Sefer Aşır Eraslan

Sefer Aşır Eraslan

İSRAİL ÇAĞIRIYOR MU?

İsrail ile alakalı bir basına kapalı oturum yapıldı. Neden bu yol seçildi bilinmez. Acaba tehlike büyük de ondan mı? Yoksa başka sebeplerle uygun görülen bir bahane mi? Kuruluşundan bu tarafa İsrail Türkiye’yi hedef almadığı düşüncesindeyim. İç siyasetin yakıcılığını biraz serinletmek için bu yola başvurmuşlardır. Onca hakarete rağmen onlar aynı üslupla karşılık vermediler. Hatta Mavi Marmara için ABD’nin zorlamasıyla özür bile dileme mevzusu vardı. Oysa Mavi Marmara’ya yapılanı her devlet yapardı. Normaldi memleketini korumak kollamak. Bizim Bodrum’a kadar izinsiz giren Yunan polisi başka… Datça’dan kaçakçı botunu alıp gitmek de başka. Oysa o işi bizim yapmamız gerekirdi. Bize şikayet edip gereğini biz yapmalıydık. Yunan başbakanı Türkiye’ye geldiğinde “Türkiye ile problemleriniz nelerdir” diyen gazeteciye ”kaçak göç ve sığınmacı konusu” demişti. Oysa o sadece onlarla bizim değil bütün AB’nin meselesiydi. Bizim FIR hattı, adaların işgali, silahlandırılması, Kıta sahanlığı… gibi, çok eski ve önemli problemlerimiz vardı. Geçen hafta Mitçotakis ”adım adım problemleri yok ettik,uzlaştık” diyordu. Oysa adaların işgali suç, silahlandırılması suç. Nitekim tatbikattan çekildik. Sebep kıta sahanlığı ihlali ve FIR hattı meselesiydi.

İsrail bize saldıramaz. ”Ermenistan’a girdiğimiz gibi İsrail’e de gireriz “diye tehdit eden biziz. İsrail’in girmesine gerek yok. Vekalet verdikleri hemen güneyimizde ABD kontrolündeki YPG/PYD eşkiyaları hazır bekliyor. Güney sınırımızı temizlemeden İsrail’de ki işimizi anlayamadım. Bunlar da İsrail’in dostları. Zaten Netenyahu “karşımıza çıkacak olan herkesi ezeriz” diyordu. Öncelik ABD kontrolündeki yapılanmayı yok edelim. Rahmetli Şemsi Yastıman’dan dinlediğim bir olayı anlatayım. Bir köyde yaşlı karı koca yaşamaktadır. Kış günü sobanın başında oturmaktan usanmışlar. Yan taraftaki yeni evli gençlere gidip çaylarını içip sohbet etmek isterler. Onlar da bu daveti kabul ederler. İhtiyarlar varmışlar. Yenmiş içilmiş konuşulmuş zaman akıp gitmiş. Ama ihtiyarlar kalkıp gitmiyorlar. Çünkü yeni evli gençler yatacaklar. İhtiyara demiş ki ”amca sana piyangodan çokça para ikramiye çıksa ne yaparsın” İhtiyar da ”ne mi yaparım, önce fakirlere dağıtırım, sonra hacca giderim” demiş. Genç adam tam zamanı deyip” amca sen şuradan şuraya evine gidemiyorsun ki hacca nasıl gideceksin?” sıfır noktada her gün taciz eden işgale hazırlanan İsrail soyundan gelenleri halletmeden başka işlere kalkışmak bize ancak zarar verir. Hem İsrail’e saldırıda ABD yine karşımıza çıkacak, Rusya ile düştüğümüz duruma düşeceğiz korkarım. Devletimiz bunu iyi hesap etmelidir. ABD ile İsrail yüzünden değil sınırımızdaki işgalden dolayı karşı karşıya gelelim, gelelim ki koç gibi zaferle bu işin içinden de çıkalım.

İsrail’in Gazze’de çocuklara ve kadınlara yaptıklarına elbette en sert şekliyle karşıyız. Bunlar kabul görülür şeyler asla ve asla değildir. Batı Şeria’da Hamaslı var mı, bize haber verin veya kendiniz yok edin size ödül vereceğiz” diyen İsraillinin teklifine balıklama atlayan ahmakın dedesi de bizim Osmanlı Türk askerlerine aynı şeyi yapmadılar mı?

Sayın Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olarak Lübnan’a gittiğinde bir yaşlı kadın ”bizi buraya atıp gittiniz, bizi unuttunuz, kendinizi kenara sağlama aldınız, biz esaretteyiz,ne zaman geleceksiniz” dediğinde şöyle cevap vermişti. ”İstiklal Savaşında biz Fransızlarla ölüm kalım savaşı verirken siz burada Fransızların kolunun altında eğleniyordunuz. Bu gün bunu söyleme hakkınız yok”...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sefer Aşır Eraslan Arşivi