Gelibolu’da 1915 Ağustos'u-2

GİRİŞ…

Toplam altı bölümden oluşan bu makale dizisinde I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesindeki Gelibolu yarımadasında 25 Nisan 1915 tarihinde beri devam etmekte olan kara muharebelerinde Ağustos 1915 ayında Arıburnu, Conkbayırı ve Anafartalar bölgesinde yapılan muharebelerden bahsedilmektedir. Makale dizisinin daha önceki ilk bölümünde konunun öncesi mâhiyetindeki Çanakkale Cephesinde İtilaf Kuvvetlerinin (Müttefiklerin) 18 Mart 1915 tarihinde yaptıkları deniz harekâtının başarısızlıkla sonuçlanması üzerine 25 Nisan’da Gelibolu Yarımadasına çıkarma yaparak Boğazı geçmeye çalışmaları kapsamında Yarımadada başlayan kara muharebelerinde Temmuz ayı sonuna dek meydana gelişmeler ve Cephede kilitlenmeden bahsedilmiş, bugünkü ikinci bölümünde de Gelibolu’daki İngiliz birliklerinin komutanı General Hamilton’un yeni bir taarruz planı ve Seddülbahir bölgesinde yapılan muharebelerden bahsedilmektedir.

HAMILTON’UN YENİ BİR TAARRUZ PLANI…

Yarımadadaki İngiliz birliklerinin komutanı General Hamilton, [1] Yarımada’daki bu kilitlenmeyi kırabilmek için İngiltere’den gönderilen takviye birlikleriyle, yeni bir taarruz planı hazırlamaktaydı.

Bu plana göre General Hamilton, Yarımada’nın batı kıyılarına yönelerek bu istikâmetten ilerlemeyi hedeflemiştir.

Hamilton’un planı, takviye gelen bu tümenlerle oluşturulan 9. İngiliz Kolordusu ile Suvla Koyu’nda bir çıkarma yapmak, bu harekâtın da Yarımadada bir dizi harekâtla desteklenmesi şeklindeydi. Esas harekât, İngiliz 9. Kolordusunun Suvla Koyu’na yapacağı çıkartma ile birlikte, 1. ANZAK [2] Tümeninin girişeceği bir çevirme harekâtıdır.

General Hamilton’un çok gizli tuttuğu ve kesinlikle başarı sağlayacağına inandığı ve amacını da “6 Ağustos’ta Yarımadanın güney bölgesine yapılacak olan taarruz harekâtı, ana taarruzun hedeflerine ulaşması için yapılmış olan planın bir parçasıydı. Asıl büyük darbe, Arıburnu bölgesinden vurulacaktı. Yarımadanın güney ucundaki Hellas ile kuzey batı kesimindeki Anafartalar ise harekât planını tamamlayıcı sahalardan ibâret olacaktı”, sözleriyle açıkladığı 6-13 Ağustos dönemindeki muharebelerin genel amacı ise Yarımadanın güney kesimindeki Seddülbahir Cephesi’ndeki Türk kuvvetlerini durdurmak, bu kesimden de asıl taarruzun yapılacağı kuzey bölgesine kuvvet yardımı yapılmasını önlemekti.

SEDDÜLBAHİR BÖLGESİNDE YAPILAN MUHAREBELER

General Hamilton, 9. İngiliz Kolordusunun Yarımadanın kuzeyindeki Suvla Koyu’nda yapacağı kuşatma harekâtının hemen öncesinde Türk kuvvetlerinin dikkatini başka bölgeye çekmek için Yarımadanın güneyindeki Seddülbahir bölgesine bir harekât planlamıştı.

Bu plan doğrultusunda Seddülbâhir Bölgesindeki 88. İngiliz Tugayı 6 Ağustos’ta saat 15.30’da taarruza geçmiştir.

Bu bölgede 6-7 Ağustos günleri yapılan muharebelerden sonra 13 Ağustos akşamına kadar geçen zaman zarfında karşılıklı topçu bombardımanları, küçük çaplı gece baskınları ve bomba atışlarından öteye geçmemiştir.

Bu taarruzda, İngiliz kuvvetleri muharebeye katılan 4.000 subay ve erin 3.500’ünü kaybettikleri gibi hiçbir yerde de üstünlük sağlayamadılar. Türk siperleri ise her yerde durumunu korumuştur.

Bu muharebeler sonrasında Seddülbahir bölgesindeki Müttefik birlikleri savaşın sonuna dek hiçbir ciddî harekâta girişemediler.

Devam edecek.

SON NOT

[1] General Ian Hamilton (1853-1947). İngiliz Ordusunda bir general olup, Gelibolu Muharebeleri esnâsındaki talihsiz komutan olarak ön plana çıkar. 1871 Sandhurst’taki Kraliyet Askerî Akademisinden mezun olarak Orduya katılmış, 1872-1879 yıllarında Hindistan’da bulunduğu dönemde Afgan Savaşı’na iştirak etmiş, 1881 yılında Güney Afrika’da katıldığı I. Boer Savaşı’nda Majube Muharebesi’nde yaralanmış ve esir düşmüş, 1884-1885 döneminde bulunduğu Mısır’da Nil Seferi’ne katılmış, 1886-1887 döneminde Burma’da, 1890-1893 döneminde Bengal’de görev yapmış, 1893-1895 döneminde de Chitral Seferi’ne askerî danışman olarak katılmış, 1897-1898 yıllarında gerçekleşen Tirah Seferi’ne Tugay Komutanı olarak katılmış ve yaralanmış, 1899-1902 döneminde Güney Afrika’da II. Boer Savaşı’nda çeşitli görevler yapmış, bu savaşta gösterdiği başarılardan dolayı korgeneral rütbesine terfi ettirilmiş, tâkiben İngiltere Savaş Kabinesindeki Savaş Bakanı Lord Kitchener’in kurmay başkanı olmuş, sonra Akdeniz Sefer Kuvveti Komutanı olmuş, Gelibolu Yarımadasına 1904-1905 Rus-Japon Savaşı sırasında gözlemci olarak Japonya’ya gönderilmiştır. 1910 yılında İngiltere’nin Akdeniz Seferî Kuvveti K.lığına getirilmiş, 18 Mart 1915 tarihinde Çanakkale Boğazı’na yapılan Müttefik deniz taarruzunda yaşanan başarısızlık üzerine Gelibolu’ya çıkarma yapacak ve Yarımadayı karadan işgâl edecek kuvvetlere komuta etmiş, 25 Nisan’da yapılan Müttefik çıkarması sonrasında aylarca yapılan muharebelere rağmen sonuç alınamaması ve Müttefik başarısızlığı nedeniyle bu görevden alınarak 16 Ekim’de Londra’ya geri çağrılmış, yerine General Charles Monro atanmış, bu başarısızlık askerî kariyerinin de sonu olmuş, bundan sonraki askerî yaşamında geri hizmetlerde görev yapmıştır.

[2] ANZAK ifadesi, Çanakkale Kara Harekâtı esnasında İngilizlerin kullandığı Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşturulan ve bu isimle anılan kolordunun (Australia and New Zealand Army Corps - Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusu) İngilizce kısaltmasının (ANZAC) Türkçe okunuşudur

[3] Çanakkale Cephesinde Gelibolu’da meydana gelen kara muharebelerinde başarılı görevler yapmış olan Mustafa Kemâl, kara muharebeleri başladığında yarbay rütbesinde ve tümen komutanı olup Haziran 1915 ayında ise albay rütbesine terfi etmiştir.

[4] Askerî anlamda zâyiat; bir sefer, muharebe ya da savaş hâlinde askerî kuvvetlerden çatışmalarda ölen, yaralanan, kaybolan, tabiat şartları nedeniyle ölen, yaralanarak ölen, sağlık teşkillerinde tedavisi devam eden, esir düşen, sakat kalarak ya da hastalık nedeniyle savaşamayan ve benzeri nedenlerle mevcutlardan düşen ve aktif görevde bulunamayanlar için kullanılan bir tâbirdir. Askerî literatür ya da harp tarihi literatürüne yabancı olanlar tarafından bu tâbirin bir çatışma, harekât, muharebe ya da savaş döneminde ölenler / şehir olanlar için kullanılması zaman zaman karşılaşılan hatalı bir durumdur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İrfan Paksoy Arşivi