırmak yerine dinlemeye başlarsak, belki yeniden toparlanabiliriz.

Kendimize şunu hatırlatmalıyız: Yalnız değiliz. Tükenmiş hissetmek bir zayıflık değil, insan kalabilmenin bir işaretidir. Ve bazen bir "anlıyorum seni" cümlesi, bir terapi kadar iyileştirici olabilir.

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saliha Yazan Arşivi