Havalar soğumaya başlayınca hepimizde bir hastalanma korkusu başladı. Koronavirüs salgınından sonra, hafif bir gribe, nezleye, soğuk algınlığına yakalansak dahi korkar olduk hem hastalanmaktan hem de hastayla bulaş riskinden.
Toplu taşıma kullanan bir birey olarak, metroda ya da otobüste birisi hapşursa aklım çıkıyor. Hastalanma korkusu yetmezmiş gibi bağışıklığım zayıflar mı korkusu yaşıyorum birde. Korkunun etkisiyle günümüz modası vitaminler peynir ekmek gibi satılmakta eczanelerde.
Küresel ısınmanın hissedilmediği çocukluğumuzda kışlar daha sertti. “Bir kar yağsa mikroplar kırılır” diyen büyüklerimizi dinlerken bir yandan, diğer yandan kar bizim için buza çevirmediği müddetçe tatil ve eğlence demekti.
Karın arkasından gelen meşhur Ankara ayazıyla buz patenine dönerdi sokaklar. Çatılardan sarkan buzların altından geçmememiz için sık sık tembihlenirdik.
Sonbahar ve kış mevsiminin bu kadar sert geçtiği yıllarda okula gittiğimiz ve toplu taşıma kullandığımız halde çok az hastalanırdık.
Her akşam sobanın üzerine konulan bitki çayı demliğinden -kokuları karışmasın diye annem bitki çaylarını ayrı demlikte demlerdi- nasiplenirdik hepimiz. Ihlamur, kuşburnu, nane-limon, elma, ayva yaprağı ev halkının bağışıklık sistemine göre kaynardı sobanın üzerinde.
Boğaz ağrısı sayısı çoksa evde elma, öksürük çoksa ayva yaprağı, gün içinde çok üşütüldüyse ıhlamur, mideler bulanıyorsa nane-limon…
Günümüzdeki gibi zencefiller, hibiskuslar, hatmiler, kabuk tarçınlar yoktu belki içinde ama gayet doğal ve şifalıydı içtiğimiz çaylar.
Şifası doğallığından mı yoksa anne eli değdiğinden mi bilinmez ama hastalık önleyici oldukları kesindi. Kâğıt poşetlerde, atom çayı, kış çayı adı altında, üzerinde yazan bitkilerin içeriğinde olup olmadığı belirsiz, hepsi toz halinde ve demlendiğinde yeşil ya da kırmızı renkli sıvılar anne eli değse bile şifa vermiyor artık. Kâğıt poşetten ve ipten sıcak su temasıyla çaya geçen zararlı maddelere değinmiyorum bile.
Bağışıklığımızın çok güçlü olması gereken bu günlerde sağlıklı yiyecekler yiyip, sağlıklı içecekler içmek hastalıklardan korunmanın % 50’lik kısmı. Vücut ısısını ve sosyal mesafeyi korumak ise diğer % 50’lik kısım.
Organik bitkilerle demlenmiş organik bir kış çayının içinizi ısıtması, kokusuyla evinizi neşelendirmesi, demlediğiniz çayınızı ikram edeceklerinizin olması paha biçilemez.
Sağlıcakla kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.